Baas Partisi, Irak ve Suriye'de birbirine yakın iki aşamada iktidara geldi ve birbirine yakın iki çöküş yaşadı. Paris'teki sosyalist düşüncenin gölgesinde, sosyal adalet, savaşların, şiddetin, zulmün reddi ve faşist ya da entelektüel olmayan düşünceye karşı mücadele fikirlerinden etkilenerek doğdu. İlk Baasçıların görünüşü, entelektüeller ve dünyaya yeni gelenler için çekiciydi. Baasçılar karşı konulmaz bir slogan yükseltti: ‘Birlik... Özgürlük… Sosyalizm’ ve elbette Filistin. Bir deklarasyon olmaksızın, temel ideoloji Arap dünyasının başına bela olan mezhepçiliğin ve feodalizmin ortadan kaldırılmasına dayanıyordu.
Bu noktada, aynı slogana sahip, asker tarafından yönetilen, Mısır'ın popüler cazibesi ve büyüklüğüyle desteklenen bir hareket ortaya çıktı. Buluşmak yerine kavga ettiler. Karşılıklı hakaretler, komplolar, ihanetler, darbeler ve eğitim seviyesinin düşürülmesi… Sınırların içinde ve dışında ölümcül savaşların fitilini ateşlediler.
Emevi ve Abbasi başkentlerine ışık yerine karanlık yayıldı. Birlik yapısı çöktü. Ümmet, değişim ve özgürlük adına, cehaletin, militarizasyonun ve durgunluğun en kötü evresine tanık oldu. Sosyalizm fakirler ve yoksullar arasında yayıldı. Ekonomi kışla komiserlerinin, özgürlükler ise müebbet hapislerin ve idam sehpalarının gardiyanlarının eline geçti.
Bağdat ve Şam'ın yenilmez modeller olması gerekiyordu; Irak Baas'ı yenilgisini ilan etmeden düştü ve partinin doğduğu yer olan Şam, kapanışını kırmızı mumla ilan etti. Tek bir pişmanlık sözcüğü ve hatırlanmaya değer anı olmadan... Arapların en çok ilgi gösterdiği başkentler arasında yer alan Bağdat ve Şam, zirveye gelindiğinde neredeyse bomboş görünüyor. Arap göçmenler Irak'ın zenginlik ve doğal kaynaklarla dolu topraklarını doldurmak yerine, yorgun Mısır ve her şeyden korkan Lübnan tarafından kucaklanıyor.
Bağdat semalarında bir parıltı var, devletin devlete dönüşünün parıltısı. Halk Seferberlik Güçleri’ne değil... Bir milyon kişinin öldüğü savaşlardan, savurgan israftan, hayallerde asılı duran ve Sayın Başkan'ın Irak'ın dört bir yanındaki köşklerinden geri dönen devlet…
Irak ve Suriye yarım asırlık bir deneyimden tek bir kalkınma projesi olmadan geri dönüyor. Tek bir ekonomik proje dahi yok. Tek bir adamın, tek bir partinin ve tekrarlanan başarısızlıkların medeniyetleşmesinden ziyade, nesillere bırakılacak hiçbir başarı yok. Gerçek iyileşme sadece tepeden başlamaz, tabandan da başlar. Bunun dışında bir kural yok.