Mısır, Suriye ve İsrail arasındaki 6 Ekim 1973’teki savaştan 50 yıl ve bir gün sonra, Batı ve Arap medyasında siyasi ve askeri yorumcuların bu günlerde sıklıkla söylediği gibi; tarih tekerrür etti. 7 Ekim 2023 tarihinde, bu kez Gazze Şeridi’ndeki İslami Direniş Hareketi Hamas’ın savaşçıları ile işgalci İsrail ordusunun askerleri arasında bir savaş patlak verdi.
Küçük istisnalar dışında, Gazze Şeridi ve İsrail’deki siyasi veya askeri şahsiyetlerin çoğunun 1973’teki ilk savaşa tanık olmadığını söylemek mümkün. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu savaşa tanık olan ve katılan az sayıdaki kişilerden biri. O sıralarda İsrail Özel Kuvvetleri’nde askerliğini bitirmiş, okumak için ABD’ye gitmişti. Savaş çıkınca okulu bırakıp JFK Havaalanı’na koşmuş ve savaşa katılmak üzere İsrail’e dönmüştü. Şimdi, devam eden bu savaşta Likud Partisi lideri ve iktidardaki aşırı sağ koalisyonun başkanı olarak İsrail tarafında liderliği üstleniyor, yaşanan ve yaşanacakların sorumluluğunu taşıyor.
Siyasi ve askeri yorumcular tarihin tekerrür ettiğini, şu an Gazze Şeridi’nde devam eden savaşın 1973 savaşının ikinci bir versiyonu olduğunu, aralarındaki farkın, ilkinin düzenli ordular arasında olurken ikincisinin İslami Direniş Hareketi ile işgalci gücün düzenli ordusu arasında yaşandığı, benzerliğin ise yine Araplar tarafından bir şaşırtma unsurunun olup, İsrail güvenlik güçlerinin ikisinde de saldırıyı tahmin etmekte başarısızlığa uğradığını söylediler. Bu görüşleri kabul edersek, bundan sonra olacakların da benzer sonuçlar olacağını söylemek mümkün mü?
1973 savaşı, İşçi Partisi’nin İsrail iktidarındaki kontrolünün sona erip, sağcı Likud Partisi’nin ortaya çıktığı ve iktidarın dizginlerini eline aldığı uzun bir dönemin başlangıcını getirmişti. Şimdi aynı şeyin olması mı bekleniyor? Başka bir deyişle; İsrail güvenlik güçlerinin, Hamas Hareketi’nin saldırısını öngörmekte başarısız olmasının ve bunun sonucunda çok sayıda esirin verilip, ciddi can kayıplarının oluşmasının, örneğin Likud Partisi’nin İsrail’deki otoritesini kaybetmesine ve lideri Binyamin Netanyahu’nun siyasi sahneden nihai olarak silinmesine yol açmasını mı beklemeliyiz? Bu bir.
İkincisi: 1973 savaşı daha sonra Mısır ve İsrail’i 1978’de eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın arabuluculuğunda Camp David müzakerelerine götürmüş, Mısır’ın Sina Yarımadası’nda işgal edilen topraklarını geri almasına ve İsrail ile diplomatik ilişkilerin normalleşmesine yol açmış, ancak Suriye dışarıda bırakılmıştı. Bu savaşın bitiminden sonra benzer bir şeye tanık olmamız mümkün mü? Yani İsrail, Ramallah’taki Fetih Hareketi ile barış müzakerelerine girmeyi kabul ederek, Gazze Şeridi’ni kendisine verip Hamas’ı dışlar mı? Yoksa bambaşka bir senaryoya mı tanık oluruz?
Şunu belirtmekte fayda var ki geçtiğimiz yıllarda Hamas Hareketi, söylem ve taleplerinin aşırılığının yanı sıra Tahran ve Lübnan Hizbullahı ile bağlantısı nedeniyle, İsrailliler ve Filistin Yönetimi tarafından dışlanmıştı. Dolayısıyla mevcut savaş şöyle güçlü bir mesaj göndermeyi amaçlıyor olabilir: Hamas Hareketi dışlanmayı reddetmektedir. Şu an bölünmüş Filistin tarafındaki en güçlü taraf olduğu için Filistin davasının gelecek herhangi bir çözümü ancak Hamas’ın taraf olduğu ve kabul ettiği bir yolla gerçekleşebilir.
İsrail’in Hamas Hareketi’ni tamamen ortadan kaldırmaya yönelmesi halen olası. Ancak bunun İsrail’e askeri ve siyasi olarak çok ağır bir bedeli olacak. Ayrıca iki milyondan fazla Filistin vatandaşının insani trajedisinin yanı sıra daha fazla çatışmaya yol açabilir.
Arap düzeyinde ise İsrailliler kendilerini sıkıntılı bir siyasi durumun içinde bulacaklar. Zira mevcut savaşın İsrail’in siyasi ve ticari normalleşme anlaşmaları imzaladığı Arap ülkeleriyle ilişkilerini olumsuz etkilemesi bekleniyor. En tehlikeli ihtimal ise savaşın bundan sonraki normalleşme girişimlerinin seyrini etkilemesi. Likud Partisi’nin ortakları olan iktidardaki aşırı sağcı hareket, Filistinlilere taviz vermeyi reddediyor ve dolayısıyla ne olursa olsun herhangi bir tarafa da taviz vermiyor.
Tüm bu spekülasyonlar devam ediyor. Savaşın nereye varacağını ve sonucunu kimse kestiremez. Savaşın bir dizi siyasi hedefe ulaşmaya başlaması normaldir. Ancak savaşın uzun süre devam etmesi, bu hedefleri daraltır ve bunların değiştirilmesine veya başlangıçta belirtilmeyen başka hedeflerin getirilmesine yol açabilir. Siyonist düşmanın Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da söylediği gibi mevcut savaş zor ve uzun olacak.