Parçalı ve kırılgan dokusuyla çağdaş dünyamızın kendisini uçuruma yaklaştıracak bir kibrite ihtiyacı var mı? Görünen o ki, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin Rusya'yı kendi topraklarında aynı anda Amerikan, İngiliz ve Fransız füzeleriyle vurmayı tehdit ederek yapmak istediği şey bu.
Zelenskiy, aylardır Washington ve Brüksel'deki müttefiklerine, ülkesine İngiliz Storm Shadow, Amerikan Atacms ve Fransız Scalp tipi uzun menzilli füzeler vermeleri konusunda çağrıda bulunuyor.
Geçtiğimiz haftalarda ABD başkanlık seçimlerinin gürültüsü diğer tüm haberleri gölgede bıraksa da Politico gazetesi, Biden'ın Kiev'in Rus hedeflerine karşı uzun menzilli Batılı silahların kullanılmasını onaylamak üzere olduğunu, Beyaz Saray’ın bu kısıtlamaları kaldırma planına son rötuşlarda bulunduğunu yazdı.
Ancak ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in Ukrayna'ya yaptığı son ziyaret sırasında düzenlediği basın toplantısı, bu füzelerle Kiev'in ivme kazanmasına yönelik gerçek bir Amerikan yöneliminin olduğunu göstermedi.
Aynı zamanda herkes, Başkan Biden'ın geçtiğimiz cuma günü İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüşmesinin ardından Amerikan medyasının karşısına çıkıp, Zelenskiy'ye Rus topraklarını vurulması gereken hedeflere dönüştürme emrinin verildiğini belirten açıklamalar yapmasını bekliyordu ama bu gerçekleşmedi.
Zelenskiy, Rusya'nın içini uzun menzilli füzelerle bombalamak isteyerek neyi amaçlıyor?
Askeri komuta ve kontrol merkezlerine, Rus yakıt ve silah depolarına ve ayrıca Rus birliklerinin bulunduğu mevzilere saldırmayı amaçladığı kesin. Ancak Zelenskiy'nin hayallerinin önünde lojistik bir sorun var ki o da Ukrayna'ya yönelik en büyük tehditlerden biri olan ve kayan bomba atan Rus uçaklarının yüzde 90'ının yaklaşık 300 km uzaklıktaki Rus havalimanlarında bulunması, yukarıda bahsedilen füzelerin etkili menzilinin ise 250 km'yi geçmemesi.
Dolayısıyla bu gelişmiş üç füzenin Rusya'nın hava altyapısına ciddi zarar verme kapasitesi bulunmuyor. Kısa menzillerine ek olarak, ABD ve Avrupa cephaneliklerindeki sayıları azaldı, dolayısıyla var olanlar da az ve etkisiz. Ancak buna rağmen, geri kalan birkaç tanesi kullanılırsa, kaçınılmaz olarak çok sayıda büyük Rus şehrine ciddi lojistik ve insani zararlar verebilir.
İşte dikkat çekici ve tehlikeli soru da bu; Çar, özellikle de kendisini çevreleyen Siloviki grubu son Kursk operasyonları nedeniyle krize girmişken, buna sessiz kalabilir mi?
Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev'in birkaç gün önce verdiği ve Rusya'nın neredeyse tükenmekte olan stratejik sabrının sınırlarını ifade eden yanıtta, “Kiev erimiş bir alev kütlesine dönüşebilir" denildi.
Bu, Rusya'nın buna vereceği yanıtın küresel kaosa giden yolun ve nükleer uçurum sürecinin başlangıcı olacağı anlamına mı geliyor? Rusya’nın yanıtı, stratejik olmayan nükleer silahların kullanımı ile başlayıp sonunda uzun menzilli stratejik füzelerin özellikle de Mahşerin Dört Atlısı'ndan birine benzeyen on başlı kanatlı “Sarmat” gibi cehennemi füzelerin kullanımı noktasına ulaşacak bir süreci mi tetikleyecek?
Bu füze sistemlerinin hava görevlerini gerçekleştirmesi için NATO ülkelerinden askeri uzmanlara ve Avrupa veya Amerikan uydularının (zira Ukraynalılar uydulara sahip değiller) vereceği desteğe ihtiyacı olduğunu varsayarak, küresel anlamda bu acı yola giden yolu çizen de görünen o ki Çar Putin.
Putin'in bu açıklaması, NATO ülkelerinin doğrudan katılımının, sahneyi Rusya Federasyonu ile doğrudan savaş durumuna çevireceği, kimsenin istemediği felaket nükleer senaryolarının kapılarını açacağı anlamına geliyor.
Zelenskiy, çelişkilere oynayarak Batı'nın Moskova'ya karşı ateşini körüklemeye devam ediyor. Bunun için de Rus rejimine karşı öfkeyi ivmelendirmek için İran sahnesini ve Rusya ile son dönemdeki etkileşimlerini kullandı.
Zelenskiy, Rusya’nın Ukraynalıları vurmak için kullandığı İran insansız hava araçlarının yanı sıra, Moskova'nın yakın zamanda yaklaşık 200 tanesini teslim aldığı kısa menzilli Fath- 360 balistik füzelerini kullanmak için kimseden izin istemeye gerek görmediğini gerekçe olarak gösteriyor.
Zelenskiy, Rusya'nın olası nükleer yanıtı bir yana, Biden'ın başkanlık seçimleri sırasında Suriye'deki 9 bin, Irak'taki 2 bin 500 Amerikan askerinin hayatını riske atamayacağını gözden kaçırmıyor. Bu askerler, Rus dostları için misilleme olarak İran’ın savaş vekilleri için bir gecede kolay hedef haline gelebilir.
Biden son günlerde Trump'ın kırmızı şapkasını giymekte diretiyor. Bu durumda Biden kendisini başkanlık yarışının dışında bırakanlardan intikam almaya mı çalışıyor? Zelenskiy ile önümüzdeki cuma günü BM'de yapacağı görüşmede Biden, Rusya'yı hedef almasına izin vererek görevinden ayrılmadan önce küresel bir Samson (tapınağı herkesin başına yıkma) senaryosu çizmesine izin verebilir. Bekleyip görelim.