Bekir Uveyda
TT

Eğer Filistinli olmasaydım

Dünya yüzeyinde, korona diye adlandırılan bu virüsün konuşulmadığı bir yer kalmış mıdır acaba? Kökeni belirsiz bu virüs, hızlıca tespit edilip müdahale edilmezse öldürücü olabiliyor ve şimdiden dünyanın dört bir tarafına korku salmış durumda. Dolayısıyla mürekkep ve kalem ehlinin de ana konularından biri haline gelmesinde şaşılacak bir şey yok. Şüphesiz meselenin birçok yönü hala gizemini koruyor, belki de hikâyenin henüz başlarındayızdır. Nitekim salgın belirsiz bir zamana kadar insanlar arasında dolaşacak gibi görünüyor, aşısı bulunana kadar şehirlerde kalması kuvvetle muhtemel. Yani görünen o ki, korona hikâyesi uzun bir süre daha gündemi meşgul edeceği için ileride yine yazarız. Durum böyleyse niçin daha önce yazmaya başladığım ve ‘’Eğer Filistinli olmasaydım’’ başlığını verdiğim makaleme devam etmeyeyim ki diye düşündüm.

Bu makalenin bir öyküsü var, öncelikle; ilhamın kaynağını anmak ahlaki bir görevdir, bu makalenin başlığını, Halid Berri’nin Şarku’l Avsat’ta yayınladığı, ‘Filistinli olsaydım’ başlıklı makalesinden ters çağrışımla oluşturdum. Berri’nin bu makalesi, uluslararası ya da bölgesel basında çalışan Filistinlilerin karşılaştığı bir soruna dair yazma isteğimi yeniden canlandırdı. Filistinli gazeteciler, özellikle de eğer çalıştıkları medya kuruluşunda üst düzey bir görevde bulunuyorlarsa, kendilerini Filistinli olmanın mesleksel etiğin önüne geçtiğine dair bir tartışmanın içinde bulmaktadır. Bu husustaki şahsi tecrübem, Bingazi’de 1960’ların sonunda mesleğe başladığım zamandan bu yana oldukça fazladır. Londra’da mesleğimi icra ederken de birçok başarılı profesyonel Filistinli gazetecinden benzer şikâyetleri işittim. Filistinliler haber kurgularken, yazarken ve haberi sunarken ‘Filistinli oluşlarını’’ ön plana çıkardıkları yönünde diğer meslektaşlarından eleştiri alıyorlardı. İşin enteresan tarafı yayıncı kuruluş ya da gazete yönetimi değil de meslektaşlarının bu suçlamayı yapmasıydı.
Şüphesiz medya sadece Araplar indinde değil tüm dünyada, yoğun entrikaların yaşandığı ve birbiri aleyhine iş çeviren insanlara sıklıkla rastlanan zorlu bir sektördür. Medya sektörünün dışında da Filistinli olmanın ciddi zorlukları vardır. Çocukluk yıllarıma dair bir hatıramı anmak isterim; sınıf arkadaşlarımdan biri, Filistin devleti bağımsızlığını kazandıktan sonra, havaalanında ya da limanda pasaport memuru olmayı düşlediğini söylemişti, böylelikle Filistin’den kendi ülkesine giriş yapmak isteyenleri soru yağmuruna tutup girişlerine mani olacağını söylüyordu. Tabi Filistin bağımsızlığına kavuşmadı,  bu süreçte bazı Arap ülkeleri de işgale uğradı, Filistinli olmayanlar da dünya ülkelerinin havaalanlarında uzun soruşturmalara uğradı ve soru yağmuruna tutuldu. Bu durum, bir insanın Filistinli olmamayı dilemesine gerekçe oluşturur mu yani? Tabi ki de hayır, ancak, bir Filistinlinin sırf Filistinli olduğu için çektiği acıların olduğu da bir gerçektir. Örnek vermek gerekirse, Filistinliler, tüm Arap ülkelerindeki geri kalmışlıktan sorumlu tutulur. Bizi suçlayanlar, Arap âleminin öncelikli meselesi ‘Filistin davası’ olduğu için ülkelerindeki ilerlemenin sekteye uğradığını iddia eder. Şahsen şöyle bir şey işitmiştim, Gazze’deki yoksulluğun sebebi Gazze halkı imiş, çünkü gereğinden fazla çocuk doğuruyorlarmış.
Gerçekten de, eğer Filistinli olmasaydım, Filistinlilerin ülkeyi İsraillilere sattığı propagandasına inanan tiplerin cehaletine maruz kalmazdım. Liste bununlarla sınırlı olsa iyi, 1967 Arap-İsrail savaşlarında topraklarının bir kısmını kaybedenler, “Filistin’i kurtarmak zorunlu bir hususmuş gibi algılanmasaydı savaş olmazdı, dolayısıyla mağlubiyet de olmazdı” diyerek Filistinlileri suçluyor. Yani utanmasalar koronavirüs salgınının dünyaya yayılmasını da Filistinlilere bağlayacaklar. Bu arada ‘genç kalem’ Halid Berri’ye içimde kalmış bu düşünceleri bir makale haline getirmeme dolaylı destek olduğu için teşekkür ederim.
Son olarak şunu demek isterim ki; eğer Filistinli olarak doğmasaydım da kalbim ve ruhum Filistinli olurdu. Kalpleri Filistin’le atan birçok Arap gibi, belirli bir sebebi olmazdı bunun, çünkü mesele Filistin’dir.