Cemal el-Keşki
TT

Zaman satın alma turları

Amerikan kliniğinde siyasi doktorlar alternatif ilaçlar yazmakla meşguller, zira hastalığın ne olduğunu biliyorlar ama etkili reçetelerden uzak durmayı tercih ediyorlar. Ortadoğulu hastanın tamamen iyileşmesini istemiyorlar, sadece ağrı kesicilerle manevralar yapma eğilimindeler.

7 Ekim 2023 savaşından bu yana ABD, ateşkes, savaşı durdurmaya yönelik vaatler, talepler ve çağrılardan oluşan bir sözlükle karşımıza çıktı. Ancak görünen o ki Washington, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik savaşında kendi çıkarları ve müttefiki İsrail'in öncelikleri doğrultusunda hareket ediyor.

Ortadoğu'ya yapılan ziyaret turları, temaslar, görüşmeler ve özel elçiler var. Bunlar medya için bir gündem taşıyorlar ve kamuoyuna kur yapıyorlar. Gerçekte ise ABD’nin tüm bu hamleleri, özellikle de Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in 11 ziyaret turu, bize, “zaman satın alma” başlıklı bir Amerikan stratejisi ve felsefesinin var olduğunu gösterdi. Bu strateji ve felsefenin amacı da daha fazla kan dökerek, yerleşimlerini genişleterek, Gazze Şeridi'nde tampon bölge inşa ederek ve daha fazla suikast düzenleyerek hedeflerine ulaşması için müttefiki İsrail'e yeterli zaman kazandırmak ve tam anlamıyla desteklemektir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki aşırıcı kanadı desteklemek de bunun içinde yer alıyor. Dünyada İsrail'i savaşı durdurmaya ikna edebilecek tek ülkenin ABD olduğu, ancak bunu yapmadığı ve hatta tam tersini yaptığı kimse için bir sır değil.

Savaşın ilk gününden bu yana ABD'nin 27 milyar dolarlık askeri ve mali yardım sağlamanın yanı sıra Ortadoğu sularına üç uçak gemisi ve THAAD füze savunma sistemini gönderdiğini görüyoruz. Dünyanın en pahalı ve en modern savunma sistemi olan bu sistem, Kiev'in kendisine gönderilmesi gerektiği konusunda ısrar etmesine rağmen Rusya’ya karşı savaşan Ukrayna'ya bile verilmedi. Buna ilaveten Washington Güvenlik Konseyi'nde İsrail lehine ve onu kınamalardan korumak amacıyla dört kez veto yetkisini kullandı. Her ne kadar dünyada insan hakları ve özgürlüklerin koruyucusu olduğunu iddia eden bir ülke olarak ABD'nin kalıplaşmış imajına zarar verse de Amerikan üniversitelerinde İsrail karşıtı kamuoyunu bastırdı.

Tarihsel ironi ise şuydu; ABD'nin ilk başkanı George Washington'dan bu yana, 46’ıncı Başkan Joe Biden dışında hiçbir Amerikan başkanı başka bir ülkenin savaş konseyine katılmadı. Ama Biden, savaşın başlamasından günler sonra İsrail'e gitti ve İsrail Kabinesi ve Savaş Konseyi toplantısına katıldı. Tel Aviv’in söylemini benimsedi ve hatta meşru müdafaa hakkı kavramını öne çıkararak onu savunmaya devam etti.

Bunlar Washington'un gerçek kanaatleridir, ancak bazen zaman kazanarak, bazen de fırsatları boşa harcayarak bunları gizlemeye çalışıyor. Blinken'in tüm ziyaret turlarındaki açıklamalarını göz önünde bulundurursak, bunların tekrarlandığını, sıkıcı ve aynı içerikte olduğunu hatta bazen aynı kelimeleri kullandığını görürüz. Örneğin Ekim 2023'teki ilk turundaki açıklamaları savaşın sona ermesinin ertesi gününü konu alıyordu. Ama işte savaş durmadan üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti, dahası ivmesi arttı, hedefleri genişledi, kayıpları büyüdü, bölgesel ve küresel sahneyi daha karmaşık hale getirdi.

Bugün Blinken'in açıklamaları hâlâ aynı. İçeriği ve hedefleri tam anlamıyla İsrail’in tarafını tutuyor. Şekil olarak ise zaman kazanmayı ve savaşı durdurmaya yönelik her türlü fırsatı boşa harcamayı amaçlayan manevralar ve oyunlar şeklinde.

Aynı bağlamda, İsrail-Lübnan savaşında da ABD'nin zaman kazanma felsefesini tekrarladığını görüyoruz. Amerikan Başkanının Özel Temsilcisi Amos Hochstein'ın Lübnan'a yaptığı ziyaretleri, bunların savaşın tüm Lübnan topraklarına yayılması ve uzanması sonrasında kayıp zamana denk geldiğini görüyoruz. Hochstein da ziyaretlerinin çoğunda 1701 sayılı kararın uygulanmasını istediğini ve savaşın durmasını umduğunu tekrarladı; gerçekte ise ABD, İsrail'in Lübnan'daki tüm hedeflerini gerçekleştirmesi için her şeyi yapmasına izin verdi. Dahası kimseye verilmeyen her türlü hassas mühimmatı ve istihbarat bilgilerini kendisine sundu ve bunlar, ardı ardına düzenlenen suikastlarda kullanıldı.

Burada bir durmalıyız, çünkü Amerikan kliniğindeki siyasi doktorların tedaviye uygun olmayan ilaçları reçete etme konusunda yetenekli oldukları görülüyor. Hastalığı teşhis edip Ortadoğulu hastanın acısını arttıran reçeteler yazıyorlar. Zira ABD nihai bir çözüm istemiyor, müttefiki İsrail'in iradesini kırmak istemiyor ve Ortadoğu'daki nüfuzundan vazgeçmesi de söz konusu değil. Bu nedenle, Joe Biden'ın savaşlara akıllıca yatırım yapmak olduğunu söylediği hedefler için, içinde bulunduğumuz çağda bir yol olarak zaman satın alma stratejisini benimsiyor.

Evet, ABD zaman kazanma oyununda iyi ama bu riskli bir oyun. ABD planlamadığı geniş çaplı bir savaşın içine sürüklenebilir ve o zaman zaman satın alma veya satma politikası işe yaramayacaktır.