Sovyet döneminde Moskova'da polise "milis" denildiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Gri üniformalı ve şapkasında kırmızı bir ipin olduğu zarif bir adamdı ama yine de savaşlarda resmi olmayan, sorumsuz, düşmanlarına ve halkına kötü davranan gruplara verilen bir ismi taşıyordu.
2011 yılında dünyanın tüm ülkeleri gibi Rusya da polis adını kullanmaya geri döndü ve bu özellikle Ruslar için güzel bir sürprizdi. Milisler savaş, kaos ve devletlerin çöktüğü zamanlarda ortaya çıkarlar. Kuruluşlarına genellikle genel bir kaos, şiddet, kanunsuzluk ortamı ve insanların güvenliğinin ve normal yaşamının ihlali eşlik eder. Halkların ve ulusların yaşamlarındaki bu aşamaları en çok karakterize eden husus, söylemlerde şiddet ve iletişimdeki gerilemedir. İnsanlar ayaktakımının ve güruhların önünde aşağılanır. Rejimin adamları tehditler, korkutma ve çirkinlikler de dahil olmak üzere normal zamanlarda utanç verici, yüz kızartıcı ve ayıplanacak her şeyle övünürler.
Bugünlerde sosyal medya araçlarına hâkim olan dil de milislerin, nefret ve terör gruplarının ruhunu ifade ediyor. Bu utanmazlık bir bölümüyle şiddetten daha aşağılıktır. Basın geçmişte de böyle etik ve caydırıcılıktan yoksun yollara sapardı ama sonunda bir çeşit cezayla, hesap sormayla ya da sosyal sorumlulukla karşı karşıya kalırdı. İletişime gelince, silah ile kalem aynıdır. Takma bir ismin arkasına saklanan kişi, çirkin gerçeklerin yaşandığı bir dönemde yazdığını bilir. Ülkelerin kendilerini milislerin kurallarına, onların nüfuzuna, ormanlarına ve karanlık bodrumlarına teslim ettiklerini özellikle bilir.
Milislerden kim ve hangi yasa veya gelenek uyarınca hesap soruyor? Ülkelerine ve toplumlarına verdiği manevi zararın boyutlarını kim biliyor? Zaten zayıf ya da hasta olan ruhlara ne kadar derin zararlar verdiğini kim biliyor?
Bu felaketin çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine neler yaptığını fark etmiyoruz. Bu sokak dili, genelleşerek evlerin de dili olabilir. Milisler galip geliyor ve “ordularımız” zayıflıyor, uzaklaşıyor ve izole ediliyor. Irak'ta Haşdi Şabi’den bahsetmek artık normal hale geldi ve uluslararası ticaret gemilerinin sularımızda saldırıya uğraması her gün karşılaştığımız bir görüntüye dönüştü. Milislerin kendilerini üretenlerin aleyhine döndükleri gün, korkunç bir gün olacak.
Kaddafi’nin dünyaya sunduğu iyiliklerden biri de Libya ordusunun yerine komite güçlerini geçirmesiydi. Bugün ordu hâlâ kayıp, Libya kayıp ve onu geri kazanma yönündeki her girişim komitelerin mirası arasında başarısız oluyor.