Mustafa Fahs
TT

​Lübnan: Ertelenmiş bir uzlaşının rehini

Hizbullah zamanı kesme oyununu iyi biliyor. Daha önce de Lübnan’ın zamanını Tahran saatine göre ayarlamayı başarmıştı. Tek bir yönde ilerlemeye önem vermişti. Kapasitesi ve artan gücü ile zamanını ve konumunu korumakta aşırıya kaçmıştı. Ne var ki, Lübnanlıların 17 Ekim devriminin dayattığı başka bir yönde ilerleyen başka bir zaman ile çarpıştı. Böylece krizi, biri bekleyen diğeri netleşen iki zaman arasındaki çatışmaya dönüştü.
Fakat Lübnan durumunda ve inatçı hastalıklarında beklemek maliyetli olmaya başladı. Hz. Ali r.a şöyle der: “Zaman kılıç gibidir. Sen onu kesmezsen o seni keser.” Kâr ve zarar hesapları açısından bakıldığında ise, Lübnan iktidar sistemi işi ağırdan alıyor. Hükümet Sarayı saatinin akreplerini, uluslararası, bölgesel, Arap ve yerel zamanın dışında bir zamana göre, Dünya Bankası, IMF, bağışçıların hatta kurtarıcıların saatinden farklı bir zamanı gösterecek şekilde ayarladı. Bundan sonra da zamanı, iktidar partisinin beklentilerinin ve Lübnanlıların artık tahammül güçlerinin kalmadığı isteklerinin ölçüsünde kesmek için çizdiği bir mühendislik planına göre kesmeye başladı.
Bekleme projesi kapsamında Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın son konuşması açıktı. Esed rejimi ile ilişkileri yeniden canlandırmayı talep ederek Lübnanlıların önüne örgütünün iç ve dış kazanımlarını koydu. Daha da tehlikelisi, Nasrallah’ın Esed ile ilişkileri normalleştirme seçeneğine dönüşünün ölümcül bir zamanda, 1 Haziran’da yürürlüğe girecek ABD (Caesar) yaptırımlarının arifesinde gelmesiydi. Bu yaptırımlar ile Lübnan devleti ABD Hazine Bakanlığının merceği altında olacak. Resmi Lübnanlı taraflar tarafından yaptırımların ihlali, olası ABD yaptırımlarının sonucu olarak yeni mali ve ekonomik yüklere yol açabilecek. Fakat Lübnan Cumhuriyeti’nin Dini Lideri olarak Nasrallah son konuşmasında, Lübnanlılara Şam üzerinden Beyrut’tan Bağdat’a kurulacak bu ilişkinin ekonomik fizibilite projesini sundu. Ebukemal sınır kapısının stratejik önemini, Lübnan mal ve ürünlerini (eğer varsa) Irak pazarlarına nasıl bağlayacağını tekrar hatırlattı. Nasrallah, “Lübnan’da gerçek bahsin, ekonomi sektörlerini canlandırmak yoluyla iç çabaya güvenmek” olduğunu vurguladı. Şuna işaret etti, “Arap pazarlarına yolumuz Suriye’den geçmektedir. O olmadan bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil.” Hizbullah’a göre bu, Lübnan ekonomisi için bir çıkış yolu olabilir. Uzak görünen ABD-İran açılımını beklerken Lübnan’ı devlet ve halk olarak rehin alan İran bekleme süresi boyunca IMF’nin şartları ile yüzleşmekte yaşam yükünü azaltmaya yardımcı olabilir.
İran Dini Lideri Ali Hamaney’in son konuşması bir açılımın büyük olasılıkla uzak bir ihtimal olduğunu, Irak’ta Mustafa el-Kazimi kabinesinin kuruluşuna izin verilmesinin, Lübnan krizinin gerçekleri ve güç dengelerinden farklı siyasi ve askeri gerçeklerin dayattığı bir pazarlıktan ibaret olduğunu tartışmasız bir şekilde ortaya çıkardı. Dini Lider, öğrenci örgütleri ile gerçekleştirdiği video görüşmesi sırasında, ABD’lilerin “Suriye ve Irak'ta kalmayacaklarını, oradan kesinlikle çıkmaları gerektiğini ve şüphesiz kovulacaklarını” da belirtti.