İkinci Dünya Savaşı'nın sona erdiği 1945'ten bu yana dünya, üçüncü bir dünya savaşının yakın olduğundan bahsediliyor. Daha sonra orada burada girişilen doğrudan veya vekalet savaşları ile ‘büyük patlama’ ifadesinin yerini alacak bir formül bulundu ve buna Soğuk Savaş adı verildi. Soğuk Savaş, Kore Yarımadası'ndan Hindistan'a, Avrupa’daki Balkan ülkelerinden, Vietnam ve Afrika'nın tamamına, Süveyş Savaşı'ndan Japonya'ya kadar, dünya savaşı olarak adlandırılmasa da kıtalar arası çatışmalar ve savaşlar yaşandı. Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve komünizm ile Batı arasındaki ideolojik çatışmanın sona ermesiyle birlikte, yeni bir başlık altında yine küresel nitelikte bir başka savaş başladı: Batı ve İslam. Bu çatışma Irak'ta, Afganistan'da ve birçok stratejik sıcak noktada alevlendi. Ancak büyük patlama veya üçüncü bir dünya savaşı noktasına ulaşmadı.
Tüm bu çatışmalarda güven verici unsur, Rusya Federasyonu'nun tarihsel rakibiyle, yani genel olarak Batı ile doğrudan çatışmanın dışında kalmasıydı. Sonra beklenmedik bir şey oldu; Rusya, Ukrayna'ya karşı silaha sarıldı. Burada çatışma doğrudan ve vekaleten stratejik askeri çatışmaya dönüşüyor ama yine de herkes üçüncü dünya savaşının ne zaman çıkacağını sorguluyor. Sanki Ukrayna ve Kırım'da Amerikan ve Alman tanklarının, Phantom 16 uçaklarının savaşması ya da Dağlık Karabağ'da çatışmaların çıkması, haritaların değişmesi, Rusların kendileri için hayati önem taşıyan yakın bir çevrede arabuluculuktan çekilmeleri küresel bir savaş değilmiş gibi... Tüm bunlar sanki ön hazırlık olmadan bizi her gün yeni bir yerde şaşırtan bu küresel savaşın bir parçası değil mi?
Bütün bu kanlı, yıkıcı harita bir dünya savaşına işaret etmiyorsa ne edebilir?! Kim Jong-un, uzun treniyle Moskova'dan döndükten sonra hemen nükleer patlama tehdidinde bulundu. Bu sefer söyledikleri şaka olarak algılanmadı çünkü bu sözler, kendisini kimsenin sonunu göremediği askeri bir çatışmanın içine sokan Vladimir Putin'den geliyordu.
İşte bizim gerçekliğimiz basitçe budur. Soğuk Savaş sonrasında ve üçüncü bir dünya savaşın eşiğindeyiz ve tek umudumuz olduğumuz gibi kalmak. Yani Kim Jong-un'un nükleer savaş hakkındaki sözlerinin onun komik şakalarından biri olarak kalması… Yaşanan veya Putin'in eski Sovyet bahçesinde gerçekleştirdiği tüm patlamalar sanki bir Soğuk Savaş’tı. Putin çitin üzerinden atlayıp Ukrayna’ya doğru ilerlemeye karar verdiğinde ise tüm dünyayı bir ağacın tepesine yerleştirmiş gibi oldu.
Ağacın tepesinde kalmak imkansız, aşağı iniş ise korkunç.