Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Sidney ve Tedmür terörü… Kendi elimizle bitmedikçe bitmeyiz

2025 yılını uğurlamaya ve 2026’yı karşılamaya yaklaşmışken, hâlâ bazı kişi ve çevrelerin köktendinci terör tehdidinin ve bu terörist aklı besleyen düşünsel altyapının zamanla söneceğine dair iddiaları sürüyor. Oysa bu beklenti, kimi zaman temennici bir düşünceden, kimi zaman araştırma tembelliğinden, kimi zaman denetim körlüğünden ya da hareketli kurnazlıktan başka bir şey değil.

Sadece bir ya da iki gün içinde, DEAŞ, El Kaide ya da bu iki yapıya mensup yalnız kurtlar tarafından gerçekleştirildiği belirtilen saldırılar, Suriye’de dünyanın en alçak noktasında ve Avustralya’da dünyanın en uzak köşesinde patlak verdi. Bu, ömrünün son günlerini yaşayan ve tarih raflarına kaldırılmaya hazırlanan 2025 yılının yalnızca iki günlük bilançosu.

Avustralya’nın Sidney kentindeki Bondi Plajı’nda, Hanuka Bayramı kutlaması için toplanan yaklaşık bin kişiyi hedef alan bir saldırı düzenlendi. Bu saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti, 30’dan fazla kişi yaralandı.

Yerel medya, silahlı saldırganlardan birinin Pakistan kökenli ve Sidney’in güneybatısında yaşayan Narvid Ekrem olduğunu aktardı.

Yeni Suriye’de ise hücreler yeniden faaliyete geçti. Tedmür’de, koordinasyon hâlinde bulunan ABD ve Suriye güçlerine karşı nitelikli bir saldırı gerçekleştirildi. Şu ana kadar 3 Amerikan askerinin öldüğü açıklandı.

Failin güvenlik aygıtları içine sızmış pasif bir DEAŞ mensubu veya faaliyeti yeniden canlandırılmış bir El Kaide unsuru olduğu söylendi. Her hâlükârda bu, köktendinci bir terör örgütünün gerçekleştirdiği bir operasyon.

Al Arabiya’ya konuşan bir kaynak, ‘saldırıyı gerçekleştiren kişinin on aydan uzun süredir kamu güvenliği içinde yer alan bir unsur olduğunu ve kısa süre önce Tedmür’e tayin edildiğini’ söyledi. AFP’nin aktardığına göre, operasyonla bağlantılı başka güvenlik unsurları da gözaltına alındı.

İki gün içinde yaşanan bu hızlı örnekler, bizi büyük açmaza götürüyor: Terör örgütlerinin mevcut durumunun ölçülmesi, faaliyet göstergelerinin incelenmesi, özellikle de bu örgütlerin medya ve ideolojik faaliyetlerinin, mensup devşirdikleri etkileşim platformlarında -ki buna küçük yaştakileri hedef alan bazı elektronik oyunlar da dâhil- titizlikle analiz edilmesi gerekiyor.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi tarafından yayımlanan uluslararası raporlar, 2024 ve 2025 yıllarında terörist şiddetin özellikle uzun süreli çatışma bölgelerinde yoğunlaşmayı sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Bunların başında Ortadoğu, Sahel, Kuzey Nijerya, Somali, Afganistan ve Pakistan geliyor. Ayrıca Doğu ve Güney Asya’nın bazı bölgeleri de bu tabloya eklenmekte. Avrupa’nın son iki yıldaki dikkatinin ise cesareti, yayılımı ve yüksek dijital etkinliği nedeniyle DEAŞ Horasan yapılanmasına yöneldiği görülüyor.

Merhum büyük sanatçı Ebu Bekir Salim’in meşhur bir şarkısında söylediği şu mısraları hatırlıyoruz:

“Bizim hakkımızda ne derlerse desinler… Biz artık kendi elimizle bitmedikçe bitmeyiz!”

Sanki bu sözler, görünür olanlarından önce görünmeyenleriyle birlikte DEAŞ, El Kaide ve onlardan türeyen yapıların dili haline gelmiş gibi.