Lahsan Haddad
Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu Parlamento Ağı'nın yönetim kurulu üyesi ve eski Fas Turizm Bakanı.
TT

Afrika: Batı'ya karşı diğer savaşların sahnesi

Batılı ülkelerde, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını, yıllar önce başlayan bir dizinin bölümlerinden biri olarak görenler var. Bunlara göre bu yıllar içinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin jeostratejik dengeleri yeniden düzenlemeye çalıştı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasından, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra korkunçlaşan ve cesaret kazanan Batılı ülkelerin pahasına yeniden yeni hayati alanlar yaratmaya çabaladı. Bunun yanı sıra, Orta Asya, Ermenistan ve Belarus’tan oluşan bir kuşak oluşturdu.

Rusya, Transdinyester (Doğu Moldova), Gürcistan'daki Abhazya ve Güney Osetya, Ukrayna'da Kırım ile doğu ve güneydoğusundaki Luhansk ve Donatsk bölgeleri gibi küçük bölgelere ve cumhuriyetlere dağılmış bağlılıklar yarattı. Litvanya ile Polonya arasındaki sınırı ikiye bölen ve Belarus ile Rusya'nın Baltık Denizi'ne nâzır Kaliningrad bölgesi arasında bir geçit oluşturan yol/koridor da unutulmamalı. Burası, Rusya için koruyucu bir duvar olarak kabul edilen ve aynı zamanda hem Çarlık hem de Sovyet ihtişamını iade eden geniş bir hayati alan.

Rusya bu arzuya sahip olan tek ülke değil. Çin de aynı istek ve emele sahip olduğundan Başkan Şi Cinping döneminde Çin Denizi'ndeki varlığını, kendisinin öncü rol oynayacağı ekonomik bloklar oluşturmak için bölgesel girişimleri desteklemek amacıyla yeni bir politika izledi. Çin ayrıca küresel karşılıklı ticaretin merkezi haline getirecek yeni bir altyapı ağı oluşturacak olan devasa "Yeni İpek Yolu" girişimini de başlattı. Yumuşak (ekonomik, finansal ve kültürel) hegemonya ile yumuşak olmayan (askeri) hegemonyayı birleştirme hedefi ile Çin, bugünün ve yarının dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu olarak varlığını empoze etmeyi amaçlıyor.

Özünde Batı ajandasına hizmet etmeyen yeni bir aktör olarak Türkiye'nin artan rolü ile Arap Körfez bölgesinde bölgesel ve uluslararası ağırlığı olan ve uluslararası aktörlerle ilişkilerinde bağımsız karar alma davranışını benimsemiş ülkelerin emellerini de bunlara ekleyelim. O zaman karşımızda Batılı ülkelerin dünya üzerindeki askeri, siyasi ve ekonomik hakimiyetini olumsuz etkileyecek uluslararası düzeyde yeni bir kutuplaşma haritası buluruz.

Ancak Batı ülkelerinin dünya üzerindeki hakimiyetine yönelik bu büyüyen meydan okumanın yeni sahnesi Afrika olmaya devam ediyor. Fransa'nın geçmişte olduğu gibi artık Orta ve Batı Afrika'da önemli bir oyuncu olmadığını herkes biliyor. Aksine, Orta Afrika, Mali ve Burkina Faso gibi önemli ülkelerde devre dışı bırakıldı. Çad ve Nijer'deki birçok genç, Fransız varlığını Fransa'nın sömürgeci rolünün tam bir kopyası olarak gördükleri için buna karşı gösteriler yapıyorlar. Bununla birlikte mesele, yeni Fransız sömürgeciliğine yönelik yenilenen karşı çıkıştan daha derin görünüyor. Bu, jeostratejik boyutları ve Sudan, Mali, Burkina Faso ve son olarak Nijer'e yansımaları olan bir dönüşüm. Bu dönüşümü düzenleyen halka, ordunun kontrolü ve yabancı, düzensiz askeri aktörlerin denkleme girmesi, Rusya, İran, Türkiye ve Arap ülkeleri gibi diğer Batılı olmayan ülkelerin rollerini hoş karşılama karşılığında herhangi bir Batı müdahalesinin sürekli olarak reddedilmesidir.

Mali'de, 2020 yazında gerçekleşen darbe (2013'te demokratik olarak seçilmiş) İbrahim Boubacar Keita rejimine karşıydı. Bunu 2021 baharında, Keita'nın halefi olan sivil başkan Ban Ndaw'ı görevden uzaklaştırdıktan sonra Albay Assimi Goita'nın başkanlık görevini devraldığı bir başka darbe izledi. Mali'nin yeni yöneticileri, ekipman eksikliği ve maaşların ödenmemesi nedeniyle Mali ordusu saflarında baş gösteren büyük bir hoşnutsuzluk, Fransız "Barkhane" operasyonunun başarısızlığa uğraması ve yerini "Taboca" olarak bilinen özel uluslararası güvenlik güçlerinin alması arka planında iktidara geldiler.

Silahlı grupların birbirini takip eden saldırıları, Fransız ve uluslararası kuvvetlerin varlığının beyhudeliği ve bunların yerine daha etkili ve hızlı bir müdahale kuvvetinin getirilmesi konusunda bir fikir birliği yarattı. Bu kuvvet de Libya ve Orta Afrika'da sahada itibar kazanmış Rus “Wagner” güçleriydi. Wagner Grubu, Orta Afrika'da isyancılara karşı düzenli güçlerin yanında savaşıyor ve medyaya, madenlere ve siyasete yatırım yapıyor. Burkina Faso'da Wagner güçlerinin fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldı, ancak askeri hükümet varlıklarını reddediyor. Aynı inkar Moskova'dan da geldi (Le Monde, 23 Şubat 2023). Ancak Burkina Faso, askeri darbeden (Eylül 2022) sonra (Sabre olarak adlandırılan) Fransız özel kuvvetlerinin çekilmesini talep etmişti. Bu, ülkeyi silahlı grupların saldırılarından korumak için başka "askeri ortaklar" arandığı anlamına geliyor.

26 Temmuz 2023'te Nijer'de gerçekleşen darbeyle işler daha da kötüleşti. Darbe sonrasında Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üyeleri ve özellikle de Nijerya, Senegal ve Fildişi Sahili “demokratik meşruiyetten” yana durdu. Bu, sivil Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'u yeniden iktidara getirmek için Nijer'e askeri müdahale tehdidinde bulunan Fransa ve Batılı ülkeler tarafından desteklenen bir pozisyon. Mali ve Burkina Faso ise darbeyi savunmak için Nijer'de ordu lehine müdahale etmekle tehdit etti. Burkina Faso'nun darbeyi destekleyen tutumu, Fransa'nın kendisine yaptığı yardımı askıya almasına neden oldu. Yardımın kesilmesi Burkina Faso ordusunun kendisini Rusya ve Çin gibi Batılı olmayan ortakların kollarına daha fazla düşmek zorunda kalacağı anlamına geliyor.

Sudan'da General Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile General Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışma, bir iç iktidar mücadelesi olmaya devam etse de çatışmanın bölgesel ve uluslararası boyutları eksik değil. Hızlı Destek Kuvvetleri aldığı destek sayesinde , Batılı olmayan büyük ülkelerin Afrika'nın hassas bölgelerinde kazanımlar ve nüfuz elde etmeye çalıştıkları daha büyük bir denklemin parçası haline gelmiş olabilir.

Tüm bunlara, kaç Afrika ülkesinin siyasi veya diğer koşullar dayatılmadan akan Çin fonlarına ve yatırımlarına bağlı olduğunu eklersek, Afrika'nın, onlarca yıldır süregelen Batı'ya “sadakat” sistemini temelden değiştirecek derin dönüşümlerden geçtiğini görürüz.

Evet, Ukrayna'dan gelen Wagner üyelerinin Rus kuvvetlerine karşı darbesinden sonra Rus müdahalesinin yönteminde bir değişiklik olacaktır. Ancak Rusya, Çin, Türkiye ve Arap ülkeleri gibi Afrika kıtasındaki olaylar sahnesinde önemli bir oyuncu olmaya devam edecek. Evet, işler Fransa ve ABD gibi ülkelerin tepkisine bağlı olacak, ancak birçok Afrika ülkesindeki kamuoyu, Batı ile hegemonik temelli ilişkilerin yeniden üretilmesi konusunda çok da hevesli görünmüyor.