Türkiye’nin başkenti Ankara’da Meclis’in açılış günü gerçekleştirilen terör saldırısı Ortadoğu’da yeni gerilimlere kapı araladı. İçişleri Bakanlığı’nın kapısında infilak eden ve can kaybı olmadan atlatılan bombalı saldırıyı PKK’nın üstlenmesiyle Ankara’nın terör örgütüne yönelik hamleleri hız kazandı.
Halihazırda bir süredir örgütün Irak bağlantılarının kesilmesi için bölgedeki Barzani KDP’si gibi yapılarla bir harekât kurgulanıyordu. Ancak Ankara bu sefer hem Irak’ı hem de Suriye’yi hedef aldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “PKK/YPG'ye ait bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri” olarak duyurduğu hedefler aralıklarla bombalandı. Fakat bu saldırıların Washington’ı memnun ettiğini söylemek pek mümkün değil.
Saldırılar sürerken bölgede görev yapan bir Türk silahlı insansız hava aracı (SİHA), Suriye hava sahası içerisinde, Haseke kentinde, Pentagon’a ait ABD F-16 savaş uçakları tarafından vuruldu.
Konuya ilişkin açıklama yapan Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder, SİHA’nın ABD birliklerine 500 metreden daha yakın mesafede seyrettiğini ve bu nedenle hedef alındığını söyledi. Washington’a göre bu bir “meşru müdafaa” hamlesi. Basına konuşan ABD’li kaynaklar Pentagon’un Türk askeri yetkilileri birçok kez arayarak askerlerine yakın noktalarda faaliyet gösterildiği konusunda uyardığını bildiriyor.
Peki Amerikan askerlerinin orada ne işi vardı?
Bölgede hâkim güç terör örgütü YPG/PKK. ABD’li askerler terör örgütüne komuta ve mühimmat sağlama noktalarında destek veriyor. Böylece Washington İran ve Rusya’nın bölgedeki hakimiyetini kırarak kendisine Ortadoğu’da güvenli bir üs sağlıyor. Saldırının gerçekleştiği esnada ABD kuvvetlerinin Haseke’de YPG’li teröristlerle toplantı halinde olduğu ve uyarıyı aldıktan sonra yakındaki bir sığınağa saklandıkları aktarılıyor.
Bu noktada Ankara’nın terör örgütü YPG/PKK’ya karşı aldığı önlemler ve saldırıların uluslararası dengelerden bağımsız olduğunu düşünmek güç. Rusya ile İran’ın bölgede desteklediği Esed rejimi açısından terör örgütü YPG/PKK dolayısıyla da ABD’nin hakimiyeti altındaki kentlerin “kurtarılması” büyük öneme haiz. Zira YPG/PKK’nın ortadan kaldırıldığı senaryoda İdlib ve Suriye’nin kuzeyindeki muhalif unsurlar dışında Şam’ı tehdit edecek bir aktör kalmıyor. Bu nedenle Moskova ve Tahran, Ankara’nın operasyonlarına örtülü destek veriyor.
Kuzey Irak’taki Barzani yönetimine yakın medya organlarına göre yakın zamanda Tahran destekli Şii milisler de Fırat’ın doğusunda YPG/PKK ile savaşan Arap aşiretlerine silah sevkiyatı gerçekleştirmişti.
Sonuç olarak Türkiye’nin bölgedeki sınır ötesi operasyonları salt terörle mücadeleyle sınırlandırılamayacak denli kritik diplomatik ilişkilere dokunuyor. Türk SİHA’ları teröristleri vurdukça Washington’ın bölgedeki hakimiyeti de zayıflıyor.
Pentagon’un düşürdüğü Türk SİHA’sı Ankara’ya olduğu kadar Tahran ve Moskova’ya da verilen bir mesaj hüviyetinde.
