Memduh Muheyni
Al Arabiyya Genel Yayın Yönetmeni
TT

Arap Yahudiler ve zehirli propaganda

Arap toplumlarında bulunan bir din ya da mezhep mensupları hakkındaki bir dizinin aslında öfkeli tepkiler uyandırmaması gerekiyor. Çünkü her yerde dizi yapımının işi budur. Sosyal olgulara odaklanmak, sorunlarını ve karmaşıklığını ortaya çıkaran öyküler dokumaktır.
Ne var ki Ramazan Ayı’nda MBC kanalında yayınlanan ve Arap bir Yahudi ailesinin hayatının derinliklerine dalan “Um Harun” adlı dizi ile hikaye farklı bir yön aldı. Dizi, var olan bir Arap sosyal bileşen hakkındaki drama bağlamından çıkarıldı. İşbirlikçilik ve normalleşme hakkında tekrarlanan komplo teorileri ve suçlamalar bağlamında ele alındı.
Fakat verdikleri tepkiden dolayı öfkeli kişilere teşekkür etmeliyiz. Çünkü yanlışlıkla krizin iki temel kaynağını ortaya çıkardılar. Bu iki kaynak aracılığıyla insan, geçmişte yapılan ve halen de sürdürülen, Arap toplumların çözülmesine ve zayıflamasına, nefret ve bağnazlık yüklü olmasına neden olan büyük hataları tanıyabilir.
Kriz, belirli din ve dini grupları karalayan, zihinleri onlara karşı zehirleyen propaganda boyutunu gün yüzüne çıkardı.
On yıllardır sürdürülen bu yanıltıcı propaganda siyasi hedefler gerçekleştirmek için kullanıldı. Liderler, popülerliklerini artırmak, genişlemeci emellerini pekiştirmek, ekonomik başarısızlıklarını ve küçük düşürücü yenilgilerini örtmek için kendisinden yararlandılar. Ajanlık ve ihanet suçlamasını yöneltmek için karşılarında bu dinlerden ve mensuplarından başkasını bulamadılar. Bu da söz konusu din mensuplarının sürekli zulüm ve baskı dalgaları sonucunda yerlerinden edilmelerine yol açtı. Propaganda ve yanlış bilgilendirme borazanları, bu dini grupların sadakat ve bağlılıkları ile ilgili suçlamalar ve şüpheler ekme araçları haline geldi. Şimdi de bu dini grupları yüceltmeyen, aksine diğer herhangi bir sosyal grup gibi sorunlarından bahseden bir diziyi karalayarak aynı şeyi yapmak istiyorlar.
Zehirli propaganda, bu dini grupların varlığını kabul etmeyi reddediyor ve halkın hayal gücünün kendilerini sıradan ve doğal insanlar olarak kabullenmesini önlüyor. Sanki yoklarmış gibi insanların zihinlerinden silmek istiyor. Varlıklarını yok sayamadığında ise onlara kendi istediği açıdan, yani hain, sapkın, sadakatleri şüpheli kimseler oldukları merceğinden bakılmasını istiyor. Medyatik tarafların ve propagandacı siyasi platformların yaptıkları budur. Yani Arap izleyicilerin zihnine derin kuşkular ekmek, aynı toplum içinde bir şüphe ve kuşku durumu yaratmak amacıyla kötü kişileri, sahte yapıt ve literatürleri yüceltmek...
Meselenin bir başka boyutunu, siyasi İslam gruplarının yaptıkları oluşturdu. Bu grupların iktidara ulaşma emellerini gerçekleştirmek amacıyla yürüttükleri kampanyalar ve temel öğretiler, Müslümanları zulme uğrayan ve herkesin kendilerine karşı savaştığı mazlumlar, kendilerini de iç ve dış düşmanlarla savaşarak onları savunanlar olarak çizmeye dayanıyor. İç düşmanlar arasında Arap Yahudiler gibi farklı dinlere mensup olan Araplar vardır. Bunlar, on yıllardır süren dini ve milliyetçi propaganda nedeniyle radikallerin ve dinin adını kullananların ideolojik ajandalarını uygulama ve kitlelerin zihinlerini kontrol altına alma amacıyla yürüttükleri karalamaları ve kampanyaları için kolay bir hedef haline geldiler. Şu an siyasal İslamcılar çok öfkeliler. Çünkü bir dizi, zihinleri ve ruhları zehirlemek için kullandıkları imaj ve görüntüye meydan okuyor. Onlar bu dizi sayesinde bunun yerini daha insancıl ve gerçekçi bir görüntünün almasından korkuyorlar.
Psikolojik ve ahlaki açıdan en zararlı sahnelerden biri, bir sosyal grubun tamamının aynı kefeye konması, kendisine yönelik saldırganlık, zulüm ve baskı bir zaman meselesi haline gelene kadar imajının çarpıtılması ve aşağılanmasıdır. Toplumları harekete geçirmeyen ve öfkelendirmeyen (çünkü aşağılayıcı söylem zamanla aklına sızmış ve yerleşmiştir) bir hususa dönüşene kadar bu sosyal grubun karalamaya maruz kalmasıdır. DEAŞ örgütü unsurları tarafından esir alınan Yezidi kadınların öyküsünü anımsadıkça insan bu trajediyi yeniden hatırlayıp aynı acıyı hissediyor.
Bu yalanların kaynaklarının kendisinden kurtulmak, komplolar, entrikalar, şüpheler, sonuçları bugün gözümüzün önünde duran işbirlikçilik ve ihanet suçlamaları kültürünün sayfasını kapatmanın ilk ve doğru adımı olabilir.