Başkanlık seçimlerine 5 aydan az bir süre kala Amerikan Demokrat Partisi'nin, merkezinde Başkan Biden'ın yer aldığı ciddi bir kriz yaşadığı kesinleşti. Bilhassa başkanlık yarışındaki varlığının rakibi Donald Trump'ın zaferi için muazzam bir fırsat teşkil etmesinden sonra, Biden’ın onurlu ve sakin bir şekilde geri çekilmesi dışında bu duruma bir çözüm yok.
Biden'ın Demokrat eyalet valileri ve partisinin Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleriyle yaptığı tüm görüşmeler, Trump ile akli ya da adil bir şekilde yüzleşemediği ilk ve belki de son münazaranın etkilerini ortadan kaldırmayı başaramadı.
Biden'ın arkasında, ekibi eşi görülmemiş bir krizin içinde görünüyor ve Biden'ın Demokratların adayı olarak kalıp kalmayacağını sorgulayan önde gelen kampanya finansörleriyle zor görüşmelerde bulunuyorlar.
Görünen o ki, Biden'ı bu süreci tamamlaması için sadece ailesi teşvik ediyor. Kendisine çok yakın isimlerden olan eski Temsilciler Meclisi başkanı Nancy Pelosi, Biden'ın yasama alanında kendi deyimiyle gerçekleştirmiş olduğu başarıları savunmasına rağmen, "münazaradaki performansının geçici mi yoksa daha geniş çaplı bir sağlık sorununun göstergesi mi olduğu sorusunu sormanın meşru olduğuna" inanıyor.
Pozisyonları belirsiz görünen tek kişi Başkan Yardımcısı Kamala Harris, başlangıçta Biden'ın performansının ağır olduğunu varsaysa da daha sonra şunu vurguladı: "O bizim adayımız. Trump'ı bir kez yendik, yine yeneceğiz."
Biden'ın münazara gecesindeki zayıf halini haklı çıkarmak için öne sürdüğü uzun yolculukların kendisini yorduğu bahanesi işe yaramadı. Zira kameraların hafızası, münazaradan çok önce bu konuda ne yalan söyleyen ne de gerçeği süsleyen örneklerle dolu. Bu noktada insanın zayıflığına ve ileri yaşına tabi ki tam ve gerekli saygıyı gösteriyoruz.
Demokratlar bir panik durumu yaşıyor ve bunu örtemiyor ya da gizleyemiyorlar. Belki de “kritik noktaya”, yani ABD Anayasası'nın, başkanlık görevlerini yerine getirememesi durumunda başkanı görevden almalarına imkân veren 25. Ek Maddesine başvurmak istemiyorlar.
Şimdilerde Demokratlar arasında kulislerde, alternatiflere, Biden'ın çekilmesi halinde yerini kimin alabileceğine, kimin popülerliği açıkça artan Trump'ı yıkacak kadar güçlü ve dirençli olduğuna ilişkin çekingen konuşmalar yapılıyor. Zira Trump, popülerliğinin yanı sıra birkaç gün önce Yüksek Mahkeme tarafından verilen ve kısmi dokunulmazlık gibi görünen bir karar ile desteklendi. Bu arada New York Eyalet Mahkemesi de beklenmedik bir anda “sus payı” davasının karar duruşmasını eylül ayına erteledi.
Biden, kriz zamanında Demokrat Parti'yi kurtaran adam olarak imajını koruyup veda mı etmeli?
Gerçek şu ki, küreselleşmenin babası Thomas Friedman'ın salı günü New York Times'taki köşesinde işaret ettiği yol da buydu.
Biden'a sunduğu acı ilacı parlak renkli kağıtlara saran Friedman, seçim yarışına devam etmesini hayal eden baş düşmanı Trump’ın istediğinin tam tersini yapması çağrısında bulundu. Ona göre Trump, Biden’ın yarışa devam etmesini, bugünden 5 Kasım'a kadar seçim kampanyası kapsamında kendisini hedef almak ve zaferini garanti altına almak için bir fırsat olarak görüyor.
Friedman'ın reçetesine göre Biden'dan şimdi ne yapması isteniyor?
Kısaca, önce ağustos ayında Chicago'da yapılacak Demokrat Parti Ulusal Kongresi’nde kendisine adaylığı için oy verme sözü veren delegelere bu sözlerinden vazgeçmelerine izin vermek istediğini beyan etmeli. Daha sonra, alternatif bir aday bulmak için partiyle birlikte çalışmalı. Söz konusu aday, yardımcısı Kamala Harris olabilir. Tarafsız kalıp, bir dizi alternatif arasından seçim yapmayı partinin ana tabanına bırakmayı da tercih edebilir.
Geçtiğimiz aylar boyunca alternatif aday senaryosu üst düzey Demokrat liderlerin hep aklındaydı. Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Michigan Valisi Gretchen Whitmer gibi adları açıkça dillendirilen alternatiflerin yer aldığı bir liste zaten mevcut. Demokrat Parti içindeki sol kanadın da liste için Michelle Obama tarafından temsil edilen başka gizli kartları mevcut. Hepsinin arkasında da Hillary Clinton var. Önümüzdeki günlerde açık ve gizli alternatiflerin adları karışık bir şekilde gündeme gelecek.
Biden'ı istifaya zorlamak veya Anayasa’nın 25. Ek Maddesi’ni devreye sokmak muhtemelen Demokratların kazanma şansını büyük ölçüde azaltacak. Bu durumda Biden, ABD'nin ilk başkanı George Washington deneyimini örnek alır mı?
Washington, ilk başkan olmasına ve ömür boyu başkan kalma şansına sahip olmasına rağmen iki dönemle yetinerek, John Adams'ın kendisinden sonra göreve gelmesinin önünü açmıştı. Hem de o dönemde ABD Anayasası'nın her adaya yalnızca iki dönem başkanlık öngören 22. Ek Maddesi’nin henüz yayınlanmamış olmasına rağmen. Söz konusu ek madde, 1952’de Franklin Roosevelt'in dört dönem başkanlık yapmasından sonra anayasaya eklendi
Biden geri çekilerek, Demokratları mı yoksa bir bütün olarak ABD'yi mi bölünmeden kurtaracak? Belki Trump da çekilmeli ve ABD intikam ve misilleme yerine kendi kendisiyle uzlaşmalı.