Binalarının ve yapılarının enkaz yığınları haline geldiği Gazze, İsrail'in oradaki yıkımından sonra burayı yeniden inşa edecek birine ihtiyaç duyduğu kadar, onu kimin yöneteceğini seçmeye de ihtiyaç duymuyor. Öte yandan uluslararası toplum, insani felaket boyutuyla ticaret yapmakla suçlanan Hamas’ın değil, UNICEF gibi Birleşmiş Milletler kuruluşlarının beyanlarına göre ‘milyonlarca insanın güvenli bir sığınakları olmadan’ yaşadığı gerçeğini görmezden geliyor. Bazıları insanlık dramını tamamen göz ardı ederek ‘Gazze'yi kim yönetecek?’ sorusunu soruyor.
Bence şu anda öncelik insani yardıma, yerinden edilmiş kişilerin barınmasına, hayatı yeniden inşa etmeye ve savaşı durdurmaya verilmelidir. Gazze'yi kimin yöneteceği ise Gazzelilerin asli hakkıdır. Gazze halkı kendilerini yönetecek kişiyi seçer ve onun yönetiminin sonuçlarına katlanır. Gazze yıkım ve moloz yığınına dönüşmüş olsa bile, onu yönetecek birine değil, onu vahşi ve korkak askeri makinenin dişlerinden kurtaracak birine ihtiyacı var.
Felaket yaratan insani gerçekliğin yokluğunda Galant'ın Gazze'nin, İsrail, Filistin güçleri (İsrail'e düşman olmadıkları sürece), çokuluslu bir güç ve Mısır olmak üzere dört tarafından yönetileceği planı ortaya çıktı. İsrail savaş hükümetine sunulan ve Jerusalem Post tarafından yayınlanan Galant'ın planı, ‘Gazze'yi, Hamas yönetmeyecek’ mantığını benimsiyor.
Mevcut aşamada eksik olan angajman kurallarına en ufak saygı gösterilmeden, iki taraf arasında mağdur olan sivillerin görmezden gelinmesi. Artık İsrail'i durdurma zamanı geldi. Sivilleri zorla yerinden etme, toprakları boşaltma, su, elektrik, yiyecek, ilaç ve herhangi bir insani yardım biçimini engelleme pratiğini durdurmaları gerekiyor.
Yıkım, öldürme ve sürgün operasyonu sonrasında İsrail güçlerinin Gazze'de gerçekleştirdiği vahşi ve barbarca yönetimden sonra, Gazze'yi herhangi bir Filistinli varlığından boşaltma ve onları Mısır'a sürme girişiminden başka bir şey değildir. Bu, savaş yasalarını hiçe sayan zalim bir hamledir ve büyük demografik değişiklikler yaratma amacını taşıyor. Bu plan, yenilikçi bir plan değildir.
Galant’ın planına göre İsrail, güvenlik denetimleri yoluyla Mısır ile sınır bölgelerini teknolojik imkanlarla izole etmeyi amaçlıyor. Bu da Gazze'yi, İtalyan işgali sırasında Libyalılar için kurulan İtalyan faşist hapishanelerine benzer şekilde, iki milyondan fazla Filistinliye açık büyük bir hapishane haline getirecek. Libya'nın Trablusgarp bölgesinde, modern tarihin en büyük soykırımlarından biri olan ve binlerce Libyalının dikenli tellerin arkasında toplandığı bir operasyon gerçekleştirilmişti. Bu operasyon, bugün Gazze'de yaşananlarla benzerlik gösteriyor. Ancak buradaki fark, dikenli teller yerine teknolojinin kullanılmasıdır. Washington'un desteğiyle uygulanan Galant Planı, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki sınırın elektronik araçlarla güçlendirilmesini öngörüyor.
Hamas'sız Gazze mi, yoksa Filistinlisiz Gazze mi? İsrail'in barbar savaşı, İsrail'in Hizbullah'a mesaj göndermek ve savaş süresini uzatacak başka suikastlar da yapabileceğini göstermek dolayısıyla savaşta tarafsız kalması gerektiğini vurgulamak için Beyrut'taki bir apartman dairesinde suikasta uğrayan bir liderin öldürülmesi dışında direniş savaşçılarına ve liderlerine zarar vermedi. İsrail savaş makinesinin Gazze'de yaptığı kapsamlı bir savaş olsa da savunmasız sivillere yönelik olduğu da açık. Savaşın yalnızca Hamas'ı Gazze'yi yönetmekten uzaklaştırmak için yapıldığına nasıl ikna olabiliriz? Ancak İsrail, Filistin halkına karşı gerçekleştirdiği operasyonları meşrulaştırmak için bazı Filistinli direniş gruplarıyla bağlarını her zaman korudu.
Doğrudur, Gazze bazı fraksiyonlar olmadan yaşayamaz ve siyasi sahneden ayrılması Filistin halkı ve bölünmenin sona ermesi için faydalı olabilir. Ancak bu, tamamen Filistinlilere kalmış bir durum. Gazze'yi kimin yöneteceğine dair kararı, Galant veya başkaları değil, yalnızca Filistinli halk vermelidir.