Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Ne iyi ettin Trump!

“Ne mutlu barışı sağlayanlara...” ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile Hamas arasındaki Gazze savaşını sona erdiren anlaşmayı duyurduğu açıklamasını bu ifadeyle bitirdi.

Bu, İncil’den zekice yapılmış bir alıntıdır. Bu alıntı dini sınırlarını aşarak, tüm insanlığa hitap eden evrensel bir mesaj taşır.

‘Tuba’ (طوبى) kelimesi hakkında pek çok dilbilimsel, edebi ve dini açıklama yapılmıştır. Birden fazla dilde ortak kullanılan bu kelimenin kökeninin Ârâmîce olduğu, ‘ne mutlu sana’ ya da ‘iyi etmişsin’ anlamına geldiği söylenir. Bir başka görüşe göre Habeşçe kökenlidir ve cennetin isimlerinden biridir. İbn Kesîr’in tefsirinde belirtildiği üzere, cennetteki büyük bir ağacın adıdır.

Ancak ‘Tuba’ kelimesine dair en zarif açıklamalardan biri, erken İslam döneminin seçkin âlimlerinden, tâbiîn kuşağından gelen Arap müfessir Katâde es-Sedûsî’ye aittir. O şöyle demiştir: “Bu Arapça bir sözdür. Bir kimse ‘Tuba leke’ der, yani ‘hayır buldun, iyilik ettin’ demektir.”

Biz de bugün, alimimiz Katâde’nin sözüyle, ABD Başkanı’na şöyle diyebiliriz: “İyilik ettin Başkan Trump.”

7 Ekim 2023 saldırısının ikinci yıldönümünden bir gün sonra, Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde yürütülen dolaylı görüşmeler, savaşı durdurmaya yönelik 20 maddelik Amerikan planının ilk aşamasında uzlaşmayla sonuçlandı.

Bu, aklıselim insanların bildiği üzere, uzun ve zorlu ama imkânsız olmayan bir yolculuğun Filistin’de ve bölgenin tamamında kalıcı barışı tesis etme yolculuğunun sadece başlangıcıdır. Çünkü Filistin davaların anasıdır ve hikâyelerin kaynağıdır.

ABD’nin liderliğinde, uluslararası ve Arap ülkelerinden oluşan bir grubun gözetiminde, Mısır’ın ev sahipliğinde yürütülen Hamas ve İsrail heyetleri arasındaki müzakereler, askeri olmayan bir biçimde süren yeni bir tür çatışmadır. Ancak bugün, Başkan Trump’ın kararlılığı, bu kanlı sayfaları kapatıp ikinci bölüme, yani ertesi güne geçme niyetinin açık olduğunu gösteriyor.

Trump ve ABD’nin Hamas üzerindeki baskısı anlaşılabilir. Bunda yeni bir şey yok. Ancak dikkat çekici olan, bu kez Washington’un Netanyahu ve ekibine yönelik baskısının ciddiyetidir. Trump, Axios’a yaptığı açıklamada Netanyahu ile konuşmasının içeriğini şöyle aktardı: “Ona dedim ki: Bu senin kazanma fırsatın. O da bunu kabul etti, kabul etmek zorunda, başka seçeneği yok.”

Bu hazırlık aşamasına gelmek kolay olmadı. Öncesinde Gazze’de iki yıl süren acımasız bir savaş yaşandı. Bu savaşın kıvılcımları Lübnan’a, Suriye’ye, Yemen’e, İran’a ve Katar’a sıçradı. Hatta ilerleyen safhalarda Türkiye’ye ve başka yerlere de yayılabilir.

Bu kanlı savaş, Gazze’nin masum halkının etini dişleriyle parçaladı, binlerce İsrailliyi de yaraladı. Dahası, Batı toplumlarının kendi içinde -elbette Arap dünyasında da- ciddi güvenlik sarsıntıları yarattı. İsrail ile ona destek verenlere karşı küresel çapta halk tepkisi doğurdu.

Bugün, Şarm eş-Şeyh’te atılan adımlar, bütün bu karmaşık yolların kesiştiği noktada, yeni bir dönemin eşiğinde duruyor…