Milli Ümmet Partisi'nin, Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) liderliğine sunduğu tehditkâr bir dille yorum ve eleştiriler içeren yanıt için süre sınırlaması getiren muhtıra, büyük kafa karışıklığına neden oldu. Muhtıra, Ümmet Partisi'nin ittifaktan çekilmesi durumunda Tekaddum’un geleceğine dair birçok sorunun kapısını araladı.
Geçtiğimiz ekim ayında Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen bir konferansta kurulan Tekaddum ittifakı, Savaşı Durdurmak için Sivil Cephe gibi savaşın başlangıcından bu yana oluşturulan birçok girişimden başlayarak partileri, sivil toplum örgütlerini, sendikaları ve meslek kuruluşları ile direniş komiteleri ve bazı sivil toplum liderlerini bir araya getirdi. Bu grupların buluşma noktası, savaşı durdurmanın ve ülkeyi tekrar demokratik geçiş yoluna sokmanın yollarını müzakere ermekti.
Tekaddum, eski Başbakan Dr. Abdullah Hamduk'un liderliğinde kurulduğu günden bu yana Sudan siyasi arenasında önemli bir konuma sahip oldu ve savaş karşıtı sesinin yükselmesi ile yerel, bölgesel ve uluslararası tanınırlık kazandı. Tekaddum, aktif ve etkili siyasi güçleri bünyesinde barındırmasının yanı sıra, elbette Dr. Hamduk'un lideri olmasından ve sahip olduğu bölgesel ve uluslararası ağırlıktan da yararlandı.
Tekaddum’un nispeten kısa olan yolu sorunsuz ve engelsiz değildi; bu durum ona sempati duyanları endişelendiriyor, bazıları ise bunları doğal, normal ve beklenen sorunlar olarak görüyor. Ümmet Partisi’nin muhtırası, Tekaddum’un kuruluşundan beri geçen 4 aylık sürece ilişkin bir dizi gözlemi listeliyor. Bunlardan bazıları, Tekaddum’un geçici yapısına ve partiler, sivil toplum kuruluşları ile diğer organlar arasında temsil konusundaki dengesizliğe ilişkin örgütsel gözlemler. Muhtıra, partilere temsil konusunda daha fazla alan tanınmasını ve örgütsel çalışmalar üzerinde kontrol sağlanmasını talep ediyor. Muhtıra, dengesiz ve savaşan taraflardan birine meyilli saydığı siyasi pozisyonun dengelenmesine ilişkin gözlemler içeriyor ve ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı ile Addis Ababa'da imzalanan siyasi anlaşmayı da eleştiriyor.
Tekaddum ittifakının bazı tarafları, muhtıranın zamanlamasına ve Hamduk liderliğindeki Tekaddum heyetinin Kahire ziyareti ile aynı zamana denk gelmesine şaşırdıklarını ifade ettiler.
Bazıları da partinin muhtırasında yer alan uyarı süresine, örgütsel durumun ve siyasi pozisyonun görüşüleceği, Tekaddum’un genel kuruluş konferansının yapılmasını beklememesine şaşırdılar. Zira Ümmet Partisi koordinasyonun en üst düzey yapılarında partinin başkanı, genel sekreteri ve başkan yardımcısı tarafından temsil ediliyor. Dolayısıyla konferansta taleplerini ve gözlemlerini en üst düzeyde dillendirebilirdi.
Genel olarak Ümmet Partisi’nin muhtırasında dile getirilen meseleler ister örgütsel ister siyasi olsun, hayati ve önemli görünüyorlar. Geniş bir sivil siyasi ittifak, sürekli tartışmalar ve gözden geçirmeler olmadan, üyelerinin çoğunluğunu tatmin edecek, üzerinde anlaşmaya varılmış yapılara ve pozisyonlara ulaşamaz. Ancak muhtıraya tek başına bu açıdan bakmak, anlaşmazlığın kökenine ilişkin tam bir resim sunmuyor. Aslında muhtıra aynı zamanda Ümmet Partisi içinde farklı siyasi ve örgütsel pozisyonlara sahip iki eğilim arasındaki derin iç anlaşmazlığı da yansıtıyor. Anlaşmazlığın, merhum İmam Sadık el-Mehdi'nin evine uzanan ailevi kökleri de var. Merhum lider güçlü kişiliği ve karizmasıyla bunu örtbas ediyordu, ancak onun yokluğundan sonra anlaşmazlık su yüzüne çıktı.
Sudan'daki siyasi ittifakların tarihi göz önüne alındığında, bu anlaşmazlığın doğal ve kaçınılmaz bir durum olduğu görülebilir. 1956 yılında bağımsızlığı kazandıran Ümmet ve Demokratik Birlik partileri, yani Ensar ve Hatmiyye tarikatları arasındaki tarihi ittifak, çok yaşamadı ve anlaşmazlıklar, partilerden birinin liderliğinin, Kasım 1958’de iktidarı orduya devretmesine yol açtı. Bu, Sudan tarihindeki ilk askeri darbeydi. Ekim 1964'te askeri rejime karşı halkın başlattığı Ekim Devrimi'nde partiler ve sendikalar bir araya gelerek bir cephe oluşturdular ama yine aralarındaki balayı uzun sürmedi. Askeri rejimin devrilmesinden birkaç ay sonra cephe çatırdayarak çöktü.
Aynı kaderi, Numeyri rejimine karşı savaşan ve sekiz yıl (1969- 1977) boyunca devam eden Ulusal Cephe de yaşadı. Daha sonra Beşir rejimine karşı kurulan Ulusal Demokratik Blok (1995- 2000), Ümmet Partisi'nin çekilmesiyle zayıfladı. Aynı şekilde Nisan 2019'da Beşir rejimine karşı devrime öncülük eden ve orduyla ortaklaşa bir şekilde rejimi deviren Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ittifakı da bir yıl sonra zayıfladı.
Bütün bu aşamalarda Ümmet Partisi ve onun çatışan kitleleri, totaliter rejimlere direnmede ve ittifaklar kurmada temel bir rol oynadılar. Ancak bu ittifakların tamamı ya Ümmet Partisi’nin tek başına ya da başka güçlerle birlikte kendisinden ayrılması ile sona erdiler. Bu, Sudan'daki siyasi ittifakların bozulmasının nedenlerine dair derinlemesine araştırma ve çalışmalar gerektiren bir konu. Yapılacak araştırmalar şunu da ortaya çıkarabilir; Ümmet Partisi ittifaklardan bıkıp tek başına meyvelerini toplamakta acele mi ediyor, yoksa o Sudan siyasi hayatının keskin gözlüsü olup, ittifakların çatırdama ve zayıflama nedenlerini erken bir dönemde fark edip, gemisini mi kurtarıyor?