Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

​Matbaa ve internet

Mürekkep ve kâğıda henüz veda etmediğimiz zamanların, tarihin en önemli evreleri olduğunu hatırlamakta fayda var.
Tarihçiler Alman mucit Gutenberg’in matbaayı icat etmesinin, tarihin seyrini değiştirdiğinde ısrar ediyor. Martin Luther’in 1517’de Katolik Kilisesi’ne başkaldırısının, matbaa aracılığıyla yayılan düşünceleri ile mümkün olabildiği söyleniyor. Üç yıl içinde Alman teolog Martin Luther’in eserleri üç yüz binin üzerinde sattı ve Katolik Kilisesi’nin bölünmesine yol açtı. Matbaalarda ilk başlarda dini kitaplar basılıyordu, sonra her türlü eser basılmaya başladı. Düşünce, edebiyat, felsefe, komplo teorileri, yemek kitapları vesaire.
Bugün internet ne ise o zamanlarda da matbaa oydu. Şöyle ki; sahte bir yazar, gerçek bir yazar gibi kitaplarını basabiliyordu. Tıbbi gözlüklerin, dürbün ve dev teleskopların üretimine yol açması ve evreni daha fazla tanımamıza vesile olması gibi,  matbaa da birçok sanayi kolunun gelişmesine neden oldu. Matbaa, bilimin yayılmasına olanak sağladığı gibi, yanlış bilginin yaygınlık kazanmasına da neden oldu. Matbaayla birlikte ‘şöhret kültürü’ gelişti, birçok yeni yazar ve şairi tanıyabildik. Matbaa olmasaydı aydınlanma hareketi ortaya çıkamazdı. Fakat aynı zamanda, kaosun üremesinden ve savaşların çıkmasından da sorumluydu. Kelimeleri üretmekle sınırlı kalmadı, fotoğraf ve broşürler de basmaya başladı.
Şimdi, mürekkep, kâğıt ya da boya kullanmaksızın internet tüm bunları bize sağlıyor. Görüntüyü ışık hızıyla bize aktarıyor ve üzerine düşünme imkânı dahi vermiyor. Kötü haberleri iyi haberlerden daha hızlı yayıyor. Global köy, görsel bir köy haline gelmiş durumda. Bu harika buluş aynı zamanda birçok işin ve mesleğin ortadan kalkması ve özel yaşamın tehdit edilmesi anlamına geliyor. ABD’li muhalif Edward Snowden, özel hayatın artık sonsuza dek yok olduğunu ve doğumundan itibaren her insanın bir ‘dosyaya’ dönüştüğünü söylüyor. Henüz yolun başındayız. İnternet ilk başlarda yirmi milyon insana hizmet veriyordu, şimdi ise milyarlarca insana düşledikleri şeyi sunuyor.
Shakespeare, doğanın herhangi bir dokunuşunun tüm dünyayı bir aileye dönüştürdüğünü söylediğinde, Wuhan ve içindeki on milyon insanın, bu garip dijital dünyada uygulamalarla uyuyup, uygulamalarla uyanacağını tahmin edemezdi. Gutenberg dönemiyle Steve Jobs dönemi arasında devasa bir uçurum vardır. Alman mucidin araçlarıyla basılan ilk kitap, yakın zamanda 22 milyon dolara satıldı. Sadece bu olay, yarışın nerelere vardığını kanıtlar niteliktedir.