Bütün bunları kim başlattı?
Sömürgeciliğin başlattığı doğru değil. Sömürgecilik, Irak'ta kraliyet ailesini yatağında öldürmedi. Sonra dönüp yoldaşlarına kendisini öldürmemeleri için yalvaran Abdulkerim Kasım'ı öldürmedi. Suriye'de bağımsızlık hareketinin simgelerini sömürgecilik hapse göndermedi. Filistinlileri örgütlere bölerek dağıtmadı. Muammer Kaddafi'yi, New York ve Paris'te çadır kurarak Cemal Abdunnasır'ın mirasını devralabileceğine ikna etmedi. Ebu İyad'ı, Kudüs'e giden yolun Cünye kıyılarından ve Ayun el-Siman dağlarından geçtiğini söylemeye zorlamadı. Darfur'da Cancavid'in istediğini yapmasına izin vermedi veya Hızlı Destek Kuvvetleri'ni kurmadı. Sudanlıları mülteci bir halka dönüştürmedi.
Lübnan savaşının 15 yıl sürmesine ve 150 bin kişinin ölmesine neden olan sömürgecilik ve onun ajanları değil, milliyetçilerdi. On yıl süren Cezayir iç savaşında da aynı sayıda kişi can verdi. Ürdünlü pilot Muaz el-Kesasibe’yi bir kafese koyarak yakarak öldüren, sonra da ümmeti bunu kutlamaya katılmaya davet eden de sömürgecilik değildi.
Baas Partisi döneminde yaşanan şiddete sömürgecilik neden olmadı. İnsanların örnek alacağı “demir ve ateş” sloganını o ortaya atmadı. Yirminci yüzyılda altıncı yüzyıl fikirlerinden ilham alarak kalkınma projelerini ve fikirlerini iptal etmedi. Sınırda ve komşuda savaşları o ateşlemedi, insanların güvenliğini ve hayatlarını o ihlal etmedi veya Kuveyt'i o işgal etmedi.
Sömürgecilik, sözcüğün kendisini ifade ettiği gibi, son derece kötü ve aşağılık bir şeydir; ortaçağ zihniyetinin yarattığı bir davranıştır. Türklerin ve Avrupalıların neredeyse beş yüzyıldır uyguladığı ahlaksız “böl ve yönet” sloganının kaynağı da sömürgeciliktir. Ama bu beş yüzyıl, Arapların birlik adına körüklediği şeylerle kıyaslanamaz bile. Batı'nın kazandığı zenginlik, Arap devrimcilerinin har vurup harman savurduğu zenginlikle kıyaslanamaz. Sömürgecilik, eğitimin ve üniversitelerin temellerini attı; milliyetçiler bunları önceden basılmış diplomalara dönüştürdü ve askeri rütbelere “doktor” sıfatını ekledi. Her askeri rütbeye etkileyici bir sivil rütbe eşlik etmeliydi. Bu rütbeler, bilhassa Hama’nın su çarklarında, Sabra ve Şatilla ile diğer katliamlarda belirgindi. İsrail ordusuna gerçekten minnettarız. Bize ve dünyaya, bu bölgenin tarihini şekillendirmedeki katkımızı unutturdular. Sömürgeciliği, sömürgeciliğin ajanlarını ve sömürgeciliğin işbirlikçilerini unutturdular. Tam olarak değil!