Bilmiyorum neden, şu sıralar Lübnan’da bulunan Ali Laricani’nin sözleri bana merhum büyük düşünür Said Akl’ın ortaya attığı ‘Lübnan Ligi’ teorisini hatırlattı.
Görevine yeni gelmiş olan bu önemli İranlı yetkili, İran’daki aday havuzunun ya öldürülmesi ya da yaralanması sonrası oldukça hassas bir makamı devralmışken, Lübnanlılara onların lehçesiyle hitap etmeyi tercih etti. Bunun, Lübnanlıların yerel hissiyatına yakınlık kazandıracağını umdu.
Laricani, Lübnan lehçesiyle attığı bir tweette, İran’ın Lübnan’ın içişlerine nasıl karıştığı sorusunu gündeme getirdi ve şöyle yazdı: “Lübnan’ın işlerine müdahale mi?! Ben İran’ın ulusal güvenlik sorumlusuyum ve açıkça söylüyorum: İran’ın herhangi bir ülkenin, dolayısıyla Lübnan’ın işlerine karışma niyeti yok… Lübnan’ın iç işlerine müdahale eden, size binlerce kilometre öteden plan ve takvim verenlerdir. Biz size hiçbir plan dayatmadık!”
“Ne kadar da sevimli sözler bunlar Âğati Ali.”
Arap şairimizin dediği gibi:
“Gündüzün delile muhtaç olduğu bir durumda,
Akıllarda hiçbir şey sahih olamaz.”
Sadece Hizbullah’ın varlığı bile İran’ın Lübnan devletinin özüne ve Lübnan halkının kaderine müdahalesinin en açık kanıtıdır.
Hizbullah, parasının, silahının ve ideolojisinin İran İslam Cumhuriyeti’nden geldiğini açıkça ilan ediyor. Bunu, Hizbullah’ın merhum genel sekreteri herkesin önünde söylemişti.
Bugün Lübnan ile İran arasındaki anlaşmazlığın ve tartışmanın sebebi de bu Hizbullah. Çünkü kendisini İran velayet yapısının bir uzvu olarak gören Hizbullah, elinde devlet dışında bir silah, bir ordu ve savaş-barış kararı tutarak Lübnan’ın yeniden ayağa kalkmasını engelliyor.
“Bu kadarına da gerek yok Âğati Ali.”
İsrail, ABD veya başkalarıyla ilişki kurmak ise Lübnan devletinin kendi meselesi. Nasıl ki İran’da bu tür meseleler İran devletinin yetkisindeyse… Mesele bu.
“Bu kadarına da gerek yok…”