Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Gözlerimize perde inmesin diye

Mesele, İhvan-ı Müslimin’e (Müslüman Kardeşler) ve Hamas’ın bu meşhur örgütün bir parçası olduğuna dair tekrarlanan konuşmalardan daha büyük. Asıl meseleyi görmekten uzak bu ‘tembel’ tekrarları artık bırakalım.

Az önceki cümle, İsrail’in iddiaya göre Hamas örgütünün işini bitirmek amacıyla Gazze’de yürüttüğü acımasız savaşının sahnesinde ya da sahne arkasında ortaya atılan yeni nağmelerden biri.

Bu sözü devrimci sol söylemlerden, köklü Yemen yurtseverliğinden ya da eski hayalperest milliyetçilikten etkilenen bazı kişiler söylüyor.

Bu sözü “Şam’dan Bağdat’a, Necd’den Yemen’e, Mısır’dan Tetuan’a”* kadar olan İslamcı hareketlerin mensupları söyleseydi anlaşılırdı. Öyle ya desteğin en küçüğü, siyasi parti grubunuzu desteklemektir.

Bir grup aydın ve sosyal medya aktivisti; tarafsızlık, adalet ve ‘şerefli’ ümmet ruhunun uyanıklığı adı altında, Hamas’ın derin söyleminin bileşenlerini incelemekten caydırıcı ve uyuşturucu söylemler yayınlıyor.

Devam etmeden önce bu sözlerin yazarının burada, Gazze savaşı öncesinde ve esnasında İsrail sağının tehlikesine ve bunun en az Arap tarafındaki muadili kadar zararlı olduğuna dair defalarca yazdığını söylemek isterim… Bu efsanevi İsrail tehlikesi hakkında yine, belki defalarca konuşuruz.

Ama bugün, bu psikolojik silah hakkında konuşacağız. Bu silah, savaş sesinden daha yüksek bir ses olmadığı ileri sürülerek, İhvancı düşüncenin ve onun kollarının tehlikesinden bahseden ve siyasi oyunlarını ortaya çıkaran sesleri boğmak için kullanılıyor.

Bize Hamas’ın ve ümmetin ‘şereflilerinin’ en büyük hedefinin nehirden denize tüm Filistin’i kurtarmak, İsrail ‘varlığını’ sonsuza dek ortadan kaldırmak, Polonya Siyonistlerini ve Hazarları ülkelerine geri göndermek olduğu söyleniyor (Bu arada kimse mesela Irak, Fas ve Yemen Yahudilerine ne olacağından bahsetmedi!).

Hatta Hamas’ın sembol isimlerinden Mahmud ez-Zehhar, ‘tüm Filistin’in’ aslında kurtuluşa ve halifeliğin kuruluşuna dair büyük hayalin çok küçük bir parçası olduğunu söylüyor.

Ama bugün Hamas hareketinin, “Filistin halkının ulusal haklarını geri kazanması ve başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletini kurması için ulusal bir merciin oluşmasının yolunu açacak” çabalara açık olduğunu belirttiği bir açıklama yaptığını görüyoruz.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye de geçtiğimiz çarşamba günü Hamas’ın, “saldırıyı bitirmeyi sağlayan ve Filistin evinin Batı Şeria ile Gazze Şeridi düzeyinde düzene sokulmasına kapı açan herhangi bir düşünceyi ya da girişimi müzakereye” açık olduğunu söyledi.  

Bunlar, sosyal medya aktivistleriyle bazı eski entelektüel kalıntılarının yerdiği ve şereften yoksun bir kültür olmakla itham ettiği pratik siyasi gerçekçiliğin tezahürü olan sözlerdir. O halde Hamas’ın bu söylemi, ümmetin büyük davasıyla bağdaşmayan teslimiyetçi söylem kategorisine mi giriyor?

Kimse bunun bir taktik olup, canları korumak için uygulandığını söylemesin. Daha önce Mısır’daki İhvan devleti (Mursi, el-Bedi ve eş-Şatır döneminde) bu yönde ilerliyor, Arap Baharı döneminde Amerika’da verdiği meşhur konferansında görüldüğü üzere Raşid Gannuşi de aynı yolu izliyordu.  

Sabırlı olun ve sağdan soldan, İsrail’den ve Filistin’den gelen içi boş sloganlarla gözlerinize perde inmesine izin vermeyin.

  • Tetuan: Kuzey Fas’ta bir şehir (ç.n)