Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Hamas'ın son kartı Refah

Hamas, pazartesi akşamı ateşkesi kabul ettiğini açıkladı. Hamas’ın bu açıklaması İsrail'in bilhassa aynı sabah Refah halkına tahliye duyurusu yapmasının ardından geldi ve Hamas'ın güvendiği son kartın İsrailli esirler değil, Refah'ın kendisi olduğunu ortaya koydu.

Pazartesi günü boyunca yayınlanan haberlere ve açıklamalara göre yaşananlar, Hamas'ın, ateşkesin üzerinde anlaşmaya varılmayan bir versiyonunu kabul ettiğini gösteriyor. Hamas'ın onayının Beyaz Saray'ı, uluslararası toplumu ve hatta sadece İsraillileri değil, arabulucuları bile şaşırtması bunun kanıtı.

Hareketin ateşkesi onaylaması, İsrail'in pazartesi sabahı bazı Refah sakinlerinin tahliye edildiğini, yani İsrail işgalinin başladığını duyurmasının ardından geldi. Hamas'ın İsrail'i içeride sıkıntıya sokmak, uluslararası alanda ise zor durumda bırakmak istediği açık.

Ancak Hamas'ın bunu yaparken farkında olmadığı husus, yaklaşık altı ay boyunca öldürmeye ve katletmeye devam edenlerin, yani İsraillilerin, uluslararası alanda zor durumda kalmayı, hatta esirler için yapılan iç baskıyı hiç umursamadıklarıdır. Çünkü Netanyahu liderliğindeki aşırı İsrail hükümeti hayatta kalma derdinde, kimseyi memnun etmek değil.

Hamas'ın farkına varmadığı diğer şey ise ateşkesi bu şekilde onayladığını açıklamasının, son müzakere kartının esirler değil Refah olduğunu ortaya çıkardığıdır. Hamas'ta 30'dan daha fazla esir bulunmadığı söyleniyor, bu da geri kalanların başka örgütler tarafından tutulduğu veya öldürüldüğü anlamına geliyor.

Bütün bunlar, Hamas'ın sahadaki zayıf pozisyonunun yanı sıra, uluslararası alanda da artık pozisyonunun zayıfladığı anlamına geliyor. Hamas'ın 7 Ekim operasyonu ile sebep olduğu felaket, İsrail'in Refah'ı işgal etmesinin önünü açarak, Gazze'de 2005’ten önce var olan işgalin geri dönmesine yol açtı.

Gerçek şu ki, Hamas her zamanki gibi olayları, İsrail'in davranışını ve uluslararası yaklaşımı yanlış yorumladı. Böylece kendisini kritik ve keskin bir şekilde köşeye sıkıştırdı ve İsrail ile tüm müzakere kartlarını zayıflattığı gibi, arabulucuları da zayıflattı.

İsrail'in Refah'a girmesi, Hamas'ın daha fazla müzakereden ziyade bugün acilen garantör taraflara ihtiyacı olduğu anlamına geliyor. Bu durum, güvenli bir dış karargâh arayışında olan ve şimdi belki de güvenli şekilde çıkışını garanti edecek bir taraf arayan Hamas'ın çıkmazını daha da artırıyor.

Hamas, güç dengesini unutup yok sayarak elindeki tüm kartları oynadı, 7 Ekim sonrasının öncesi gibi olmadığını unuttu. Hamas, İran'ın kendisine ihanetini iyi okumadı. Aynı şekilde uluslararası havayı da okuyamadı.

Hamas, İsrail'in ruh halini ciddi ve doğru bir şekilde okumadı ve doğru ama eksik olan "aşırı İsrail hükümeti" ifadesine aldandı. Gerçekler ise İsrail toplumunun, her ne kadar esirleri kurtarmak istese de bir bütün olarak savaşa karşı olmadığını, aksine savaş havasında olduğunu söylüyor.

Dolayısıyla Hamas'ın seçenekleri artık zor ve sınırlı. İki sebepten ötürü liderlerinin ve geri kalan savaşçılarının Gazze’den güvenli bir şekilde çıkması tek seçeneği olabilir. Birinci sebep, Hamas’ın 7 Ekim'den itibaren iktidarda kalmak isteyen Netanyahu'ya kendisini teslim etmesidir.

İkinci sebep ise Hamas'ın şu atasözünde gizli hikmeti uzun bir süre unutmuş olmasıdır: Eğer bir çukurdaysanız kazmayı bırakmalısınız.