Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Yine Ahmari analizi hilesi

Sünni İslami hareketin bazı aktivistleri bu günlerde Gazze'deki savaş tartışmaları hakkında defalarca söylenen bir şeyi tekrarlıyorlar. O da Hamas ve bidatlerine yönelik eleştirilerimiz ne olursa olsun, şimdi destek zamanıdır ve Müslüman bidatçiyi, asıl kâfire yani İsrail’e karşı desteklemek gerekir.

Bunlardan bazıları, daha da ileriye giderek Selefi eğilimlerin hakim olduğu veya muhafazakar Sünni olduğunu söyleyen bir kitleye hitap ederken, asıl kâfirlere karşı Lübnanlı Şii Hizbullah'ın bile desteklenmesi gerektiğini söylüyorlar. Sözlerini pekiştirmek için de İbni Teymiyye, İbn Kesir ve Arap alemindeki diğer Sünni alimlerin bağlamından koparılmış bir dizi metnini kanıt gösteriyorlar.

Bu tamamen siyasi ve ilmi fıkhi kisveye büründürülmüş bir söylem. Gerçek şu ki, Hamas, Hizbullah, Husiler, Haşdi Şabi Güçleri ve diğerleri, siyasi bir projeye ve belirli bir ideolojik kültüre, yani Siyasal İslam’a bağlı olan siyasi hareketlerdir. Burada siyasetin dünyadaki amacına, yani iktidara ulaşmak için, “siyasal” kelimesinin bu tür İslam anlayışıyla ilişkilendirildiğine, ona tabi olunduğuna, muhaliflere karşı bir kışkırtma aracı olarak kullanıldığına dikkat edin.

2006 yılında Lübnan Hizbullahı ile İsrail arasındaki Temmuz Savaşı sırasında, Müslüman Kardeşler ve Sururiye grubu aktivistleri tarafından Sünni Arap çevrelerde, özellikle Suudi Arabistan'da, Hizbullah ile “normalleşme” dalgası oluşturulmuştu. Bunların arasında Suudi Arabistan'daki Sururiye entelektüellerine bağlı bir web sitesi olan “el-Asr Dergisi”nin adıyla anılan bir grup da vardı.

O dönem bu elektronik dergide Muhammed Hamid el-Ahmari'nin "Akidevi Analiz Hilesi" başlıklı bir makalesi yayınlanmıştı. Makale özetle Sünni Selefi söylemi, Hizbullah’ın eylemlerini takip ederken akidevi bir bağlama sıkışıp kalmakla eleştiriyordu. Ahmari, ondan bu hileden kurtulmasını ve Hizbullah'ın safına geçmesini talep ediyordu.

O dönemde büyük ilgi gören makalede ayrıca akidenin ölümcül analitik hatalara yol açma etkisinden bahsediliyordu. Akideyi temel alan analistin "kendi tutumunu temel, doğru ve meşru bir tutum olarak adlandırabileceği, bilgi veya farkındalık açısından hiçbir faydası olmayan pekiştirici ifadeleri çokça kullandığı” da ifade ediliyordu.

Kasım 2019'da Suudi Arabistanlı eleştirmen ve araştırmacı Prof. Dr. Ali el-Amim bu gazetede yayınlanan makalesinde başka bir örneğe dikkat çekiyordu; Lübnanlı Müslüman Kardeşler'in lideri Fathi Yeken, o dönemde Suriye'de Müslüman Kardeşler ile yaptığı savaşlar ve Suriye'deki Hama katliamları nedeniyle çoğu İslamcı tarafından lanetlenmiş olsa da Suriye'deki Hafız Esad rejimine sadıktı. 

Amim, Kuveyt’te Müslüman Kardeşler'e ait "el-Muctema" dergisinin 1979 sonlarında çıkan bir sayısında Fethi Yeken'in Suriye istihbaratı tarafından kaçırıldığına ilişkin bir haber okuduğunu belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor; “Sonraki sayılarda kısa süre sonra serbest bırakıldığını öğrendim. Ama dergi, daha önce Hafız Esed rejimine karşı yüksek sesli siyasi ve mezhepçi kampanyalar yürütmesine rağmen, Yeken serbest bırakıldıktan sonra bu olay nedeniyle Hafız Esed ve siyasi rejimini kötüleyen ve karalayan hiçbir yazı yayınlamadığı dikkatimi çekti.”

Bunun nedeni, Prof. Dr. Amim'in daha sonra açıklayacağı gibi, Fethi'nin o dönemde Lübnan'daki Suriye-İran ittifakına Sünni bir karakter kazandırmak için bu ittifakın saflarında yer almasıydı.

O günler gelip geçti ama bugün Gazze'nin tozu ve Gazze halkına duyulan “asil” sempati duyguları altında, “Ahmari ve Fethi Yeken analizi hilesi” ile yeniden içimize sızmak amaçlanıyor.

Dolayısıyla Allah için dikkatli olun. Bilin ki tüm söylediklerimiz bidat, sünnet, helal ve haram değil, büyük siyasi projelerin çelişkileri hakkındadır.