Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Demokrasinin kayboluşu

Böyle zamanlarda ve krizlerde demokratik sistemler ile karşıtları arasındaki farklar, karşılaştırma amaçlı olarak hep tekrarlanır. İsviçre hükümetinin bir ağacı kesmek istemesi durumunda konuyu referanduma sunacağı söylenir. Hikâyenin kendisi ilginç ama karşılaştırma biraz aptalca. Çünkü onların ülkelerinde referandumlar halk arasında yapılıyor, bizim ülkemizde ise bir odada hazırlanıyor, yapılıyor ve sonuçları açıklanıyor.

Kolay bulaşan bu enfeksiyon, halka açık bir davetle açık bir festivalde herkese bulaştı. Sayın Biden, Tel Aviv’e gelerek ABD’yi İsrail’in yanında savaşa soktu.  Ardından anayasa metnine uygun olarak konuyu önce Kongre’ye sunması gerektiğini hatırladı. ‘Ortadoğu’nun tek demokratik devleti’ (resmi lakabı), başkanı kanun önünde yargılanan ve üyeleri bir grup hastalıklı insandan oluşan azınlık hükümetinin kararıyla 3 milyon insanı çatısız bıraktı, evlerini yıktı, 50 bin kişiyi enkaz altına gömdü ve bu insanların yakınlarının hayatlarından 100 yılı çaldı.

Demokrasinin anası ve hukukun öğretmeni İngiltere bile, konu Avam Kamarası’na gelmeden önce ilk andan itibaren hızla Sayın Biden’ı takip etti. Bu nedenle direniş grubunun ölüm kalım zamanında halklarının yanında durma fikrini göz ardı etmesi şaşırtıcı değildi. Güney Lübnan, beşinci veya onuncu kez birdenbire kendini şehadet ile yaşam arasında buldu. Hamas’ın, Lübnan halkına haber vermeden onların topraklarında savaşçı topladığı görüldü. Yaklaşık 50 bin güneyli, sanki olağan bir rutinmiş gibi evlerini bırakıp kuzeye yöneldi. Bölünmüşlük ve boşluk hali ve zaten var olmayan devletin küçümsenmesinden ötürü tüm Lübnan tam bir felç halinde yaşıyor. Halkı, maksimum ses tonuna ve Netanyahu’nun yokluk tehditlerine alıştı ve yapabilecekleri tek şey Hamas’a kendilerini ihanet ve ihmalle suçlamaması için yalvarmak.

Lübnanlıların çoğunluğunun ne istediği önemli değil. Çünkü demokrasisi ve anayasasıyla cumhurbaşkanını seçme ya da askeri oluşumlar kurma gücünden yoksun.

Gelgelelim buradaki yıpranmış demokrasinin durumu, demokrasinin esas ülkelerinden daha kötü değil. Gazze savaşı, diğer şeylerin yanı sıra demokrasinin dünyadaki son tezahürlerini yarattı. İsviçre istediği kadar ağacı kesebilir. Bütün halklar yerlerinden edilmiş ve milyonlarca insan sokakta kalmış durumdayken ABD Kongresi’nin tek bir gündemi var: Filistin doğumlu Temsilci Raşide Tlaib’i, Gazze’deki suçu eleştirdiği için cezalandırmak. İşte Özgürlükler Kongresi.