İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Kursk gediği ve Putin'in seçenekleri hakkında

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez Rus topraklarına giriliyor ve girilen bölgenin büyük bir sembolizme sahip olması da kaderin paradokslarından biri. Kursk'un kırsal sınır bölgelerinin sembolizmi, son dünya savaşının sonucunun burada belirlenmesinden ve Führer'in yenilgisinin işaretlerinin yine burada görülmesinden kaynaklanıyor.

Vladimir Putin, Rus topraklarının 350 kilometre kareye kadar geniş bir alanını kapsayan bu sızma operasyonunu kabul edebilir mi?

Görünüşte Ukrayna tarafından planlamış ve düzenlemiş gibi görünen, ancak uydularla izlemekten, kullanılan gelişmiş silahlara kadar kesinlikle NATO tarafından düzenlenen ve planlanan bu askeri operasyonun arkasında gizemli bir şey hatta belki de pek çok gizemli şey var. Nitekim Rusya sınırını geçen kuvvetler, Alman tanklarına ait görüntüler yayınlamaktan ve Amerikan Hımars füzelerinin kullanıldığını göstermekten geri durmadılar. Sam Amca'nın geçtiğimiz günlerde Kiev hükümetine teslim ettiği F-16 uçakları ise hızlı saldırıda ileri düzeyde rol oynadılar. Bölgedeki Rus askeri havaalanlarını bombalayan füzeler ise konvansiyonel olmanın ötesinde taktik nükleer füzeler gibi görünüyorlardı ya da patlamalara ait görüntülerden böyle anlaşılıyordu.

Dikkat çekici soru şu: Bu ani operasyonun ardındaki stratejik amaç nedir?

Ufukta, Kiev'in yaklaşan barış görüşmelerinde müzakere pozisyonunu iyileştirecek şekilde sahadaki gerçekliği değiştirme girişiminden başlayıp, Rusya'nın bu yılın başından beri güçlü saldırıları ile kazandığı ivmeyi yavaşlatmaya veya bitirmeye kadar uzanan farklı okumalar görülüyor. Bir diğer okuma, saldırının, Rusya'nın savaşın sonucunun “korkunç bir Ukrayna yenilgisi ve tarihi Rusya zaferi” şeklinde belli olduğu yönündeki söylemini tersine çevirmeye yönelik bir girişim olduğu yönünde. Ukrayna halkının moralini yükseltmeyi, Avrupa'ya Rus gazı sağlayan ve bugüne kadar faaliyette olan büyük bir gaz tesisinin ele geçirilmesi yoluyla kriz içindeki Rusya üzerinde ekonomik baskıyı sıkılaştırmayı amaçladığını söyleyen okumalar da var. Ancak bunların hepsi bir gecede yapılamaz ve tamamen Ukrayna'ya ait bir plan da olamaz, çünkü NATO'nun parmak izleri mevcut. Ukrayna'nın kayıpları, yakında Avrupalı özel kuvvetlerin (büyük olasılıkla Fransız veya Alman) katılımını ortaya çıkarabilir.

Çar Putin'in az olan yorum ve açıklamaları provokatif ve korkutucu görünüyor. Putin yaşananları, sivil hedeflere rastgele ateş açan Kiev rejiminin ülkesine yönelik geniş çaplı bir provokasyonu olarak değerlendirdi. Söz konusu değerlendirme, Ukrayna'yı aşan, Putin yenilene kadar para ve ekipman sağlamaktan geri kalmayacak olan (ya da yenilebileceğini zanneden) ABD'nin başını çektiği Kiev'i destekleyen Batılı taraflara, Putin'in vereceği yanıtların işaretlerini taşıyor.

Burada şunu sormamız gerekiyor; Kiev'in bu saldırıyı, ABD'nin 125 milyon dolar değerinde yeni askeri yardım sağlayacağına ilişkin açıklamasının ışığında gerçekleştirmesi kadersel bir tesadüf mü, yoksa kısmi bir tesadüf mü?

Bu sorunun cevabı, Kursk'ta yaşananlarda ABD'nin gizli rolü hakkında düşünmek kadar önemli değil. Bilhassa magazin kameraları, etrafındaki dünya yanarken sahilde güneşlenen Başkan Biden’ı takip ederken, Pentagon'da, Rusya-Ukrayna savaşı alanında mümkün olan en büyük stratejik değişiklikleri gerçekleştirmek için mevcut kaos aşamasından yararlanmaya çalışanlar mı var?

Dört yıldızlı Pentagon generallerinin ve Amerikan derin devleti içindeki tarafların, özellikle de son derece sağcı olan “Proje 2025” ideolojisini yaymaya hazırlananların parmaklarının, orada yaşananlardan ve yakın gelecekte yaşanabileceklerden uzakta olduğu fikrine inanmak zordur. Bu tarafların Rusya'yı yakın, Çin'i ise uzak bir tehlike saydığı ve 21. yüzyılın açıkça Amerikan yüzyılı olarak kalmasını istediği bilhassa göz önüne alınmalı.

Beklenen Rus-Putin seçenekleri neler?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, Telegram'daki özel kanalı aracılığıyla olup bitenler hakkında kısa bir değerlendirme yaparak, Rus tanklarının Reichstag binasının avlusuna ulaşabileceğini vurguladı.

Medvedev bu açıklamayı sebepsiz yapmadı. Aksine, Bild gazetesinde yer alan ve Alman tanklarının yeniden Sovyet topraklarına döndüğünden bahseden, kesinlikle provokatif olarak nitelendirilebilecek bir makaleye yanıt veriyordu. Peki, Almanların ve genel olarak NATO'nun ilk ve en önemli beklentisi nedir?

Kısaca Kursk'ta yaşananlar, Wagner güçlerinin 2023'teki isyanından bu yana Putin'in karşı karşıya kaldığı en büyük meydan okumayı oluşturuyor. Rus makamlarının itibarına ve Putin'in sembolü olmaya devam ettiği istihbarat gücüne ve yeteneklerine güçlü darbe anlamına geliyor, bu ise Çar'a yöneltilmiş büyük bir darbe demek.

Kursk gediği bizi kimsenin gitmek istemeyeceği bir noktaya, Rus toprakları kendisini ve halkını tehdit eden bir tehlikeye maruz kaldığında kitle imha silahlarının kullanımına izin veren ve olanak tanıyan Rus nükleer savaş doktrinini etkinleştirme noktasına götürüyor. Bunun anlamı da nükleer bir çatışma.

NATO'nun amaçladığı şey bu mu?