Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

Ticaret savaşları sonucu petrol 30 dolara düşer mi?

ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının devam etmesinin küresel ekonomiyi etkileyeceği, petrol piyasasında çalkantılara neden olacağı ve İran ile Çin’in bunlardan yararlanabileceği kesindir. İki ülke arasında artan ve geçen hafta sonunda Biarritz’de gerçekleşen zirvede sanayi ülkelerinin olumsuzluklarına dair endişelerini dile getirdikleri ticaret savaşları, petrol piyasasında oyunu değişterecek 2 olayın yaşanması ihtimalinin artmasına yol açtı.
Birincisi; daha fazla İran ham petrolünün küresel piyasalara girmesi (İran, Cebelitarık Boğazı’nda alıkonulan tankerinin taşıdğı petrolü sattı).
İkincisi; İran petrol arzının artması ile küresel petrol piyasalarının çalkalanması.
Bu ayın başında ABD Başkanı Donald Trump, eylül ayından itibaren Çin’den ithal edilen 300 milyar dolar değerindeki ürünlere  %10’luk ek vergi uygulayacağını açıkladı. Ardından bir  açıklama daha yaparak verginin yürürlüğe girme tarihini aralık ayının ortalarına kadar ertelediğini deklare etti. Şimdi ise bu tarihi 1 Ekim’e çekme ve vergi oranını da % 25 ila % 30’a yükseltme hazırlığında. Trump’ın ilk tehdidine karşılık olarak Çin, para biriminin değerini devalüe etti. Çin para birimi, 10 yıldan daha uzun bir süre sonra ilk kez ABD dolarına karşı en düşük seviyesine ulaştı. Çin ayrıca şirketlerinin ABD tarım ürünlerini satın almayı bıraktığını da açıkladı. Trump ise ABD Hazine Bakanlığı’nın Çin’in doların değeri ile oynadığı açıklaması ile karşılık vererek gerilimi daha da yükseltti. İki ülke arasında gerilimin yükselmesi ve Trump’ın ek % 10’luk vergi açıklaması, Brent fiyatının % 7.6 oranında düşmesine yol açtı. Ardından Çin’in para birimi Yuan’ın değer kaybetmesi ile 5 Ağustos’ta Brent petrol fiyatları % 3 oranında bir düşüş yaşadı.
Petrol fiyatlarının düşüşü, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve buna bağlı olarak petrole olan talebin azalması korkuları ile aynı zamana denk geldi. Görüşüne başvurduğumuz bir küresel ekonomi uzmanı, yatırımcıların ve iş adamlarının moralinin, dünyanın en büyük 2 ekonomik gücü arasındaki ticaret savaşlarından büyük ölçüde etkilendiğini ve gerilimin tırmanmaya devam etmesi halinde dünyanın ekonomik durgunluğa sürükleneceğine inanıldığını ifade etti.
Araştırma şirketlerinden biri geçen haziran ayında, bu savaşa bir çözüm bulunmaması halinde savaşın 2020 yılında hatta daha önce ekonomik durgunluğu tetikleme potansiyeline sahip olduğu uyarısında bulunmuştu. Bütün bunlara ek olarak; yakın bir zamanda Goldman Sachs Bankası, 2020 yılının Kasım ayında düzenlenecek olan ABD başkanlık seçimlerinden önce, Çin ile ABD’nin aralarındaki ticari savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya ulaşmalarını beklemediğini açıkladı.
Görüştüğümüz uzman, analistlerin petrol talebi büyüme tahminini revize ettiklerini ve dünya petrol talebini günlük 1 milyon varile düşürdüklerini belirtti. Her ne kadar Bank of America Merrill Lynch bu yıl günlük petrol artışının 1.2 milyon varil olacağını öngörüyor olsa da, İngiltere merkezli Barclays Bankası, dünya petrol talebinin dörtte üçünden fazlasını oluşturan Çin, ABD, Hindistan ve Brezilya’nın ekonomik büyüme tahminlerine bakıldığında petrol talebinin günlük 300 bin varil kadar düşmesini bekliyor. Ancak bununla birlikte küresel petrol talebi 2012'den bu yana en düşük seviyede seyrediyor. 
Ardından şu açıklamada bulundu: Bunlar petrol piyasalarının sadece talep konusunda karşı karşıya olduğu sorunlardır. Ancak bunun yanında yakın zamanda arz konusunda da riskler ile karşı karşıya kalınabilir. ABD yaptırımları nedeniyle halihazırda kendisine yönelik talebin azaldığı İran ham petrolü, bu tür riskleri dayatabilecek güce sahip.
Son raporlara göre İran petrol tankerleri, yüklerini sessizce Çin limanlarına boşalttı. İçinde bulunduğumuz yılın ocak ayından mayıs ayına kadar Çin’e taşınan İran ham petrolünün oranının ise  12 ila 14 milyon varile ulaştığı tahmin ediliyor. Yine tahminler, şu anda 20 milyon varil petrolün Çin yolunda olduğuna işaret ediyor.
İngiliz Financial Times gazetesi yakın bir zamanda yayınladığı haberinde, Çin Ulusal Petrol Şirketi’ne bağlı Kunlun Bankası’nın, son aylarda açıkça İran’dan Çin’e petrol taşıma girişimi için bir tanker filosu kullandığını, geçen mayıs ayından bu yana Kunlun’a bağlı en az 3 tankerin İran tankerleri ile buluştuğunun görüntülendiği bilgisini verdi. Eğer bu doğru ise bizzat Çin’in kendisi, petrolünü Çin limanlarına taşımakta İran’a yardım ediyor demektir.
Çin bu petrolü gümrüklü depolama adı verilen yöntem ile muhafaza ediyor. Bu da petrolün hala Çin gümrüklerinden geçmediği ve kullanılmadığı anlamına geliyor. Dolayısıyla Çin fiili olarak ABD yaptırımlarını ihlal etmemiş oluyor. İran’ın ihracatının düşmesi, karada ve denizdeki rezervelerini arttırdı. Ancak İran’ın petrol pompalamayı durdurması zor. Çünkü petrolü çıkarmayıp toprak altında bırakması halinde bu, petrol kuyularında kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu yüzden gümrüklü depolama yöntemi petrol pompalamayı sürdürmesinin ve birçok tankerini yüzen depolama tesisi olarak kullanmak zorunda kalmaktan kurtulmasının en iyi yolu.
Görüşlerine başvurduğumuz uzmana göre ise; Çin’in ABD yaptırımlarına meydan okumaya karar vermesi halinde bu düzenleme Çin ve İran’a seçenekler sunuyor. İran’ın da petrolünü satması için eline geçen hiçbir fırsatı kaçırmayacağı kesin. Ama satış konusundaki riskler nedeniyle petrol fiyatını büyük ölçüde düşürmesi gerektiği ve Çin’in  de bu büyük indirimlerden yararlanacağı açık. Sonuç olarak bu, her 2 ülke için de iyi bir anlaşma.
Çin’in para biriminin değerini ve ABD tarım ürünlerinin alımını düşürmesinden önce bu olasılık ile ilgili Amerikalı CNBC-E kanalının yayınladığı raporda; piyasalar Çin’in ABD’nin son vergi tehdidine vereceği karşılığı beklerken analistlerin, Çin’in karşılık olarak vermeyi düşündüğü seçeneklerden birinin de İran’dan petrol ithal etmek olduğu için petrol piyasalarındaki çalkantıların artacağı uyarısında bulunduğu bilgisine yer verilmişti.
Uzmanımıza göre; Pekin şimdilik farklı bir tepki vermeyi düşünse bile gelecekte İran’dan petrol ithal edeceği kesin. Bunu yapması durumunda da ham petrol fiyatları 30 dolara kadar düşebilir. Uzmanımız bu görüşüne kanıt olarak da Bank of America Merrill Lynch’in raporundaki: “Gelecek yıl için petrol varil fiyatının 60 dolar olarak kalacağı yönündeki tahminlerimizi koruyor olsak da, İran’dan yeniden petrol ithal etmeye yönelik bir Çin kararının, petrol fiyatlarının oldukça düşmesine neden olabileceğini de itiraf etmeliyiz” ifadesine işaret ederek bu senaryo ışığında petrol varil fiyatının 20 ila 30 dolara düşebileceği uyarısında bulundu.
Bu tahminlerin arkasında oldukça büyük ihtimallerin olduğu çok açık. Çünkü ABD yaptırımlarına meydan okuma kararı Çin ekonomisine daha çok zarar verecektir. Dolayısıyla bu şiddetli ticaret savaşındaki gelişmeleri ve 2 ülke arasındaki ticari müzakarelerin nasıl sonuçlanacağını, bunun sonucunda Çin’in limanlarında depolanmış olan İran petrolü ile ilgili nasıl bir karar alınacağını iyi takip etmeliyiz. Çünkü bu değişimler, yakın vadede küresel petrol piyasalarının kaderini belirleme gücüne sahip.
Biarritz Zirvesi’nde Başkan Trump şunları söylemişti: “Çin Devlet Başkanı Yardımcısı, Çin’in anlaşmaya varmayı istediğini dile getirdi. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz ama onların anlaşmaya varmak istediklerinden eminim.” Buna karşılık Çin, ABD’nin koşullarına boyun eğmeyeceğini söylüyor.