Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Hartum'un kurtarılmasından sonraki adım

Sudan ordusu, Hartum'u kurtarıp Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK) buradan çıkararak savaşta ezici ve kesin bir zafer elde etti. Egemenliğin sembolü olan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, bakanlıkları ve ülkenin en önemli tesislerinden bazılarını geri aldı. 15 Nisan 2023'te savaşın patlak vermesinin ardından HDK liderliğinin ve destekçilerinin Sudan'da iktidarı ele geçirme ve kontrol etme hayaline ölümcül bir darbe vurdu.15 Nisan sabahı sokaklarda heyecan ve gururla dolaşıp “ülkeyi ele geçirdik... ülkeyi ele geçirdik" diye slogan atan HDK militanları bu hayali taşıdıklarını belgelemişlerdi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın geri alınması, HDK'nin Hartum'daki hızlı çöküşünün başlangıcını oluşturdu ve bunun bu güçler için önemli askeri ve ahlaki sonuçları olacaktır. Hartum'da ordunun zafer kazanmasının durumu daha da zorlaştıracağı ve Sudan'ın bölünme ihtimalini artıracağı gibi çarpık bir mantıkla insanları korkutmaya çalışanları anlamıyorum! Zira ordunun zaferi Sudan'ın birliğine yönelik bir tehdit oluşturmuyor. Aksine onun zaferi Sudan'ın birliğini koruyacak ve onu bölmeye yönelik her türlü girişim ve hastalıklı fikre karşı koyacaktır. Ordunun yenilgisi, ülkenin parçalanması ve bölünmesi tehlikesini doğurabileceği gibi, açgözlülerin, pusuda bekleyenlerin ve komplocuların iştahını da kabartacaktır.

Başka bir açıdan şüpheler yaymaya katkıda bulunanlar da var. Bunlar da Hartum'un kurtarılmasının ardından ordunun Darfur'da savaşa devam etme konusunda istekli olmayabileceğini söylüyorlar. Bu, Darfur’un “Tesis” platformundaki müttefikleriyle birlikte paralel bir hükümet kuracak olan HDK'nin kontrolüne bırakılması, dolayısıyla Sudan’ın bölünmeye sürüklenmesi anlamına geliyor.

Bu söylem aynı zamanda ordunun Darfur'u umursamadığı, tek derdinin Hartum'u ve ondan önce de el-Cezire'yi kurtarmak olduğu yönünde kötü niyetli imalar da taşıyor. Bu tür söylemleri tekrarlamanın amacı ırkçılığı ve bölgeciliği kışkırtmak, çevredeki bölgeler ile kuzey ve merkez Sudan şeklinde bir bölünme olduğu, bu nedenle ordunun artık aynı coşku ve enerjiyle Darfur için savaşmayacağı söylemini akıllara sokmaktır.

Bu söylemlerin propagandasını yapanlar, Hartum'un ve ordunun geri aldığı tüm bölge ve eyaletlerin kurtuluşundan, HDK kontrolünün, beş Darfur eyaletinden dördünün başkentleri, bazı kısımları ile Kordofan'ın bazı kısımlarıyla sınırlı kalmasından dolayı halkın duyduğu sevinci bozmaya çalışıyorlar.

Bunun da ötesinde bu tür söylemlerin propagandasını yapmanın amacı, ordu liderliğini HDK ile müzakerelere geri dönmeye zorlayacağı umuduyla karışıklık, hayal kırıklığı ile korku tohumları ekmektir. Ne var ki müzakerelere dönüş tamamen olasılık dışı hale geldi. Birçok kişi artık müzakerelere dönme fırsatının geçip gittiğine ve ordunun HDK'ye soluklanma fırsatı vermek istemediğine inanıyor. Ordu komutanlığı, müzakerelerin yalnızca silahların ve kalan bölgelerin teslimi, suç işleyenlerin yargılanmasının kabul edilmesi konusunda olacağını açıkça duyurdu. HDK ve liderlerinin gelecekte herhangi bir siyasi veya askeri rol üstlenmeyeceğinin altını çizdi. Bu sert ve katı tutum, büyük ölçüde halkın ruh halini yansıtıyor, zira Sudanlıların çoğunluğu ile HDK arasındaki uçurum, yaygın uygulamaları ve ihlalleri, vatandaşların mallarına ve devlet tesislerine verdiği geniş çaplı tahribat nedeniyle giderek derinleşti.

Ordu ve saflarında savaşan güçlerin elde ettiği her büyük zaferden sonra, tıpkı Cezire'deki zaferlerden sonra olduğu gibi, bölünme uyarılarının tekrarlanması da dikkat çekici. Hartum'un karargâhı olmasını planlayan ve hayal eden kurucularının paralel hükümet için yaptıkları propaganda sırasında da bazı çevreler tarafından bu uyarılar dolaşıma sokulmuştu. O zaman da bugün de paralel hükümetin, Sudan'ın fiilen bölünmesinin duyurusu olacağı söyleniyordu. Buna göre Sudan’ın merkez, kuzey, doğu ve güneydoğusu ordunun kontrolünde olacak ve Port Sudan hükümeti tarafından yönetilecek. Darfur, Kordofan'ın bazı kısımları ve Hartum eyaletini kapsayan kısım ise HDK’nin kontrolünde olacak ve paralel hükümet tarafından yönetilecek.

Ordunun Cumhurbaşkanlığı Sarayını kontrol etmesinden birkaç gün önce bile, HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), daha önce de olduğu gibi uzun bir aradan sonra ortaya çıkarak, kuvvetleri arasındaki hızlı firar haberlerinden sonra onların morallerini yükseltmek ve savaşmaya teşvik etmek için aceleyle kaydedilmiş gibi görünen bir video açıklaması yaptı. Hızlı gelişmeler karşısında pek de inandırıcı olmayan ve uzun süre geçerliliğini koruyamayan mesajında, kuvvetlerinin saraydan çıkmayacağını, el Mukrin’i, stratejik bölgeleri ve Hartum'un merkezindeki bakanlıkları terk etmeyeceğini, kaybettiklerini geri alacaklarını ve muzaffer olacaklarını söyledi.

Konuşma Hamideti’nin istediği sonucu elde etmesini sağlamadığı gibi, HDK liderliği ile çökmeye başlayan, yayılan ses kayıtları ve videolar aracılığıyla liderlerine yönelik eleştirileri artan kuvvetleri arasındaki derin uçurumu da ifşa etti.

Hartum'daki kesin zafer önemine rağmen, savaşın bittiği anlamına gelmiyor; zira bu yolun sonu değil ama gelişmeleri ve sonuçları bakımından bir dönüm noktası olacak.

Ordu ve birliklerinin, savaşın doğrudan Kordofan ve Darfur'a kaydırılacağını, hedefin, son sınır noktasına kadar her karış toprağı özgürleştirmek olduğunu duyurmasının ardından tüm gözler bu bölgelere çevrildi. Bu duyuru bölünme söylemini yayanlara karşı pratik bir cevap anlamı taşıyor.