Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Tarihsel Suudi yükselişinin derinlikleri ve boyutları

Suudilerin birkaç gün önce ilk kuruluş gününü kutladığı Suudi Arabistan devletinin yükselişi ile ilgili açıklamalar ve tartışmalar uzun süredir yapılıyor. Bu devlet 1727'de, büyük destanı başlatan kişi olan İmam Muhammed bin Suud tarafından kuruldu.

Bu tartışmalar ne bugünün ürünü ne de Kuruluş Günü'nün birkaç yıl önce ulusal bir kutlama etkinliğine dönüşmesi ile başladı. Suudi Arabistan devleti, bölgesel ve uluslararası politika sahnesine çıkışından bu yana hem içeride hem dışarıda tartışma, çekişme ve konuşmaların konusu oldu. Bugün küresel nüfuzunun zirvesine ulaşan Suudi Arabistan’ın rollerinin dallanıp budaklanması, büyüklüğü ve çokluğu nedeniyle bu doğal bir durum.

Üstat Abdurrahman Raşid, bu gazetede ‘Muhammed bin Suud'un Siyasi Projesi’ başlığı ile yayınlanan son makalesinde şöyle yazmıştı: "Muhammed bin Suud devletini kurduğunda, bidatler ile savaşmak ve muhaliflerinden intikam almak dışında bir projesinin olmadığı doğru değil.”

Bu doğrudur ve çok büyük, önemli, sonuçları ve etkisi çok farklı olan bir olguyu, birleştirici din ve davet boyutu gibi tek bir boyut ile açıklamak yüzeyselliktir. Ama davetin, toplumsal ‘kontrol’ ve kapsamlı kültürel formasyon için bir araç olan vaazın temsil ettiği dış görünümden daha derin bir anlamı çağrıştırması bakımından önemli olduğuna da dikkat çekmeliyiz.

Ancak bu role ve pratik anlamına rağmen Suudi Arabistan devletini ortaya çıkaran tek rol bu değildi. Hem Suudi hem de Suudi olmayan, eski ve yeni birçok araştırmacı tarafından açıklanan başka nedenler de var. Arap Çölü antropolojisi alanında uzman Suudi Arabistanlı bilim adamı ve Necd ile Kuzey Arap Yarımadası kültürü konusunda büyük bir otorite olan Dr. Saad el-Suvayyan, bu alandaki en çalışkan kişidir.

Mayıs 2009'da yayınlanan ‘Suudi Arabistan devletinin kuruluşunun işaretleri’ başlıklı makalesinde Suvayyan, ilk Suudi Arabistan devletinin kuruluşundan önceki anları ve birkaç yılı anlatıyor. 3 büyük şair, Cebr bin Seyyari, Rumeyzan bin Gişam, Homeydan el-Şuvey’ir’in şiirlerinden örnekler vererek, Orta Arabistan'da, özellikle de Riyad'ın kalbinde yer aldığı el-Arid ve el-Vaşm bölgesinde yaşayanların duygusal karakterleri ile kültürel iklimlerini açıklıyor.

Dr. Saad şöyle diyor: “Bu üçünün şiirlerini dikkatli okursak, bölgenin siyasi parçalanma ve bölünmeden, güvensizlik ve istikrarsızlıktan bıkmış olduğu sonucuna varırız. İnsanlar adaleti sağlayacak, güvenliği, düzeni ve istikrarı tesis edecek bir otoritenin kurulmasını sabırsızlıkla beklemeye başlamışlardı.”

Suvayyan, 2006 yılında el-İktisadiye gazetesinde yayınlanan bir başka makalesinde Necd'in kalbinden gelen bu üç şairin şiirleri hakkında şunları yazmıştı: “Şiirlerini herkesin zihninde mayalanmakta olan genel farkındalığın ve kolektif iradenin bir ifadesi olarak görüyorum. O andan itibaren el- Arid bölgesi sıçramaya hazırlık olarak esnemeye başlamıştı.”

Mayıs 2009'da yayınlanan "Suudi Arabistan devletinin yükselişini açıklayan teoriler" başlıklı makalesinde ise Dr. Saad, Suudi Arabistan devletinin yükselişine dair açıklamalarına yeni bir boyut ekledi. O da doğru bir tanımlama olacaksa “uluslararası” tüccar sınıfı olarak tanımlanabilecek “el-ukiylat”ların rolüdür. Bunlar hakkında makalesinde şöyle der: "Ukiylatların  ticari ve lojistik faaliyetleri devletin kurulmasına yardımcı oldu, çünkü ticaret yolu üzerinde dağınık bulunan ve her biri kendisine vergi ödenmesini isteyen şehir devletlerinin emirleri ve kabile şeyhleri tarafından temsil edilen pek çok otorite yerine, tek bir otoriteye ücret ve vergi ödemeyi tercih ediyorlardı. Örneğin Avrupa'da feodal sistemin çöküşünün, ticari alışveriş faaliyetlerinin ve tüccar sınıfının ortaya çıkmasının ardından modern devletlerin kurulmasına neden olan şey de tam olarak budur.”

Davet boyutundan uzakta Suudi Arabistan devletinin yükselişine ilişkin yorumların çeşitliliği ve derinliği açısından yukarıda anlatılanlar, buzdağının sadece görünen kısmıdır.