Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Şara rejimin çöküşünü nasıl durdurabilir?

Zamanımızda zafer kazanmış ve devrik rejimin taraftarları ile yandaşlarına Suriye'de Ahmed eş-Şara'da gördüğümüz hoşgörü ve yüce gönüllülüğü gösteren bir rejimden nadiren bahsedilir. Irak’ta Baasçılar komünistleri sokaklarda sürüklemişlerdi, onlardan önce komünistler de kralcılara yönelik soykırıma katılmışlardı, Amerikalılar Saddam'ın kalıntılarının peşini bırakmamış ve yarım milyon yandaşını görevden almışlardı. Suriye'de ise Salah Cedid milliyetçileri asmış, Hafız Esed de ona karşı darbe yapmış, daha sonra aralarından bir grup isyan ettiği için Hamalıları topluca cezalandırarak diri diri gömmüştü. Yerine oğlu Beşşar geçtiğinde, yine mezarlar kazdı, cezaevlerini doldurdu ve BM arşivlerine, bir adli tıp doktorunun gizlice yurt dışına kaçırdığı on binlerce fotoğraf kaydetti; bu, öldürme ve işkence tarihinin belgelenmiş en büyük dosyasıydı.

Ne yazık ki, savaşlarda kin ve intikam duyguları da gün yüzüne çıkar. Ama adil olmak gerekirse, Suriye’nin yeni yöneticisinin Şam'a girerken verdiği mesaj, öldürme ve işkence eylemlerine katılanlar hariç herkesten önce Alevilere, rejimle birlikte çalışan diğer azınlıklara güvence veriyordu. Yeni rejimin hızla kabullenildiğini gördük.

Sahil bölgesinde kışkırtılan isyan şaşırtıcı değil; yarım yüzyıldır egemen olan bir rejimin devrilmesinin ardından beklenen bir durumdu. Geçiş dönemi, bilgelikle, sabırla, anlayışla ve iletişimle ele alınmayı gerektirir ve tamamı güç ve zorla yönetilemez.

Ancak koşulları istikrarsızlaştırmaktan ve şüpheci sokağı yeni rejime karşı kışkırtmaktan vazgeçmeyecek güçler de var. Bunlar iktidar ve güçlerini kaybedenler, Esed'in devrilmesiyle kaybeden Tahran rejimi gibi bölgesel rejimler, Irak'taki milisler ve Hizbullah’tır. Esed rejimini destekleyen, rejimin devrilmesiyle ayrıcalıklarını kaybeden ve bugün de Şam'a karşı çalışabilecek olan çeşitli Sünni, Hristiyan, Alevi ve diğer kesimler de var. Özellikle Alevilere düşmanlık propagandası, devrik rejimin destekçileri tarafından yaklaşık 2 milyon Alevi'nin kendi saflarına katılması için köpürtülüyor, hatta kaçak Esed rejiminin Rami Mahluf gibi sembolleri bile uzlaşma arayışında.

Bu kriz yeni rejimin yönetimini sınıyor. İdlib’i silahlı bir milis grup olarak yönettiği dönemde sorumluluğu militanlarının yaptıklarıyla sınırlıydı. Bugün ise devletin kendisi ve muhaliflerinin kendisini eski rejime benzetmeye çalışmasına, onun gibi mezhepçi olmasını, şiddete ve siyaset ile yapamadığını silahla yapmaya yönelmesini sağlamasına izin vermemeli.

Arap ülkelerinin çoğu hemen harekete geçerek Şam hükümetiyle dayanışma gösterdiler ve Suriye halkına kimin yanında olduklarına dair açık bir mesaj verdiler. Bu siyasi pozisyonun uluslararası toplum tarafından duyulması da çok önemli. Ancak Şam'ın önünde zorlu bir yol var ve bu yolda kendisine yönelik meydan okumalar yıllarca sürebilir. Şara, İsrail ve İran ile mücadele gibi aynı anda birden fazla savaşı yürütemez ve hiçbir ülke bunu yapıp başarılı olamamıştır. Dolayısıyla Şara hükümeti, örneğin İsrail'in, Şam'ın Dürzilere uyguladığını söylediği baskı karşısında Dürzileri kucaklamasının arkasındaki niyetlerini veya en azından beklentilerini anlamalıdır. İsrail, yarım asır boyunca Esed rejimi ile barış içinde yaşadı ve hatta onu korudu, ta ki Beşşar İranlılara askeri ayrıcalıklar tanıyana kadar, o zaman İsrail onun aleyhine döndü. Şara, iktidara geldiği günden bu yana bu jeopolitik sabitelerin farkında ve İsrail de dahil olmak üzere komşularıyla savaşma niyetinde olmadığını söylüyor. İsrail'in çevresindeki tüm ülkelerin onunla mutabakat veya barış anlaşmaları imzaladığını unutmamalıyız. Şara ya İsrail ya da İran ile anlaşmak zorunda, iki kurt ile aynı anda mücadele etmesi imkânsız.  

İçeride meşru Cumhurbaşkanı’na yapılan çelişkili çağrıların nasıl birbiri ile yarıştığını görüyoruz. Eski rejim sebebiyle acılar yaşamış Suriyeliler, dışlama ve mezhepsel intikam çağrısında bulunuyorlar. Ayrılıkçı projelere dönüştükleri için savaş ortamında gerçekleşmesi zor olan tam federalizm gibi taleplerde bulunan gruplar da var. Burada başkanın kişiliği, yoldaşlarını ve muhaliflerini caydırmak, siyasi, fikri ve askeri çatışmaları önlemek açısından büyük önem taşıyor.

Nihayetinde Şara rejimi, rejimini devirmeye yönelik bu savaşı kazanacak, Suriye'yi birleştirebilecek ve kendisine karşı çıkan isyancılara karşı koyabilecektir. Peki ama bu konuda zamandan ve zarardan tasarruf edebilir mi?