Mustafa Fahs
TT

Washington'un çekilmesi ile Sadr'ın dönüşü arasında Irak

İki hadise iktidardaki Koordinasyon Çerçevesi içinde yer alan güçler üzerinde ağır bir etkiye sahip bulunuyor. Yansımalarını ve ağırlıklarını tahmin etmenin zorluğu nedeniyle, alenen konuşulmaya başlandıklarından beri ikisi de iktidardaki siyasi seçkinler ile siyasi süreci ve seçimleri boykot eden çoğunluk başta olmak üzere Irak kamuoyunda büyük siyasi tartışmalara yol açtılar. Ama daha özel ve hassas bir bağlamda, bu iki hadise Koordinasyon Çerçevesi’nin bütünlüğünü adeta parçaladı, içindeki çelişkileri ve çatışmaları ortaya döktü. Koordinasyon Çerçevesi’ni oluşturanlar artık bunları taraftarlarından ve rakiplerinden gizleyemez hale geldi. Sadr’ın siyasete geri dönmesi veya Washington’un çekilmesi halinde Koordinasyon Çerçevesi’nin bütünlüğünü koruyamayacağı herkese aşikar oldu. Dahası dağılmanın işaretleri bu iki ihtimalden önce ortaya çıktı.

İlk ihtimal veya hadise olan Sadr hareketinin siyasi eyleme dönüşünün yaklaştığına dair işaretler artıyor. Koordinasyon Çerçevesi güçleri, seçimlerden önce veya sonra Sadr ile ortaklığın iktidarda kalmanın en büyük garantisi olduğunu hiç büyüklenmeden anladıklarından, Sadr’a güven mektuplarını sunmakta gecikmediler. Ayrıca Çerçeve içindeki bazı taraflar, onunla yakınlaşmalarını veya onunla anlaşabilecekleri imasını, hükümeti ve kararlarını kontrol etmeye çalışan Çerçeve içindeki diğer güçler ile iç hesaplaşma mücadelesinde güçlü bir fırsat olarak görüyorlar. Bazı güçler de Sadr aracılığıyla bu kontrolü zayıflatmak, hükümeti dağıtmak ve kendilerine karşı desteklenmesini engellemek istiyorlar. Bütün bunlar olurken Sadr, ittifak haritası, hatta geri dönüş şekli ve ortaklarını nasıl seçeceği konusunda sessizliğini halen koruyor.

İkinci olasılık veya hadisede, birkaç ay önce Ürdün sınırı yakınındaki üssüne yönelik saldırıda Amerikan askerlerinin öldürülmesine tepki olarak Washington'un Iraklı milis gruplardan birinin liderlerine suikast düzenlemesinden sonra, Koordinasyon Çerçevesi  ve Haşdi Şabi’nin  kendi hükümetlerine, yani Koordinasyon Çerçevesi’nin çoğunluk hükümetine, Amerikan ordusunun Irak'tan çekilmesi yönünde baskı yapan sesleri yükseldi. Bu ihtimal, varsayımsal da olsa, talep edildiği ilk andan itibaren 2003 rejiminden ve kurumlarından geriye kalanların kırılganlığını, Irak topraklarının birliğine yönelik risklerinin boyutunu, Irak'ın zaten kırılgan olan iç istikrarını güvence ve garanti altına alan uluslararası ve bölgesel dengenin sonunu temsil ettiğini ortaya koydu.

Şaşırtıcı olan, Çerçevecilerin siyasi ve ideolojik literatürlerindeki bu merkezi mesele üzerinde dikey olarak bölünmüş olmalarıdır. Bu mesele, kendilerinden önce hükümeti yönetenler ile aralarındaki anlaşmazlığın temelini oluşturuyordu ve kendisini her zamanki gibi direniş sloganları altında bu hükümetlere baskı yapmak için kullanıyorlardı. Ama şimdi onların Amerikan güçlerinin varlığı konusunda anlaşmazlıklar ya da bölünmeler yaşadıkları kamuoyuna yansıdı. Dahası aralarındaki güçlü taraflar Washington ile stratejik ilişkinin önemini ve Irak'ın hâlâ bu ilişkiye ihtiyacı olduğunu açıkça dillendiriyorlar ki bu hesapta yoktu. Keza milletvekillerinin, Washington'u geri çekilmeye zorlama kararının oylanacağı meclis oturumuna katılmaktan kaçınmaları da beklenmiyordu. Asıl şok edici olan, siyasi ve popüler varlıklarını Washington'a düşmanlık üzerine kuran diğer tarafların, hükümet içindeki kazanımlarını korumak için bu talepleri "bulandırmaya" karar vermeleriydi. Bunun da ötesinde hükümet dahi oylamaya katılmaktan kaçındı ve içinde bulunduğu durumu sponsoruna şikayet etti; o da meseleyi, milis grupların Tahran ve hükümetin ihtiyaç duyduğu ateşkes üzerinde anlaşmaya vardığı "Bağdat Havalimanı" toplantısında karara bağladı.

Ciddi olan ilki yani Sadr'ın geri dönüşü ile varsayımsal olan ikincisi yani Washington'un çekilmesi olasılıkları arasındaki bu örtüşme, Irak'ın kartlarını bir kez daha karıştırdı ve birçok gerçeği ortaya çıkardı. Çoğunluk hükümetine karşı çıkanlar çoğunluklarını bile korumayı başaramadılar ve Sadr'ın geri dönüşü ya da Washington'un çekilmesi onları endişelendiren bir hususa dönüştü. Ancak beklenen kademeli geri dönüşün önünde tamamlaması gereken pek çok görev var; bunlardan ilki, devlet yönetimindeki kusuru ve geri çekilmesinin yol açtığı devlet üzerindeki kontrol meselesini çözmek. Ne var ki kazanımlarını korumak için ellerindeki her şeyi kullanmaya hazır olan güçler ile bu mümkün olmayacak. Ayrıca Tahran'ın gerilimi yeniden tırmandırmaya karar vermesi durumunda Washington ve büyükelçiliğiyle dayatılan ateşkes devam etmeyebilir ki bazı taraflar zaten bu ateşkesin kendi varlıklarının sınırlandırılmasına neden olduğunu düşünüyorlar.

Sadr, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin kafasını karıştırmayı başardı. Washington da onları uzlaştırmayı, bazıları için büyük kafa karışıklığına yol açacak, bazıları içinse utanç kaynağı oluşturacak bir Beyaz Saray ziyaretine bahis oynamalarını sağlamayı başardı. Bu arada Sadr, Necef şehrinin el-Resul Caddesi'ndeki mütevazı bir evde, dini merciye yapılan ama içeriği halen gizli olan ziyareti ile onların karşısına çıktı.