Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Libya’da ‘korona zamanlarında’ savaş

Libya’da korona zamanlarında savaş’ kızışmış durumda. Libya Ulusal Ordusu (LUO) aynı anda birden fazla cephede savaşıyor. Birinci cephede, Türkiye, Katar ve uluslararası Müslüman Kardeşler örgütünün desteklediği terör oluşumlarına karşı savaş veriyor. Diğer cephede ise, tüm dünya ülkelerinin her birini kendi derdiyle meşgul kılan ‘korona salgınıyla’ mücadele ediyor.
Libya Ulusal Ordusu, koronavirüs salgınıyla mücadeleye imkân tanımak için, uluslararası çağrılar uyarınca ateşkese uymaktaydı. Ancak silahlı milis hareketlerinin ateşkesi bozması üzerine, başkent Trablus ve civarını ele geçirmek için operasyon başlatmak zorunda kaldı. Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) talimatları doğrultusunda, Suriye’den getirilen paralı lejyonerler, Trablus’un güneyindeki bir askeri hava üssüne saldırdı, amaçları üssü ele geçirmekti, fakat bu saldırının maliyeti ağır oldu. İhvan Hareketinin yönetimini sağlamlaştırmak için Erdoğan tarafından cepheye sürülen Suriyelilerden çok sayıda kişi hayatını kaybetti ve bir kısmı esir alındı.
Bu arada ‘korona salgınını’ fırsat bilen bazı terör örgütleri, Sıbrata, Sarman ve Uceylat şehirlerine saldırdı. Bazı milislerin terör örgütü DEAŞ’ın bayraklarını taşıyor olması dikkati çekiyordu. Bu şehirlerde LUO’ya olan halk desteği oldukça güçlüdür. Dolayısıyla milisler halkı cezalandırmak ve gözünü korkutmak için ele geçirdikleri bölgelerde aleni infazlar gerçekleştirdi. Sıbrata’da bir eğitim müfettişini boğazladılar, devleti temsil eden karakolları ateşe verdiler. Milislerin şiddetinden, şehir bekçileri de nasibini aldı, DEAŞ bayrakları ve DEAŞ mensubu üyelerin posterlerini taşıyan milisler, bekçileri kurşuna dizdi. Bu milis güçlerin, Ulusal Mutabakat Hükümeti ile doğrudan bağlantısı vardı, hatta hükümet başkanı, ‘Sıbrata ve Sarman’ operasyonlarını üstlendiklerini açıkladı. Oysa saldırıyı gerçekleştiren milislerin DEAŞ sempatizanı olduğu açıktı. Dolayısıyla hükümet ve DEAŞ arasındaki ilişkinin mahiyeti merak konusu olmaya devam ediyor. Hatırlanırsa DEAŞ Sıbrata, Dirne ve Bingazi’de daha önce kısa süreli hâkimiyet kurmuştu. LUO bu bileşenleri şehirden temizlemiş ve mükerrer saldırılarını püskürtmüştü. Şimdi ise ‘Bingazi Koruma Birlikleri’ adı altında yine şehirlere dönmüş durumdalar.
Libya’da koronavirüs dolayısıyla ilk ölümün gerçekleşmesinden sonra bu saldırının olması, Mutabakat Hükümeti’nin art niyetini de göz önüne seriyor. Adeta bir şifreymiş gibi, ilk ölümün ardından milis güçleri saldırıya geçti, böylelikle Mutabakat Hükümetinin ahlaki düşkünlük listesine bir yenisi daha eklenmiş oldu.
Ayrıca Trablus civarında ‘korona salgını sürecinde’ Libya Ulusal Ordusuna yoğun saldırılar yapıldı. Türkiye tarafından insansız hava araçlarıyla desteklenen, Libyalı ve Suriyeli milis güçlerin saldırıları zorlukla püskürtülebildi. Türkiye Libya’daki kargaşanın baş sorumlularındandır, düşme aşamasına gelen Trablus’taki Müslüman Kardeşler yönetimine, kendi çıkarları için, siyasi ve askeri destek vermektedir.  
Korona salgını, Erdoğan’ın Libya’da desteğini kesmesine sebep olmamıştır. Türkiye açıkça, özel güvenlik şirketleri aracılığıyla, Suriye Özgür Ordusu ve Nusra bünyesindeki milisleri eğitmekte ve Libya’ya taşımaktadır. Türkiye İstihbaratı tarafından Libya’ya getirilen Sultan Murat Tugayı üyelerinin, savaşmak için aylık iki bin dolar aldığı söylenmektedir. Bu meblağı UMH karşılamakta, aynı zamanda milislerin tedavi ve nakliyesini üstlenmektedir. Hükümet, Türkiye destekli Suriye vatandaşlarının ülkede olduğunu itiraf etmiştir, bu da; Türkiye’nin bu savaşçılara lojistik destek verdiğini kanıtlamaktadır.
‘Korona zamanlarında’ Libya Ulusal Ordusu iki cephede savaşmaktadır: birincisi; uzun süredir devam eden teröre karşı savaştır. İkincisi ise ‘koronavirüs salgınına’ karşı verilen savaştır. LUO, sınırları kapatmış ve sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Bunun yanı sıra sahra hastanelerinin kurulmasında sağlıkçılara yardım etmekte ve yurt dışından solunum cihazı temin etmektedir. Öte yandan sağlık bakanlığının çalışmaları yetersiz kalmaktadır ve Libya’da ciddi altyapı sorunları yaşanmaktadır.