Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

​Koronavirüs ve geleceğe dönük fırsatımız

Koronavirüs krizi, geri dönmemesi için dua ve temenni etmemize rağmen bizim için harika bir fırsat. Bu karanlıkta, vaka ve ölümleri saymak ve onu en az yara ve kayıplarla atlatmayı arzulamakla yetinmemeliyiz. Aksine bunun ötesine bakmalıyız. Bu, beklemediğimiz “tarihsel hızlandırıcı” olabilir. Kriz, yeni bir dünyaya geçiş yapmamıza yardımcı olabilecek baskıcı bir itiş gücü olabilir. Büyük hadiseler her zaman, toplumların uygulamaya karşı çıktıkları, geciktirdikleri ya da yavaş davrandıkları değişimin gerçekleşmesinde yardımcı bir rol oynamıştır.
Salgının, karantinadan izolasyon, işsizlik tehdidi, yıkılan ekonomiler ve güvenlik tehditlerine kadar tüm düzeylerde yaptıkları, savaş felaketlerinin yol açtıklarından daha kötüdür. Korona salgını gerçek bir tehdit, ancak aynı zamanda farklı bir yaşam tarzına geçiş, hayatımızın temel damarlarını temsil eden kültür, pazar ve hükümet hizmetlerini değiştirmek ve geliştirmek için katalizör görevi de görebilir.
Geleceğe geçiş için hazırlanmış ayrı ayrı planlar ve çalışma programları var. Kriz, yeni teknolojileri benimseme, e-alışveriş, görsel eğitim ve evden çalışma kavramlarını uygulama, üniversite, okul, mahkeme ve belediyeleri elektronik açıdan donatma, çiftlik, fabrika, şehir ve sokakların yönetiminde daha çok teknik yetenek ve yapay zekadan yararlanma çağrısında bulunan bu geçişi hızlandıracak kapıyı aralıyor. Beşinci nesil teknolojilerin kapısında durduğumuz bu anda, bilgi aktarma, okullar, hastaneler ve hükümet hizmetlerinin tamamını ve ülkeyi birbirine bağlamak için altyapıyı hazırlamış olmamız gerekiyor.
Pratik olarak, güçlü iletişim ağları ve kolay banka hizmetleri gibi bazı sektörler geçiş konusunda daha hızlı olsalar da henüz ilk aşamadayız.
Uygulamayı hızlandırmak mümkün mü? Yıllar alması beklenen değişimler şimdi, özellikle de geçişe yatkın sektörlerde aktif hale gelebilir. Binlerce küçük mağazanın elektronik ticaret yapmasına ve yeni çözümlerle desteklenmesine yardımcı olmak, değişmesine yardımcı olacak krediler sunmak, bunun yanı sıra onlar için elektronik hizmetler geliştirerek yardımcı rolü oynamaya hazır kurumları desteklemek mümkündür.
Yaklaşık iki yıl önce Maliye Bakanlığı banka ve kredi kartı kullanımını genişletmek ve milyonlarca tüketiciyi nakit para kullanımını azaltmaya ikna etmek için bir plan geliştirdi. Son olarak, bunun önündeki yasal ve bankacılık engelleri de kaldırıldı. Neredeyse herkesin buna uyması ve arzu edilen geçişin yıllar değil haftalar içinde gerçekleşmesi için bugün yaşadığımız zorlu koşullardan daha iyisi yoktur. Bu sayede belki de bu değişim hemen gerçekleşebilir ve bankada hesabı olan herkes kart kullanmaya başlayabilir.
Bu, değişimi haklı çıkarmak ve herkesi hızlanmaya teşvik etmek için bir fırsattır. Zira bu kadar çok sayıda hizmet sağlayıcısı ve tüketiciyi böyle bir geçişe zorunlu ve hazır bulmak çoğu kez zordur.
Krizin yayılması ve genişlemesi ile her devletin daha iyi ya da daha kötü olsun bu krizden eskisinden farklı bir biçimde çıkacağını düşünüyoruz. Burada hükümet, temel aktördür. Değişimi yönetebilir, insanları onunla etkileşime girmeye teşvikler edebilir, özel ve kamu sektöründe başarılı kurumları ve hizmetleri daha da ileriye itebilir.
Var olan sağlık kısıtlamaları ve ekonomik çöküş korkuları altında çalışmanın kolay olmadığını biliyorum. Fakat bu engeller, yeni çözümleri benimsemek ve toplum ile pazarı yeniden düzenlemek için katalizör görevi görmektedir. Onlarca şehirde milyonlarca tüketiciye hizmet veren nakliye şirketleri gibi bir sektörü tamamen yeniden inşa etmenin ya da genişletmenin zorluklarını hafife almıyorum. Sözgelimi online market alışverişi ve siparişlerin evlere ulaştırılması bir nakil ve dağıtım aracından daha fazlasıdır. Yeni bir toplumsal kültür, modern, büyük ve düzenli bir ekonomi inşa etmenin giriş kapısıdır.
Hiçbir değişim kolay gerçekleşmez. İhtiyaçlar ve zorlu koşullar nedeniyle herkes bir araya gelip hedefe daha hızlı ulaşmak için çözümler bulacaktır. Peki, başarılı olacak mıyız? Bu soruların yanıtları bize değişimin yolunu gösterebilir: Kaç şirket var, şu anda sahip oldukları kullanıcıların sayısı ne kadar, pazar büyüklüğü ne kadar, neden her kişiye, pazara ve eve ulaşamıyoruz?
 Sonuç olarak; toplum ve devletin modernizasyonu, kendisini çok ileriye taşıyacak fırsatı bekleyen bir projedir. Tüm dünyada kiminin geçişin eşiğinde kiminin de çöküşün kenarında yaşadığı bugün, önümüzde bir fırsat vardır.