Lübnan iç savaşında Lübnan'a ölüm silahları göndermeyen ülke veya taraf kalmadı. Bazıları savaşla daha da ilgiliydi, bu yüzden hem silah hem de taşıyıcısını gönderdiler. Yıkım, ölüm ve bölünmenin doruğunda ise gıda ve tıbbi malzeme taşıyan Suudi Arabistan tırlarından oluşan konvoylar Beyrut'a geldi. Bu savaş, ta ki Krallık taraflarını Taif şehrine davet edip kapıları üzerlerine kapatana ve onlara, Taif Anlaşması olarak adlandırılan kalıcı iç barış anlaşmasını imzalamadan buradan ayrılamazsınız diyene kadar, mezarların ve göçmenlerin sayısını artırmaya devam etti.
Lübnan'daki Arap savaşı biter bitmez Saddam Hüseyin Kuveyt'i işgal etti. Riyad, Kuveyt’i kurtarma savaşını birincisi, siyasi, ikincisi, Emir ve halk olarak Kuveytlilerin onurunu koruma ve üçüncüsü, askeri olmak üzere üç düzeyde yönetti. Daha sonra Beyrut Zirvesinde Riyad, Ortadoğu'da Doğu Kudüs'ün başkenti olduğu bağımsız bir Filistin devletine dayanan kalıcı ve tek çözüme yönelik ilk Arap girişimini benimsedi.
Bu, Suudi Arabistan’ın bir asır önce başlayan ve değişmeyen rolüdür; Arapların birliği ve güvenliği. Krallığın ekonomisi ve refahı. Bu zirvede misafirler, bu kuralın geliştiğini ve değişmediğini öğrendiler. Dünya başkentleri arasında ender örnek olan bir şehir gördüler. Kral, mimaride öncülüklerin lideri olurken, Veliaht Prensi de bu yolu devam ettiriyor.
Arap-İslam Zirvesi her yöne, Araplara ve dünyaya temel mesajlar verdi; sabitelerde bir milim bile kayma yok. Farklı şekilde yorumlama, açıklama veya akıl yürütme yok. Büyük politikalar uzun vadeli vizyonlara dayanır. Uzak vizyonlarda ise geçici meseleler üzerinde durulmaz. Dolayısıyla Prens Muhammed bin Selman, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarını güçlü bir şekilde kınarken, İran topraklarına yönelik saldırıları da kınadı. İyi komşuluk seçici değil, genel bir kuraldır. Özellikle iki kutsal eve ev sahipliği yapan Riyad'dan, şu anda insanlığın üçte birini oluşturan halklarının çıkarlarına aykırı bir davranış ya da açıklama gelmeyecektir. Bu üçte birlik, bulutlu ve yağmurlu bir havadan sonra açan gökyüzünde görüldüğü gibi, zirvede çok renkli bir “gökkuşağı” gibi göründü.
Ancak halen bölgede gökyüzü çok sayıda bulut nedeniyle karanlık. Gerçek şu ki, bu bulutlar ikiye bölünmüş gibi görünüyor; biri imar ve inşaat ile dolu, diğeri ise yıkım, tahribat ve daha kötüsü, yani bunlarda diretme ile dolu.
Tesadüfen ya da kasıtlı olarak Beyaz Saray'daki ofisine yerleşmeden önce yapılan zirve, ABD'nin seçilmiş Başkanına gönderilen açık bir mesajdı.
