Geçtiğimiz hafta, dünya ABD Başkanı Donald Trump'ın yarattığı siyasi çalkantı ve fırtınalarla meşgulken, BM Özel Temsilcisi Libya'nın başkenti Trablus'a geldi ve bu ülkeye, kötüleşen siyasi durumu çözme umuduyla gelen onuncu temsilci oldu. Bu umuda rağmen Libyalı yetkililerin inatçılığı ve ülkedeki durumu olduğu gibi koruma konusundaki ısrarları, ülkeyi geciktiren, 15 yıl boyunca büyümesini ve ilerlemesini engelleyen bu çatışmayı sona erdirmek için ellerinden geleni yapmaya çalışanların tüm çabalarını boşa çıkardı.
BM'nin Libya'daki yeni Özel Temsilcisi, 10’uncu numara, Gana'lı bir bayan ve adı Hannah Tetteh. Trablus'taki Mitiga Havaalanı'nda kendisi için yapılan karşılamada, Amerikalı Stephanie Khoury'nin de aralarında olduğu BM misyonu ekibinden kadın ve erkekler sıraya girdiler. Aynı yüzler ve aynı gülümsemeler vardı. Sanki BM ekibindekiler, yeni bir temsilciyi karşılarken yüzlerine aynı maskeleri takmaya alışmış gibiydiler.
Yeni Özel Temsilci, görevine Trablus Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe'yi ziyaret ederek başladı. Daha sonra ülkenin batısı ve doğusundaki diğer Libyalı yetkililerle görüşmek üzere uzun ve geniş kapsamlı bir ziyaret turu gerçekleştirecek ve sonunda Bingazi'nin doğusunda Mareşal Halife Hafter'in karargâhının bulunduğu Racma şehrine ulaşacak. Ziyaret görevini yerine getirecek, ardından hızla Trablus'ta bulunan BM misyonunun merkezine dönecek ve şahsen absürt olarak nitelendirdiğim, bir veya iki yıl sürebilecek bir yolculuk başlayacak. Vaat edilen yolculuk, herkesin başı dönene kadar aynı yerde dönüp durmakla karakterize ediliyor. Bu sürede de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yeniden başka bir yolculuğa, yani yeni bir özel temsilci arayışına başlamış olacak.
Kadın erkek on özel temsilci, birbiri ardınca geldiler ama krizi, uzun yıllardır içinde bulunduğu karenin bir santim dışına çıkaramadılar. Ancak buna rağmen Birleşmiş Milletler kapalı bir çember içinde ilerlemeye çalışmakta ısrar ediyor. Zaman zaman, ülkede durum her kötüleştiğinde yaptığı açıklamalarda alışkanlığı olduğu üzere, hiç endişe etmeden bir noktadan başlayıp, aynı noktaya geri dönüyor. Bütün bunlar olurken bir an bile durup şunu sormuyor: Yıllardır hiçbiri duvarda küçücük bir delik bile açamazken, Libya'ya özel temsilci göndermekteki bu ısrar neden?
Hiçbir şekilde mantıklı olmayan bir eyleme mantıklı bir açıklama bulmak çok zordur. Uluslararası örgütün Libya'daki eylemlerini absürt ve beyhude olarak nitelemekse kolaydır. Absürt bir eylemin doğası gereği, onu yapan kişi yararlı bir şey yaptığını ve ilerlediğini hisseder, oysa gerçekte o, bir yerde durmaktadır ve hiç kıpırdamamaktadır.
BM özel temsilcileri, farklılıklarına bakılmaksızın, BM'den aylık maaş alan, üstleri tarafından dünyanın kargaşa ve istikrarsızlıkla dolu bölgelerinde çeşitli görevlere atanan çalışanlardır. Görevlerde başarılı veya başarısız olmak önemli değil; başarısız olanların hemen dünyanın başka yerlerine görevlendirilmesi de bunun kanıtı. Ama gerçekte başarısızlığın nedeni, çözüm istemeyen Libyalı yapılardır, çünkü bu çözüm onları yerlerinden edecek. İşte bu yüzden mevcut duruma sıkı sıkı tutunuyorlar ve onları bundan vazgeçirmenin bir yolu da yok, çünkü onlara iradesini dayatan güçler var.
BM'nin yeni Özel Temsilcisi Sayın Hannah Tetteh, BM'nin, mecazen uzman olarak tanımlanan geniş kadrosundan biri. Birleşmiş Milletler ve ona bağlı kuruluşların koridorları ve ofisleri bunlarla dolu. Yeni Özel Temsilci kötü şanslı, çünkü Genel Sekreter'in -yani başkanının- bugüne kadar çözemediği siyasi krize bir çözüm bulmak üzere Libya'ya gönderildi.
Tüm selefleri gibi Sayın Tetteh de bundan sonra Trablus'taki BM misyonu merkezinde görev yapacak. Sahada hiçbir gücü ve kuvveti olmadan, anlamsız ünvanlara sahip birçok insanla görüşerek vakit geçirecek. Genel Sekretere düzenli olarak gönderilecek raporlar yazıp hazırlayacak. Birkaç ayda bir, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne, doğu, batı ve güney olarak bölünmüş ve savaş ağaları tarafından yağmalanmış bu umutsuz ülkedeki umutsuz koşullar hakkında üyeleri bizzat aydınlatmak üzere brifing vermeye davet edilecek. Sonra kağıtlarını toplayacak, hızla çıkıp Trablus'taki ofisine geri dönecek, yine bir çıkışı olmayan karanlık ve dairesel bir yolda araba kullanmaktan farksız olan absürt eyleme devam edecek.
Bu boş çember içindeki dönüş ne kadar daha devam edecek? İç içe geçmiş rakip uluslararası ve yerel çıkarların çatıştığı, silahın sözünün geçtiği bir ülkede, karmaşık bir siyasi kriz yaşanırken çaresiz ve hiçbir gücü olmayan çalışanlar ne yapabilir?