Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Köklere dönüş

Eski bir meslektaşım bana şöyle dedi:

“Hadim-i Harameyn-i Şerifeyn (Kutsal Mekke ve Medine’nin Hizmetkârı) Kral Selman bin Abdülaziz, mirasta yaşıyor ve gelecek için çalışıyor. Veliahdı ise gelecekte çalışıyor ve miras için yaşıyor.”

Riyad’ın görünümü bu. Gelecek onun pek çok özelliğini değiştirdi, ışığını artırdı ve onu aydınlık ve vizyon başkentlerinden biri seviyesine yükseltti.  

Üçüncü oturumuyla Suudi Medya Forumu, havalimanına ilk adımı attığınız andan itibaren sizi karşılayan en önemli başlıklardan biri haline gelmiş gelişmenin eksiksiz bir resmini sundu.

Artık eski ile yeni arasında karşılaştırma yapmayacağım. Zira kalkınma, tüm kıyaslamaların ötesine geçti. Bu seferki kuruluş günü kutlamalarında da tarihî bir anma töreninden ziyade genel bir sevinç havası hâkimdi.

İster kasıtlı bir çaba ister kendiliğinden gelen bir sonuç olsun, konferans; vizyon kapsamında şu ana kadar gerçekleştirilenlerin beklenenden daha fazlasını vaat ettiğinin bir göstergesi oldu.

Aslında belirtmeye gerek yok ama yine de söyleyelim: Görsel, yazılı ve işitsel alanda Suudi medyası, tümüyle Arap medyasının en büyük kısmını oluşturuyor. Resmî kısmı da sivil ve özel kısımla rekabet halinde. Bu iki kısım birlikte, bu alanda ileri seviyede olanların vardığı en iyi seviyeye ulaşmaya çalışıyor. Enformasyon Bakanı Selman Dusari ile MBC’nin kurucusu Velid İbrahim’in konuşmaları da bunun bir kanıtı.

Aynı ufuk ve aynı vizyon çerçevesinde birbirini tamamlayan ki unsur.

Kendisine televizyon çalışmalarında tarafsızlık politikası sorulduğunda İbrahim, herkesin kahkahaları eşliğinde şöyle dedi:

“Tarafsızlık, büyük bir yalandır.”

Ancak tarafsızlıktan daha önemli bir şey var ki o da mesleki geleneklere ve söylem kaidelerine ahlaki ve edebi bağlılıktır. Dünyaya açıldığı ilk andan itibaren Suudi medyasını ayırt edici özellik de bu oldu.

Şartlar, bu medyanın yurt dışından, yani önce Londra’da uluslararası düzeyde dışarıdan, sonra da Dubai’de Arap düzeyinde dışarıdan faaliyete geçmesini gerektirdi. Ama şimdi tüm bileşenleri, kaideleri ve ilkeleriyle Riyad’a dönüyor.

Önceden kurumların şubeleri Riyad’da yer alıyor ancak ana merkezler yurt dışında bulunuyordu. Şu an durum normaline dönüyor ve Riyad yeniden merkez oluyor. Yıllar içinde Kahire’de, Beyrut’ta ve sonra Dubai’de oluşan ailelere benzer büyük bir teknik aileyi oluşturan çok sayıda çalışan ve görevli de taşınmayla birlikte Riyad’a geliyor.

Ortam yani genel koşullar, sanatların tarihinde ve gelişiminde önemli bir unsurdur. Başlangıçtaki hal ile şimdi gelinen hale bakıldığında Suudi medyasındaki değişim, neredeyse benzersiz. Böyle bir hızla kat ettiği muazzam mesafelerle karşılaştırılınca o hal, bir yavaşlık örneğiydi, denebilir.

Ayırt edici özellik, yalnızca hız da değil. Hıza eşlik eden başarı, ustalık ve şu anki asrımızda her şeyin başı olan modernliğin diğer unsurlarından faydalanma da ayırt edici özellikler arasında yer alıyor.