Burkina Faso, Nijer ve Mali, askeri, siyasi, ekonomik ve güvenlik hedefleri taşıyan tek bir siyasi oluşum altında onları birleştiren bir konfederasyon kurduklarını duyurdular. Bu ülkeler, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) tamamen kopma kararı aldılar. Üç ülke, geçen yıl rejimlerini deviren darbelerin ardından askeri konseyler tarafından yönetiliyor. Afrika ülkeleri arasındaki koordinasyon ve iş birliği adımları, kıtadaki ülkelerin çoğunluğunun geçen yüzyılın altmışlı yıllarının ortalarında Batı sömürgeciliğinden bağımsızlığını kazanmasının hemen ardından başladı. Mayıs 1963'te Afrika Birliği Örgütü kuruldu. Örgütün öncelikli hedefi kıtadaki kurtuluş ve bağımsızlık hareketlerini desteklemek ve güneyindeki apartheid sistemini ortadan kaldırmaktı. Bağımsız devletlerin siyasi, askeri ve ekonomik güç ve kapasiteleri sınırlıydı, kıtanın güneyindeki ırkçı rejim ise üstün askeri, bilimsel ve mali güce sahipti. Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra İngiltere başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinden de büyük siyasi destek alıyordu. Örgüt, apartheid rejimine karşı kapsamlı bir boykot politikası benimsedi ve Afrika davalarını desteklemek, ayrımcı apartheid sistemine karşı mücadele etmek ve ondan kurtulmak için tüm bölgesel ve uluslararası forumlarda büyük çaba gösterdi. Apartheid sisteminin ortadan kalkması ile de amaca ulaşıldı. Yükselen bağımsız devletler inşa etmek, bağımsız devletlerin liderlerinin temel kaygısıydı. Altyapı, eğitim ve sağlık temel meselelerdi, ancak ordunun kuruluşu meselesinin özel bir önceliği vardı. Milli ordu, bayrak ve milli marş ile aynı seviyede olup, devletin egemenliği ve hatta varlığı onsuz eksik kalır. Yabancı ordular ve yüksek komiserler bağımsız ülkeleri terk ettiler, ancak uzun yıllar süren sömürgecilik bu topraklarda ve insanlarda ayrılmayan ve sağlam bir şekilde yerleşmiş tortular bıraktı. Eğitim ve yönetimde resmi dil haline gelen, medyaya ve hatta elitlerin düşüncelerine hâkim sömürge dili, bu tortuların başında geliyordu. Batı Afrika ülkeleri için Fransa, Merkez Bankası’na bağlı CFA frangı adında bir para basmıştı.
Yeni ülkelerin çoğunu şiddetli fırtınalar, yani bağımsızlık için silahlarla, siyasetle ya da her ikisiyle de mücadele eden babaları sahne dışına iten askeri darbeler hızla kasıp kavurdu. Orta veya düşük askeri rütbelere sahip subaylar, yönetimin dizginlerini ele geçirdi. Bu durum, yolsuzluk ve şiddetin hâkim olduğu kırılgan rejimlerin kurulmasına ve devleti kurumsallaştırmaya yönelik ilk girişimlerin gerilemesine neden oldu. Bazı rejimler komünist Doğu Bloku'nun tarafını seçti, sosyalist sloganlar benimsedi ve rejimler arasında çoğu durumda askeri çatışmaya varan anlaşmazlıklar baş gösterdi. Çatışmalar Angola, Kongo ve diğerlerinde olduğu gibi, dış askeri müdahalenin kapılarını açtı. Ama kıtanın elitleri, bir tür iş birliği veya birlik kurma hayallerinden hiç vazgeçmediler. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), IGAD Ekonomik Topluluğu, Sahel-Sahra Ülkeleri Topluluğu ve son olarak Afrika Birliği'ne dönüşen Afrika Birliği Örgütü kuruldu. Bu kurumların hiçbiri sahada somut bir şey başaramadı; iç çatışmalara, dışa bağımlılığa, Afrika ülkelerinin zenginliklerinin sömürülmesine, yabancı askeri üslerin Afrika'nın bazı ülkelerinde yoğunlaşmasına son veremedi. Kıta büyük bir felakete uğradı; silahlı terör örgütleri kıtanın büyük bir kısmına yayıldı, rejimler bölgenin büyük bir kısmında kontrolü kaybetti, yoksulluk oranı arttı ve bu da binlerce gencin vatanlarını terk etmesine neden oldu.
Geçtiğimiz iki hafta içinde Mali'deki askeri cuntanın başı General Assimi Goita, Burkina Faso'daki askeri cuntanın başı Albay İbrahim Traoré ve Nijer'deki askeri cuntanın başı Albay Abdurrahman Tiani kendi ülkelerini içeren bir Sahel-Sahra Devletleri İttifakı Konfederasyonu kurulması konusunda mutabakata vardılar. İttifakın amacı askeri, güvenlik ve ekonomik alanlarda iş birliği, ittifak için ortak bir para birimi oluşturmaya çalışmak, CFA frangı grubundan çıkmak ve Fransızcanın yerini alması için yerel dilleri geliştirmek, Batılı askeri üsleri, özellikle Fransız ve Amerikan askeri üslerini yeni ittifakın topraklarından çıkarmak ve Rusya Federasyonu ile askeri dahil olmak üzere her alanda yakın ilişkiler kurmaktır. Bu üç ülke, büyük bir ekonomik kriz yaşıyor ve en önemli nedeni Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun (ECOWAS) kendilerine uyguladığı yaptırımlar. Aynı zamanda gıda, ilaç ve çalışanların maaşlarının ödenmesi de dahil olmak üzere birçok alanda Batı'nın mali yardımlarına bağlılar. Silahlı terör örgütleri bu üç ülke ve çevresine yayılmış halde ve ABD ile AB ülkeleri bunlarla mücadele etmek için askeri ve mali yardımda bulunuyor, eğitim çalışmalarına katkıda yapıyorlar. Rusya bu yeni ittifak ülkelerinde askeri üsler kurmaya ve onlarla askeri ve ekonomik iş birliğini genişletmeye başladı.
Hiç şüphe yok ki yeni Afrika nesli, doğrudan sömürgecilik yıllarından bu yana devam eden Batı hegemonyasının devamını, yabancı dil ve para birimlerinin dayatılması yoluyla ulusal kimliklerin yok sayılmasını ve başka ülkelerin askeri güçlerinin varlığını reddediyor. Ancak bağımsızlığa ve özgürlüğe ulaşmak, kendine güvenmek, tekrarlanan bir deneyim olan öfkeli bildiriler ve büyük hayallerle sağlanamaz. Aksine, yeni ülkelerle, yeni insanlarla ve askeri darbeler çağının aşılmasıyla sağlanabilir.