Seçimlerin vahşetinden ve sağ ve solun dehşetinden günler sonra, ‘Işıklar Şehri’ müzelerden, tünellerden ve tarihi mahzenlerden çıkarak kendini dünyaya güzellik, cazibe, sihir ve egzotizmin başkenti olarak sundu.
Kendini geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi, edebiyatın başkenti, müziğin tanrıçası ve kadınların sığınağı olarak tanıttı. Altından yapılmış sayısız kadın heykeli sergiledi ve Sen Nehri'nin her iki yakasını ve her köşesini, kısa sürede Arap kısraklara dönüşen fantastik yaratıklar ve şimşek gibi atlarla doldurdu.
Dört saat süren sanatsal harikalar tek bir sahneye odaklandı: Sen Nehri. Nehrin kıyılarında ışıklar parıldayarak ışık ve karanlık resimleri çizdi, nehir ise evrenin dört bir yanından gelen heyetleri taşıyan eski teknelerle doldu. Rakipler, savaşan gruplar ve düşmanlar burada karşılaştılar ve Olimpiyatların temsil ettiği barışı şarkılarla övdüler. Ancak Paris'in rüyalarından doğrudan çıkıp, üzerine hızla yaklaşan dünyanın kabuslarına geri dönecekler. Hayat ve neşe renkleriyle boyanmış bu sahne, kaos, pusu ve yıkımın sürekli olduğu zaman dilimlerinde geçici bir nefes almaktan başka ne olabilir?
Umut ve uzlaşma ile kaplı şeffaf bir örtüyle kasvetini örtmeye çalışan eski kentin fotoğraflarına bakarken aklımdan kaç düşünce geçti. Bu kenti uzun zamandır tanıyorum ve dünyanın, kendi sorunlarıyla meşgulken bu kenti geçip gitmeyi hayal ettiğini biliyorum. O kadar zeki ki kimse onun için endişelenmiyor. O kadar yetenekli ki, yaratıcılarını hiçbir şey tatmin etmiyor. Her şeye karşı isyan ediyor, o kadar ki, olağanüstü fotoğraflardan da görülebileceği gibi, genç cumhurbaşkanı, su başkenti Paris'te kendisinden çok daha yaşlı bir kadınla evlendi.
Paris'te yağmur yağıyordu. Ve Paris, 7 bin sporcunun bedenlerinin zindeliğini ve ruhlarının enerjisini sergilediği yağmurda dans ediyor ve şarkı söylüyordu. 207 ülkeden gelen heyetler, bir müzik grubu gibi koordineli, uyumlu ve bütünlüklü bir yaratıcı çalışma içinde organize oldular. Oyunlardan geriye ne kalacak? İstenmeden, giriş kısmı bu tarihi yarışmanın ilk ışıltısını, ilk sürprizini çaldı. Bu yarışmanın sloganı, uluslararası kaderin yollarını aydınlatan meşale.