Nebil Amr
Filistinli siyasetçi ve yazar
TT

Kahire müzakereleri: Arabulucular neden iyimser?

Kahire'de devam eden görüşmelerde ateşkes ve takas anlaşmasına varılması konusundaki iyimserlik tonu yükseldi. Ama iyimserliğin artması, İsrail'in dramatik girişimleri ya da Hamas'ın büyük tavizleriyle ilgili olmaktan ziyade, Mısırlıların, Katarlıların ve Amerikalıların son girişimin çökmesini önlemek için “güçlerinin yettiği tarafa” baskı yapma konusundaki etkinliklerini artırmaları ile ilgili. Arabulucular, bilhassa İsrail'in Şam'daki İran büyükelçiliğine düzenlediği saldırı ve Tahran'ın buna karşılık verme tehditleri ardından bölgedeki durumun kırılganlığı dikkate alındığında, herkes bir çıkmazla karşılaşmasın diye baskılarını artırdı.

Somut bir etki yaratabilecek ana baskı, İsrail'in savaştaki saldırı yoğunluğunu azaltma, Refah işgalini geciktirme ve Gazze'ye kara ve deniz yoluyla yardım girişini artırma konusunda esneklik sağlamasıyla sonuçlanan Amerikan baskısıdır. Mısır-Katar ortak tutumuna gelince, ABD'nin tutumu için yapılan tanımlama onun için geçerli değil. İki Arap ülkesi, kapsamlı ve kalıcı bir ateşkes, İsrail'in Gazze'den nihai olarak çekilmesinin kaçınılmazlığı, çoğu yerle bir edilse bile, yerinden edilmiş tüm Gazzelilerin artık evlerine geri dönmelerinin gerekliliği konusunda ortak görüşe sahip.

Paris, Kahire, Doha ve Washington arasında aylarca süren başarısız görüşmelerden sonra dikkat çekici olan husus, arabulucuların doğrudan katılım düzeyleri farklı olsa da oyunun ortakları ve her tarafın tamamını veya bir kısmını gerçekleştirmek istediği kendi ajandasının olmasıdır.

Biden yönetimi kazanmak veya kaybetmek açısından kendisi için oldukça önemli seçimlerin eşiğinde iken, Amerikalıların bölgede tehlikeli düzeydeki gerilimi azaltmak için bir başarıya ihtiyaçları var. Hamas ile neredeyse tekelci bir ilişki sürdüren Katarlılar, bölgede ve dünyada koşullar en tehlikeli duruma ulaşmışken, kendilerini etkinlik ve nüfuzlarına yönelik bir sınavın içinde görüyorlar. Rollerini ve etkilerini teyit etmek için başarılı olmakla ilgileniyorlar.

Savaşla en yakından bağlantılı taraf ise Mısır. Sınırlarının hemen diğer tarafında savaş alevlenirse ve eğer Refah ve Philadelphia (Selahaddin) Koridoru mevcut durumda en hassas bölgelere dönüşürse, o zaman Gazze, Mısır için her bakımdan önemli bir ulusal güvenlik meselesi haline gelecek. Ama bu mevcut savaşın sonucu olmaktan ziyade, çok eski zamanlardan beri var olan tarihsel ve stratejik bir gerçek.

Görüşmeler henüz nihai ve resmi olarak sonuçlanmamasına rağmen yükselen iyimserlik tonu, aslında arabulucu olarak tanımlanan tarafların başarıya olan ihtiyaçlarını diğerlerinden daha fazla kavrıyor olmaları gerçeğinin bir yansıması. Aslında onlar teknik bir rol üstlenen tarafsız taraflar değil, denklemin önemli taraflarıdır. Başarı onlar için tamamen sonrası ile bağlantılı bir anlaşma olarak önemli ve sonrasında olacaklar, herkesin en büyük ve kaçışı olmayan endişesi olacak.

Amerikalıların, Netanyahu'nun arkasına saklandığı ve "mutlak zafer" olarak adlandırdığı sahada kesin sonuçlar elde etmenin imkânsızlığını anlamalarından sonra altı haftalık ateşkes, henüz özellikleri netleşmeyen ertesi gün konusunda tüm tarafları rahatsız eden konuları tartışmak için bir fırsat olacak. Zira bunu anlayan Amerikalılar, savaşın sonucuna ve sonrasına ilişkin düzenlemelere doğrudan ve kararlı katılım yoluyla savaşın sonucunu belirlemedeki rollerini artırmaya ve daha görünür kılmaya yöneldiler.

Geçen altı ayda olup bitenlerden savaş bitene kadar olacaklar bağlamında en kompleks sorun, savaş sonrasında yapılması gereken düzenlemedir. Amerikalılar, iki devletli çözümü bölgedeki yangın noktalarını söndürmek için kaçınılmaz çözüm haline getirmeyi vaat etme noktasına varan muğlak genellemeler ve deneysel öneriler bağlamında, bu konu hakkında çok konuştular. Çünkü savaş sonrası misyonları, Gazze ve orada yapılacaklarla sınırlı olmayıp, tüm bölgeyi kapsıyor. Gerginlik ve yangın noktalarını, her sahasının veya her tarafının ajandalarını, Gazze savaşı öncesinde acil olan ve sonrasında da acil kalacak ihtiyaçlarını sayarsak, o zaman ertesi günün taşıdığı zorlukları idrak edeceğiz. Buradan hareketle, mevcut Kahire turundaki başarı umutları, savaş sonrası dönem için bir başlangıç ​​noktası gibi görünüyor.

Bahsi geçen başarı, Ortadoğu'da çatışma veya uzlaşmada yeni bir aşamanın başlayacağı o günün mihenk taşıdır. Gazze'nin bir gün, bu kadar ciddi ve bu kadar güçlü bir etki yaratacak şekilde, tüm bölge düzeyinde gelecek olanın başlangıç ​​noktası olması ne hesaplanmış ne de beklenen bir paradokstur.