Memun Fendi
TT

Bilge bir adamın yokluğu

Umman Sultanı Kabus bin Said’in vefatı, kardeş Umman halkında bir şok etkisi yarattı. Umman’da yönetici olarak yaklaşık 50 yıldır ülkeyi yöneten Sultan Kabus’tan başkasını tanımayan nesiller var. Yani Umman’da Sultan Kabus’dan başka bir sultanın döneminde yaşamayan dedeler, babalar ve çocuklar bulunuyor.
Ölüm haberi Umman’ın iç ve dış istikrarı için bir şok etkisi yarattı çünkü Sultan Kabus, bölgede bir korku ve panik durumu yaşandığında her zaman istikrar, sükunet ve sakinliğin sembolüydü.
Saltanatı sırasında Sultan Kabus, Umman ve başkenti Maskat’ı kabileler ve modernite öncesi bir dünyadan modernleşme ve modernizasyon dünyasına taşımayı başardı. Bunun yanı sıra modern temellere dayanan yeni bir ordu kurdu. Kendisi de İngiltere’deki Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’nden mezun olmuş, aralarında İngiltere ve Almanya’nın olduğu birçok Avrupa ülkesinde deneyim kazanmış bir askerdi. Sultan ayrıca modern bir güvenlik kurumu ve idari bir aygıt da tesis etti.
Umman bir Körfez ülkesi olmasına karşın diğer Körfez İşbirliği Konseyi üyeleri ile karşılaştırıldığında yoksul bir ülkedir. Buna rağmen Sultan, devletin bütün kapasitesini, gücünü modernizasyon ve inşaya ayırdı. Yolsuzluk, halk yoksulluk içinde yaşarken yöneticilerin zenginlik içinde yaşadıkları gibi bazı devletlerle ilgili duyduğumuz sözleri ne kendisi ne de devleti hakkında hiç duymadık. Sultan Kabus, dünya zevkleri ve malından elini çekmişti. Hayatını sürdürülebilir ve istikrarlı bir devlet ve yönetim sistemi tesis etmeye adamıştı.
Sultan Kabus -Allah rahmet etsin- kendisinden önceki liderlerin çağrıda bulunduğu olumlu tarafsızlık ve taraf tutmama ruhunu temsil etti ve bunu sözde değil pratikte uyguladı. Umman’ın dış politikası, en zor zamanlarda bile rasyonelliği ve yatıştırıcı özelliği ile öne çıktı. Sultan, olayların sarsamadığı soğukkanlı ve metanetli birisiydi.
Mısır olarak, Cumhurbaşkanı Sedat’ın düşman İsrail ile barış yapmak için Kudüs’ü ziyaret etmesine karşı Sultan’ın benimsediği cesur tutumu hiç unutmadık. O dönemde, Arapların çoğu bu ziyaret nedeniyle Sedat’ı şiddetle eleştirmiş ve Bağdat’ta düzenlenen kongrede Saddam Hüseyin’in çağrıda bulunduğu gibi ilişkilerini kesmişlerdi. Ama Umman kesmedi. Bunu yaparken mantık dışı bir destek ve cesaretlendirmeden değil Mısır ile ilişkilerini kesmesini gerektiren bir şey olmadığından yola çıkmıştı.
Buna ek olarak; İran’a yönelik dış politikasında da diğer Körfez ülkelerinden farklı bir tutum benimsedi. Bu sayede en zor zamanlarda bile Araplar ile İran arasındaki açık kanal oldu.
Yeni Sultan Heysem bin Tarık’ın yaptığı konuşmayı dinleyenler, Umman’ın gerek içeride gerekse dışarıda merhum Sultan’ın politikalarını takip etmeyi sürdüreceğini anlayacaktır. Yeni Umman Sultanı, diyalog ve barış içinde birlikte yaşamaya dayanan Umman’ın dış politikasında bir değişiklik olmayacağı konusunda dünyayı rahatlattı.
Dikkat çekici bir diğer nokta, aile meclisinin uyduğu Sultan Kabus’un vasiyetnamesinde yerine geçmesi için önerdiği kişinin, askeri bir arka plana sahip birisi değil de Kültür Bakanı olmasıydı. Bu da yeni Umman’ın Umman insanın inşasına ve altyapısının tamamlanmasının ardından medeniyet alanında Umman’a bir atılım yaşatmaya odaklanacağına dair dünyaya verilmiş net bir mesajdı.
Yeni Sultan Heysem bin Tarık’ın ayaklarını yere sağlam basana ve Sultan Kabus gibi ender bir liderin bıraktığı boşluğu doldurana kadar Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile diğer Arap ülkelerinin tüm desteğine ihtiyacı var. Sultan Heysem bin Tarık’ın Ummanlı akıllı bir kişinin bana söylediği gibi Ummanlıların sevgisine ve oybirliğine sahip olduğuna şüphe yok. Ben bu kişiye inanıyorum çünkü Ummanlılar karakterleri gereği abartmaya meyilli değildir.
Merhum Sultan, sükunet ve iç istikrarın temsil ettiği karakteristik özelliğini Umman toplumuna da kazandırdı. Bu, Ummanlıların kişiliğinde birçoklarının onayladığı, tartışmasız kabul ettiği bir özelliktir.
Allah Sultan Kabus’a rahmet etsin. Umman ve halkına hayırlı olacak işlerde bulunması için Yeni Sultan’ın yardımcısı olsun.