Ortak Arap eylemiyle ilgili yaygın düşünceler arasında, çıkar çatışmaları ve taraflar arasındaki temel ve ikincil ihtilaflar nedeniyle genellikle başarısızlıklar ve aksiliklerle karşılaşıldığı düşüncesi yer alıyor. Ancak güvenlik alanındaki iş birliğinin başarısı ve sürdürülebilirliği konusunda tüm taraflar eşine az rastlanır bir mutabakat gösterdiği için, bu ortak çalışmanın güvenlik alanında iş birliği konusunda ise başarılı ve verimli olduğu düşünülüyor.
Bu düşünce belki doğru ve Arap içişleri bakanları arasındaki düzenli toplantılar ve bu toplantıların istenen sonuçlara ulaşma, ortak iş birliğini geliştirme konusundaki etkinliği hakkında söylenenler de belki doğru. Keza siyasi ilişkilerin bozulduğu ve ekonomik ilişkilerin soğuduğu dönemlerde bile devam ettiği de kanıtlanabilir.
Öyle görünüyor ki, küresel düzeyde siyaset, ekonomi ve kültürde payı artan, etkisi ise giderek güçlenen büyük medya ve teknoloji şirketleriyle müzakere etmek için birleşik ve etkili bir Arap stratejisi oluşturma konusunda şimdi önemli ölçüde etkileşim, dayanışma ve katılım gerektiren yeni bir durumla karşı karşıyayız.
Bu nedenle Arap Birliği'nin bu alana özel önem vermesi iyi ve önemliydi. Bu bağlamda büyük uluslararası medya şirketleriyle belirli bir zaman çerçevesine göre müzakereler yürütmekle ilgilenen bir Arap ekibinin oluşumunu denetledi. Müzakerelerin amacı ise ilişkilerde stratejik bir yönelim formüle etmek.
Arap müzakere heyetinin üyeleri temmuz ayında Riyad'da Suudi Arabistan başkanlığında Ürdün, BAE, Tunus, Irak, Mısır ve Fas'ın yanı sıra Arap Bakanlar Konseyi ve Arap Devletleri Yayın Birliği'nin katılımıyla ikinci toplantısını gerçekleştirdi. Bu ülkeleri ve yetkili kurumlarını temsil eden uzmanlar, Arap dijital egemenliğini geliştirecek ve bölgedeki ülkelerin çıkarlarını koruyacak şekilde yalnızca büyük uluslararası medya şirketleriyle müzakerelerde birbirine kenetlenmiş ve etkili bir Arap yaklaşımı oluşturmak amacıyla bir araya geldiler.
Toplantının çıktıları arasında şu da vardı; medya alanındaki uluslararası oyuncuları yaş sınıflandırmasını çeşitli platformlarda kullanmaya teşvik edecek, ayrımcılığı ve ırkçılığı teşvik eden, mahremiyeti ihlal eden ve herhangi bir Arap ülkesinin tarihine ve medeniyetine hakaret eden içeriklerle yüzleşecek bir mekanizma oluşturulması üzerinde fikir birliğine varmak.
Bu toplantıyı düzenleyenlerin de doğruladığı gibi, büyük uluslararası medya şirketlerinin etkisinin güçlendiği, faaliyetlerinin küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık yüzde 15,5'ini temsil eden yaklaşık 11,5 trilyon ABD dolarına ulaştığı bir dönemde, adil olmak ve Arap Birliği’ne, bu önemli ve hayati faaliyette yer alan Arap örgütlerine ve ülkelerine övgü ve teşekkür etmeyi gerektirir.
Büyük uluslararası medya şirketleri ile görüştüğümüzde, sosyal medya platformlarının sahibi ve yöneticisi olan dev şirketleri de bu görüşmeye dahil etmek gerekir. Bunlar, belirli bir düzeyde tekel, zararlı mülkiyet yoğunlaşması, farklı pazarlara ve toplumlara muazzam ve benzeri görülmemiş bir nüfuz ile karakterize edilen şirketler.
Bu görüşmeler aynı zamanda Apple, Alphabet (en ünlü arama motoru Google'ın sahibi) ve diğerleri gibi büyük teknoloji şirketlerini de mutlaka içermeli. Zira bu şirketler, elektronik mağazaların geniş bir bölümüne, bilgi ve fikir endüstrisine hakimler. Yalnızca sanat ve edebiyatta değil, aynı zamanda politik, ekonomik ve çevresel konularda da küresel anlayışın çerçevesini çiziyorlar.
Bu önemli ve gerekli Arap girişimi şu anda devam ederken, Avrupa Birliği'nin bu büyük şirketlerle müzakere tecrübesini incelemek çok faydalı olacaktır. Yıllarca süren, çeşitli aşamalara, çekişmelere, çatışmalara, para cezalarına sahne olan bir müzakere tecrübesiydi.
Bu müzakereler sonucunda mart ayında Avrupa Komisyonu'nun rekabet alanındaki kurallarına uyum gereklilikleri yürürlüğe girdi. Bu da tekelci eğilimlerini sınırlamak, diğer yandan kanalları ve medya aracılığıyla meydana gelen kanunsuzlukları ve ihlalleri azaltmak için şirketlerin faaliyetlerine kısıtlamalar getirecek.
Arap yaklaşımının bu konuda başarılı olabilmesi, medya şirketleri alanında iş ve rekabete dair Arap tarafının belirleyicilerinin etkili ve verimli olabilmesi için ve medya, internet, teknoloji alanında gelişmekte olan şirketlerin sahnede güçlü bir varlık sahibi olmaların, bu alanlardaki etkileşim ve faaliyetlerden pay almalarını teşvik etmek amacıyla büyük bir Arap çalıştayı yapılmalı.
Büyük uluslararası medya şirketlerinin faaliyetlerinin kontrol edilmesi alanında Avrupa'yı harekete geçmeye teşvik eden nedenlerden biri, bu şirketlerin tekelci faaliyetleriyle mücadele ederek rekabet alanını daha adil hale getirmekti. Bu da ancak pazardan pay alabilecek yerel rakiplerin varlığıyla mümkün olabilir.
Arap medya ve eğlence pazarının büyüklüğü, son dönemde güçlendirilmesi ve performansının artırılması için gösterilen büyük çabalara rağmen halen dar ve sınırlı olup yaklaşık 43 milyar doları geçmiyor. Yerel Arap pazarlarında önemli bir paya sahip olan popüler Arap “internet”, teknoloji veya “sosyal medya” şirketlerini bulmak da hâlâ zor.
Arap girişimcileri medya, eğlence ve sosyal medya alanlarında başarılı teknolojik projeler başlatmaya ve rakip şirketler kurmaya teşvik etmek gerekli bir çalışmadır. Bu, uluslararası medya şirketlerinin performanslarını ve onlarla yapılan müzakere süreçlerini kontrol etme çabaları ile paralel olmalıdır.