BRICS Zirvesi geçtiğimiz ayın 22-24'ü arasında Güney Afrika'nın Johannesburg şehrinde düzenlendi ve en önemli katılımcıları Brezilya Devlet Başkanı Luis da Silva, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ev sahibi Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa idi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ev sahibi ülkenin Ukrayna savaşı nedeniyle Rus heyetine başkanlık etmemesi yönündeki talebi nedeniyle toplantıya katılamadı ve onun yerine Dışişleri Bakanı Lavrov heyete başkanlık etti. Suudi Arabistan, Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığında bir heyet gönderdi. Ayrıca, Mısır’ın Başbakan Dr. Mustafa Medbuli'nin başkanlık ettiği heyetinin yanı sıra İran, BAE, Cezayir, Etiyopya, Arjantin ve diğer ülkelerin heyetlerinin varlığı da dikkate değerdi.
BRICS'i yeniden canlandıran şey bir dizi destekleyici hadiseydi. Bunlar arasında Çin'in Küresel Güney ile ekonomik ve siyasi ilişkiler kurma çabası, orta olarak adlandırılan güçlerin yükselişi, Küresel Güneyi ortak etmeye yönelik Amerikan veya Avrupa stratejilerinin yokluğu, çok kutupluluk ve son olarak Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi sayılabilir.
Ancak NATO da dahil olmak üzere Batılı ittifaklar, kendisini haksız bir Rus işgaline karşı savunan Ukrayna'yı desteklediğinden, Batı karşıtı bazı ülkeler Kiev'i desteklemekte başarısız oldular.
Zorluklara ek olarak bir de ekonomik ve ulusal güvenlik ajandaları arasındaki küresel ayrım var. ABD, bu ayın başlarında yayınlanan bir rapora göre istihbarat topluluğunun 2023’teki yeni Ulusal İstihbarat Stratejisini, yalnızca Çin'den, Rusya'dan, İran'dan ve Kuzey Kore'den gelmeyen tehditleri de içeren, ‘gittikçe karmaşıklaşan ve birbiriyle bağlantılı bir tehdit ortamı’ şeklinde tanımlıyor.
ABD'ye düşman ülkelerin medyası, BRICS Zirvesine katılan ülkelerin nüfus, zenginlik ve üretim açısından büyüklüğünü iyiye işaret olarak gördü. Bazıları da bundan sonra gelecek adımın temel olarak ABD dolarına dayalı mevcut sistemin halefi olacak bir finansal sistem olacağını öngördüler. Böylece merkezi New York’ta olan ve finansal işlemler için kullanılan Swift sisteminden vazgeçilecek. Keza Dünya Bankası'ndan bağımsız, aynı hedeflere sahip, ancak yüzde 15,6 hissesine sahip olduğu için kararlarında söz sahibi olan ABD'nin etki ve baskısının olmadığı bir banka da kurulacak.
Ancak gerçek durum bazılarının sosyal medya platformlarında, görsel, işitsel ve yazılı medyada umduklarından çok uzaktı. Zirvede alınan en önemli kararlar 6 yeni ülkenin üyeliğe kabulü, Koronavirüse karşı aşı konusunda iş birliği anlaşması, siber güvenlik ve suçlarla mücadele anlaşması oldu. Zirvenin açıklanan sonuç bildirgesinde mali konulara ve ABD dolarıyla bağlantılı olmayan uluslararası kuruluşların kurulmasına ilişkin herhangi bir atıf yer almadı. Londra'da bulunan bir bankacılık uzmanı, BRICS'in ABD ve para biriminin karşılıklı ticaret operasyonlarını tekeline almasına karşı rekabet eden bir finansal ekonomik güç haline gelmesinin önünde bir dizi faktörün durduğunu söylüyor. Uzmana göre bu faktörlerden ilki, üye ülkeler arasındaki hedef farklılıkları; örneğin Mısır ve keza Etiyopya düşük faizli uzun vadeli krediler almayı hedefliyor. Çin bu ülkelere kredi vermeye hazır, ancak Çin'in koşullarını herhangi bir Mısırlı yetkilinin kabul etmesi zor. Diğer yandan ABD'nin mali ablukasını kırmaya çalışan üye ülkeler var ve bu da diğer üye devletler üzerinde ağır bir yük oluşturuyor. BRICS içinde amacı ticaretini genişletmekten başka bir şey olmayan büyük sanayileşmiş ülkeler de var.
Uzman, BRICS’teki önemli ve etkili ülkelerden bazılarının kendi aralarında ABD ile rekabetlerinden çok daha büyük bir rekabet içinde olduklarını da ekliyor. Dahası, uluslararası ticaretlerinde en önemli pazar olan ABD pazarının istikrarının korunması, Çin gibi bu ülkelerden bazılarının çıkarına. Aynı durum birçok alanda Çin'i geride bırakmayı amaçlayan Hindistan için de geçerli.
Bankacılık uzmanına göre küresel ticaretin dolara bağımlılığı bu para biriminin istikrarıyla bağlantılı. Doların yerini başka bir para biriminin alması için bir takım şeyler gerekiyor, bunlardan ilki de bu para biriminin oluşturulması, kendisine yönelik küresel güvenin inşa edilmesi ve aynı zamanda ABD dolarının sürekli bir istikrarsızlık yaşamasıdır.
BRICS ülkeleri dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ını ve dünya gayri safi yurtiçi hasılasının dörtte birini oluşturuyor ancak üyelerinin ekonomik öyküsü artık birleşik bir başarı öyküsü değil. Çin ve Hindistan pozitif ekonomik büyüme yaşarken, Brezilya, Rusya ve Güney Afrika'da GSYH durgunlaştı. Grubun siyaseti de keskinleşti ve üyeleri, bir zamanlar kur yaptıkları Batılı kurumları artık rutin bir şekilde eleştiriyorlar.
Daha önce Güney Afrika'nın katılımını savunmanın yanı sıra, 2017'den beri Çin bir BRICS+ oluşturmak için gruba yeni üyeler ekleme çağrısında bulunuyor. Hindistan ve Güney Afrika ise bu konuda daha az istekliydi, çünkü grubun genişlemesi onların nüfuzlarını azaltırken Pekin'in kolektif müzakereler üzerindeki etkisini artıracaktı. Son Johannesburg toplantısı Çin'e diplomatik bir başarı kazandırdı ve Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne gelecek yıl 1 Ocak'tan itibaren tam üye olarak BRICS’e katılma davetleri yapıldı.
BRICS toplantıları, ABD ve Avrupa'nın katılmamasına rağmen artık prestijli küresel toplantılar olarak kabul görüyorlar. BM Genel Sekreteri António Guterres de Johannesburg zirvesine katıldı.
Çin ve Rusya, forumu, küresel yönetişim vizyonlarının, gelişmekte olan ülkelerin ve gelişmekte olan ekonomilerin ihtiyaçlarına daha duyarlı bir küresel düzen yaratacağını ileri sürmek için kullandılar.
Tüm BRICS üyeleri şu anda Küresel Güneye odaklanan güçlü ekonomik ortaklar ve bazılarının büyük kullanılabilir sermaye havuzları var. BRICS, Çin'in Batılı kurumları aşabileceği ve Batı etkisini zayıflatabileceği bir finansal ve politik yapı sunuyor.
Çin'in BRICS üzerindeki etkisi iki ucu keskin bir kılıç gibi. Başta Endonezya olmak üzere Çin'in güneydoğu komşularından hiçbirinin zirveye katılmaması da dikkatleri çekti. Ne Hindistan ne de Brezilya, grubun Çin nüfuzunun üssü veya Washington ile sürtüşmenin nedeni olarak görülmesini istemiyor. Kendilerine üyelik davetinde bulunulan ülkelerin çoğu da aynı şeyi hissedecektir, bu yüzden, Çin'in BRICS'i kullanma gücü sınırlı olacak.
Öte yandan, Rusya'nın kalkınma yardımları için çok az serbest sermayesi var ve gelişmekte olan birçok ülkenin gıda ve istikrar için bağımlı olduğu tahıl akışını engelliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin video konferans aracılığıyla bağlandığı zirvede bir konuşma yaptı, fakat Rusya zirvede Ukrayna'ya karşı savaşına çok az destek buldu. İran gibi Rusya'nın da söyleyebileceği en iyi şey, zirvenin kendisinin izole olmadığını göstermesine olanak sağladığıdır.
Genişleyen bir BRICS, olağanüstü miktarda değerli nadir toprak elementlerini de kontrol edecek. Bu madenler arasında sayılabilecek manganezin üye ülkelerin toplamında oranı yüzde 70’e, grafitinin yüzde75’e, nikelin yüzde 50’ye, bakırın ise yüzde 28’e varacak. Amerikalılar, bu ekosistemin kontrolünü Çin'e terk etmenin aptalca olacağına inanıyorlar.
Gelecek yıl 1 Ocak günü, zengin ülkelerin BRICS'e katıldığı gün olmanın yanı sıra tabiri caizse iki devin uyanış tarihi de olacak. Bunlar BRICS'e karşı olan ABD ve Batı’dır. O zaman ya bir çekişme yaşanacak, ya da durum bugün olduğu gibi kalacak!