Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

14 yaşında bir çocuk aşırı sağcı!

Gençliğinde komünist ya da solcu olmayanın kalbi, yaşlılığında gerçekçi ve muhafazakar olmayanın da aklı olmadığı şeklinde ya da buna benzer bir söz vardı.

Y kuşağının neoliberalizmin ilkelerini ve mesajlarını yayan sosyal taşıyıcı ve insan kaynağı olduğu söylenmişti. Neoliberalizmin gündemleri arasında ise çevre ve iklimin korunmasından, bu konuda şiddet noktasına varacak kadar fanatik olma, cinsel, toplumsal cinsiyet eşitliği meseleleri ve cinsiyet değiştirme özgürlüğünden, sosyal, politik ve kültürel kurumlara düşman devrimci anarşizme varana kadar çeşitli konular yer alıyor.

Woke Kültürü kuşağı ya da yeni uyananlar yeni dünyanın efendileridir, deniyordu. Siyasi gerçekçiliğin, milliyetçi duyguların ve özellikle de eşcinsellik özgürlüğüne ve hatta bunun normalleştirilmesine ve normal ilişkilere tercih edilmesine karşı muhafazakar kültürel ajandanın destekçileri içinse nesli tükenmiş ya da yok olma üzere olan bir kuşak deniyordu.

Ancak bugün durum böyle demiyor. Batı’da sağa doğru bir atılım ve canlanma, her geçen gün büyüyen bir dalga olduğunu görüyoruz. Tezahürleri arasında ABD’de Donald Trump hareketinin, Orta ve Doğu Avrupa'da Viktor Orban hareketinin yükselişi yer alıyor.

İngiltere ise şu sıralar polise ve bazı yabancılara, özellikle de mültecilerin bulunduğu tesislere, bazı otellere ve camilere karşı şiddet eylemlerine ve ayaklanmalara tanık oluyor.

İngiliz gazetesi The Mirror'a göre sürpriz olan, İngiltere’de günlerdir aşırı sağın düzenlediği ve hafta sonu geniş çaplı saldırılara ve yağmalara dönüşen şiddet eylemleri ve ayaklanmanın en öne çıkan isimlerinden birinin 14 yaşındaki bir çocuk olması.

14 yaşındaki çocuk, İngiltere'nin kuzeybatısındaki Merseyside bölgesinde meydana gelen isyan ve şiddet olaylarının akabinde, polisin onu 10 kişi ile birlikte tutuklanmasının ardından mahkemeye çıkarılacak.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, pazar akşamı düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Şiddet olayları internette körükleniyor. Bu, sosyal medya platformlarında işlenen bir suç. Hukuk her yerde geçerli olmalıdır” dedi. Starmer, aşırı sağcı isyancıların camilere saldırıp Nazi selamı verdiğine dikkat çekti!

Bu, gençler arasında solun ve neoliberalizmin payının muhafazakar ve sağ eğilimlerden çok daha fazla olduğu gerçeğine ilişkin önceki tüm okumaları “karıştıran” bir gösterge.

İşin ironik yanı, neoliberalizmin keşişlerinin kendileri, kültürleri ve destekçileri için tasarladığını  söyleyerek övündükleri sosyal medyanın onların aleyhine dönmesi, dahası en aşırı popülist versiyonu dahil sağın silahı haline gelmesi.

Bunun anlamı, eski fikir çatışmalarının ortadan kalkmadığı ve eski kaynaklarının (göç, aile vb.) hâlâ sağlam olduğudur.

Diğer anlamı ise nasıl solun gençler için cazip bir versiyonu varsa, sağın da cazip bir versiyonunun bulunduğudur.