Nairobi'de şu günlerde kurulmaya çalışılan “paralel” hükümet, ona bağlı olanlar ve projesi etrafında toplananlar ne kadar inkâr etmeye veya gevşek ifadeler ile geçiştirmeye çalışsalar da aslında Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) hükümetidir. HDK’nin silahı ve parası olmasa, bu hükümeti kurma planı gerçekleşmeyecek ve kontrolü altındaki bölgeler olmasa, gün yüzüne çıktığında kendine sığınacak bir yer bulamayacak.
Proje daha doğarken tökezledi. Önce iki kanat arasındaki ayrışmanın gerçek mi yoksa taktiksel mi olduğu tartışılır olsa da Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) içinde bir bölünme yaşandı. Bunun ardından hükümetin “kuruluş” konferansının açılış oturumu 24 saat ertelendi, akabinde tüzüğünün imzalanması 3 gün ertelendi. Bu gecikmelerden sonra da hükümetin ve ona bağlı yapıların kuruluşu, ikinci bir duyuruya kadar askıya alınmış durumda.
Tüzüğün imzalanmasının ertelenmesinin nedeninin, Kuzey Halk Kurtuluş Hareketi Başkanı Abdulaziz el-Hilu'nun, hareketine bağlı kurumlardan daha fazla sayıda temsilcinin katılımı için erteleme talep etmesi olduğu belirtildi. Oysa Hilu salonda bulunuyordu ve laiklik ile bunun yeni platform ve hükümetin tüzüğüne dahil edilmesi üzerinde durduğu bir konuşma yapmıştı.
Gerçek şu ki, bu hükümet fikrine, anlaşmazlıklar ve bölünmeler laneti eşlik etmeye devam etti. Önce Tekaddum bölündü. Ardından Ümmet Partisi, hükümetin duyurulması hazırlıklarına katılan başkanı emekli Tümgeneral Fadlallah Burma Nasır'ı reddettiğini açıkladı. Hükümetle ilgili anlaşmazlıklar Adalet ve Eşitlik Hareketi içinde Süleyman Sandal'a karşı da bir bölünmeye yol açtı. Bunun ardından Hilu’nun hareketinde bir bölünme yaşandı. Washington ofisindeki üyelerden biri, başkanının pozisyonuna, Nairobi toplantısına katılmasına ve iki taraf arasındaki acı dolu geçmişe rağmen HDK liderleriyle birlikte görünmesine tepki olarak istifa ettiğini açıkladı.
Bununla bağlantılı olarak, Kenya hükümeti içinde de bölünme ve Cumhurbaşkanı William Ruto ile kuruluş konferansına Nairobi'de ev sahipliği yaparak, paralel hükümet projesine örtü sağlaması nedeniyle anlaşmazlıklar yaşandığına dair işaretler var. Sudan hükümeti, sert bir açıklamayla bu adımı kınadı. Kenya'nın bu tutumunu uluslararası hukukun ihlali ve soykırım uygulayan bir grubu desteklemek olarak nitelendirdi. Kenya hükümetini daha zor durumda bırakan bir diğer husus, bölgesel veya uluslararası hiçbir hükümetin, en azından açıktan, bu “paralel” hükümeti desteklememiş olması. Bu durum, hükümet tüzüğünün açıklandığı konferansa herhangi bir diplomatik misyon şefinin veya ülke temsilcisinin katılmamasından da anlaşılıyor.
Bu kötü başlangıç, hükümet tam olarak kurulduğunda kendisini bekleyenleri, kendisini planlayanların beklenen başarısızlığını haber veriyor. Zira kendisi esasında sadece onu düşünenlerin ve bir komplo olarak planlayanların hayalinde var olan gerçek bir devlet projesinden ziyade, HDK’nin üst üste aldığı yenilgilerin ardından moral yükseltmek için yapılmış medya hamlesidir.
HDK bu adımla, silahla başaramadıklarını başarmak istiyor ancak sahadaki hesabın çarşıdaki hesaba uymadığını görecek. Paralel hükümet umduğu tanınırlığı bulamayacak, meşruiyet sahibi olduğunu veya meşruiyeti ele geçirebileceğini söylemesini sağlayacak etmenlere de sahip değil. Çünkü esas olarak Darfur'dan Hartum ve el-Cezire'ye kadar kan, taciz ve tecavüzlerle lekelenmiş HDK silahına dayanıyor. HDK ile güvenlik arayışıyla ordunun kontrolündeki bölgelere kaçan vatandaşlar arasında bu nedenle büyük bir boşluk oluştu. Sudan’dan ayırıp yönetmeyi düşündüğü Darfur bile tamamıyla onun kontrolünde değil. Bazılarının kendi kuvvetleri tarafından işkenceye maruz kaldığı, tüm sakinlerini de temsil etmiyor. İhlalleri nedeniyle bölgede büyük gruplar halinde ona karşı savaşanlar var.
Darfur'daki katliam ve soykırım sicili, Cezire’nin barışçıl köylerindeki insanlara saldırıları, kuzeyli bileşenlere yönelik ırkçı söylemi, bu bileşenlerin kendi bölgelerinde hedef alınmasına yönelik tekrarlanan çağrıları göz önüne alındığında, dışlanmışların haklarını temsil etme iddiaları gülünç görünüyor. Son olarak da bir HDK sözcüsü bu hafta yayınlanan bir videoda, doğu Sudan'daki muhaliflerini, “hükümetimiz” olarak tanımladığı paralel hükümetin kurulmasının ardından onları hedef alacak hava saldırıları ile tehdit etti.
Savaş başladığında HDK’nin A planı, Sudan'ın kontrolünü ele geçirmek için ani bir darbe yapmak. Aynı zamanda geniş çaplı bir yıkım ve yağmaya girişmek, vatandaşların evlerine el koymaktı. Ancak ordunun kararlılığı bu planı boşa çıkardı. Cezire'deki yenilgilerin ve Hartum'da geri çekilmenin başlamasının ardından HDK Komutanı, birliklerine B adını verdiği planı uygulamaya geçmeleri çağrısında bulundu. Bu planın halkı orduya karşı kışkırtmak ve ona müzakerelere geri dönmesi için baskı yapmak amacıyla, İHA’lar ile elektrik santrallerini ve diğer hizmet tesislerini vurmaya, pazar yerlerini, hastaneleri ve hatta okulları top atışlarıyla hedef almaya dayalı olduğu ortaya çıktı.
Paralel hükümet kurma girişimi de C planı mı?
Kendisini tanımlamak için ister c ister başka bir harf kullanılsın, bu plan HDK ve müttefiklerinin silahındaki son kurşun gibi görünüyor. Benim ve birçoklarının tahminine göre, bu girişim başarısız olacak ve ordu ile müttefiklerinin bilinen ve yakında gerçekleşecek olan hedeflerine doğru ilerlemelerini durduramayacak.