ABD Başkanı Donald Trump, ABD başkanlığı görevine ikinci kez gelmesinden bu yana ilk dış ziyaretini gerçekleştirmek üzere bugün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gelecek. 2017'de başlayan ve Demokrat Joe Biden'ın bir döneminin takip ettiği ilk döneminin ardından Trump şimdi ikinci başkanlık döneminde.
İlk döneminde ilk yurt dışı ziyaretini de Riyad'a yapmıştı ve bugün ikinci kez aynı heyecanla beklenen tarihi ziyaretini gerçekleştirmişti. Peki iki ziyaret arasında neler yaşandı?!
Başkan Trump 2017 yılında Riyad'a geldiğinde, Suudi Arabistan Krallığı yeni dönemini ve büyük değişime yönelik kapsamlı vizyonunu yeni başlatmıştı. Suudi Arabistan toplumu, özellikle de gençler ve kadınlar, yeni bir döneme, umut, açıklık, güven ve cesaret dönemine doğru ilerliyordu. Vizyonun mimarı ve uygulayıcısı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, halkına petrol sonrası yeni bir ekonomik, finansal, kalkınma ve sosyal dönem başlatma sözü verdi. Doğrudur, bu yol uzun ama Prens Muhammed bin Selman büyük görevlerin adamı.
Bugün, Başkan Trump'ın ilk ziyaretinin üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra, vizyon artık sadece bir vaat olmaktan çıkıp, elle tutulur bir gerçeklik haline geldi. Burada turizm, özel sektör, altyapı ve Riyad'daki Diriye Kapısı ve Qiddiya Kenti, NEOM ve Kızıldeniz projeleri gibi “mega projeler” alanında elde edilen rakamları ve göstergeleri sayarak sizi sıkmayacağım.
Ama vizyonun gerçekleştirdiği en büyük değişimin toplumsal boyutta, özellikle de her yaştan kadının güçlendirilmesi konusunda olduğunu düşünüyorum. Öyle ki yirmi yaşın altındaki bir genç kız ile konuştuğunuzda, bu değişimin birkaç yılda gerçekleştiğini asla tahmin edemezsiniz!
Aşırılık ve kültürüyle, kapanıklığıyla, vizyonuyla, bilgisizliğiyle ve politikasıyla yüzleşmek, hepsi 2030 Vizyonu’nun kültürel ve toplumsal tezahürleridir. Henüz yolun başındayız ve bu kültürlerin taraftarları ne kadar direnmeye veya yeni bir kılıkla geri dönmeye çalışsalar da, onlarla yüzleşmeye devam edeceğiz.
Suudi Arabistan'ın içinde durum böyle ve bunun Arap dünyası üzerinde de etkisi ve nüfuzu var. Uluslararası alana gelince, Hudson Enstitüsü Siyasi ve Askeri Analiz Merkezi Direktörü Richard Weitz'e göre bugün Riyad, “Sadece bölgesel karar alıcı bir başkent değil, aynı zamanda uluslararası yatırımların da çekim merkezi ve küresel istikrarın kilit oyuncusu haline geldi.”
Suudi Arabistan bugün barış politikalarının başlıca destekçisi ve üreticisi, istikrar ve kalkınma kültürünün savunucusu. İki komşu Hindistan ve Pakistan arasındaki tehlikeli savaşı durdurmak için yaptığı başarılı arabuluculuk bunun son örneklerinden biri. Suudi Arabistan'ın, halklar, barışları ve gelecekleri yararına tüm Arap çevresine karşı uyguladığı “temiz” politikalardansa bahsetmiyoruz bile.
Bu sebeple ve diğer sebeplerden dolayı Amerikan pusulasının Riyad'a yönelmesi çok doğal.