Abdurrahman Şalkam
TT

Batı Afrika'da demokrasinin son kalesi de düşecek mi?

Afrika kıtasında değişen güç ve zamanlamalarla kopan siyasi, ekonomik ve terör fırtınaları dinmiyor. İnsan, doğa ve tarih, Afrika kıtasında eksik olmayan darbeleri tetiklemek için el ele vermiş durumda. Batı sömürgeciliğinin Afrika'dan ayrılmasının ardından demokrasi, iyi yönetim ve kalkınmayı sağlamak ormanlarda ve çöllerde kaybolmuş bir hayaldi. Kıta, bağımsızlığını kazandıktan sonra uzun yıllar süren kölelik ve sömürgeciliğin ardından büyük özgürlük hayalinin gerçekleşmesine katkıda bulunan insanlar tarafından yönetildi. Ancak zengin kıta askeri darbe hastalığına erkenden yakalandı, yaşlı ve genç askerler iktidara geldi ve hayaller rüzgarla birlikte yok oldu. Senegal devleti bağımsızlıktan sonra olağanüstü bir adam olan Léopold Sédar Senghor tarafından yönetildi. Bilge bir entelektüel, şair, tarihçi ve politikacıydı. Bir Hıristiyan, çoğunluğu Müslüman ve Sufi tarikatlarının ülkesi olan, çeşitli kabileleri hoşgörü ipiyle birbirine bağlayan ve toplumsal barışı pekiştiren Ticaniye, Müridiye ve Kadiriyye tarikatlarının dini ve sosyal kemerler oluşturduğu bir ülkeyi yönetiyordu. Leopold Sédar Senghor, eğitimi en büyük projesi haline getiren, etnik ve mezhepsel çizgilerde ulusal birliği sağlayan bir devlet kurdu. Farklılıkları yönetme, sosyal diyalog kurma, hukukun üstünlüğünü sağlama ve anayasayı kökleştirme becerisine sahip elitlerin önderliğinde demokrasinin temellerini inşa etmeyi başardı. Eğitimli ve şair cumhurbaşkanı, iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesinin canlı örneğini sergiledi; hiç kimse onu zorlamadan başkanlık koltuğunu terk etti ve yerine öğrencisi ve yardımcısı Abdou Diouf geldi. Askeri darbelerin çekici, Afrika kıtasındaki birçok ülkeyi vurdu fakat Senegal bunun tek istisnası oldu. Mütevazı ordu; anayasaya saygılı, siyasi meselelere yanaşmayan, profesyonel ve hiyerarşik bir temelde kurulmuş ve yetişmişti. Senegal sivil toplumu benzersiz ve etkili bir yapıya sahipti; aydınlar, profesörler ve Sufi tarikatlarının liderleri ulusal bilgeliğin zihinlerini temsil ettiler. Etnik, mezhepsel veya bölgesel farklılıklar olmaksızın herkesin eşit olduğu vatandaşlık kuralını pekiştirdiler. Senegal, başta Fransa olmak üzere Batılı ülkelerle seçkin ilişkiler kurdu, ancak Soğuk Savaş döneminde ve uluslararası siyasi ittifaklarda herhangi bir blokla ittifaka yönelmedi. Senghor, geçen yüzyılın altmışlı yılları ile yetmişli yılların başlarında devrimci ve solcu sloganlar benimseyenler de dahil olmak üzere Afrika ülkeleriyle dengeli ilişkiler kurmayı başardı. Bilimin ve üniversitelerin şehri olan başkent Dakar'a, kıtanın merkezinden ve batısından binlerce öğrenci geldi. Ülkelerinde çeşitli alanlarda liderlik pozisyonlarında bulunanların birçoğu Senegal üniversitelerinden mezun oldu.

Son birkaç yılda kıtanın batısındaki ülkeleri güçlü bir askeri darbe fırtınası vurdu. Mali, Nijer, Burkina Faso, Gine ve Gabon cumhuriyetlerinde ordu iktidara geldi ve sivil yönetime son verdi. Yeni liderlerden bazıları, ülkelerinin Fransa ile olan eski ilişkilerini bitirmeye ve başta Rusya, Çin ve diğerleri olmak üzere başka ülkelerle ilişkilerini genişletmeye başladılar. Ekonomik, sosyal, dini ve tarihi ilişkileri bulunan komşu ülkelerin çoğunu etkileyen askeri darbe fırtınalarına rağmen demokratik sivil sisteminin gücüyle ayakta kalan Senegal devletinde yaşananlar birçok göz tarafından takip ediliyordu. Leopold Sédar Senghor'un ülkesi, son haftalarda, sükûnet ve toplumsal barış gölüne taş atan bir olaya sahne oldu. Bu taşın yol açtığı dalgalanmanın gücünü tahmin etmek ise zor. Söz konusu taş, Cumhurbaşkanı Macky Sall’in bu ayın 25'inde yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelendiğini duyurmasıydı. Cumhurbaşkanı Sall'ın kararı, gösterilerin ülke geneline yayılmasına ve bazı politikacıların tutuklanmasına yol açan geniş çaplı bir halk hareketine yol açan siyasi gerginliklerin ortasında geldi. Tutuklanan politikacıların başında büyük ve etkili siyasi partiye sahip, geniş bir genç kesim tarafından desteklenen, geleneksel siyasi elitlerin programlarının ötesine geçen siyasi programı olan, önde gelen bir politikacı olan Ousman Sonko yer alıyor. Senegal sokağını harekete geçiren büyük soru, şiddetli gösterilere ve bazı göstericilerin öldürülmesine yol açtı. O soru şuydu; Cumhurbaşkanı Sall'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini erteleme kararının ardındaki nedenler neler? Cumhurbaşkanı Sall'ın niyetine dair siyasi şüpheler vardı, zira geçtiğimiz aylarda bir dönem daha aday olabilmesini sağlamaya yönelik adımlar atmaya çalıştı, ancak geçtiğimiz temmuz ayında seçimlere katılmama kararını açıklamıştı.

Geçtiğimiz hafta başkent Dakar, artan gerilim ateşine daha fazla odun taşıyan hararetli gelişmelere tanık oldu. Cumhurbaşkanı Sall, cumhurbaşkanlığı seçimlerini erteleme kararı aldı ve bu karar, seçim tarihlerinin değiştirilmesini yasaklayan Anayasa'nın açıkça ihlaliydi. Cumhurbaşkanın kararını reddeden gösteriler başladı, ancak Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerini önümüzdeki altı ay için erteleme kararını destekleyen bir anayasal karar taslağını Meclis'e sundu. Karar taslağının görüşüldüğü genel kurul şiddetli bir kavgaya sahne oldu ve kavgayı ayırmak için Ulusal Jandarma kuvvetleri salona girdi.

Yaygın halk itirazlarına ve çok sayıda milletvekilinin ertelemeyi reddetme konusundaki ısrarına rağmen Cumhurbaşkanı Sall neden cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesinde ısrar etti?

Muhalefetteki siyasi güçler arasında dolaşan cevap, Cumhurbaşkanı Sall'ın, planlanan tarihte yapılması halinde seçimlerde kendi akımından veya destekçilerinden hiç kimsenin başarılı olma şansının olmadığını düşündüğü yönünde. Eski cumhurbaşkanı Abdoulaye Wade'in oğlu ve Demokrat Parti adayı Karim Wade'in, Senegal vatandaşlığının yanı sıra Fransız vatandaşlığına da sahip olması ve anayasanın çifte vatandaşların adaylığını yasaklaması nedeniyle adaylığı reddedilmişti. Karim Wade, Fransız yetkililerden Fransız vatandaşlığının iptal edilmesini istedi ancak bu, idari nedenlerden dolayı gerçekleşmedi. Seçimlerin 6 ay ertelenmesi, Fransız yetkililerin Wade’in Fransız vatandaşlığını iptal etmeleri için yeterli olabilir. Cumhurbaşkanı Sall'ın desteklediği ikinci aday ise şu anki Başbakan Amadou Ba ve tüm göstergeler onun başarı şansının neredeyse olmadığını gösteriyor.

Halkın öfkesi genişliyor ve yükseliyor, eski aday Ousman Sonko'nun destekçileri ülkenin çeşitli yerlerinde yaygın halk öfkesi dalgalarına öncülük ediyor. Ülkenin yaşadığı ekonomik baskılar ise artan gerilimin derecesini yükseltiyor.

Bilinmeyen bir beklenene karşı uyaran endişe ise Senegal ordusunun tutumu; bir avuç subay iktidarı ele geçirecek ve Batı Afrika'da demokrasinin simgesi olarak kabul edilen devleti, ordunun yönetimin dizginlerini eline aldığı, kardeş ve komşu ülkelerin safına katacak. Böylece Batı Afrika'da demokrasinin son kalesi de mi düşecek?