Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Batı-Katar mantıksızlığı!

Irak merkezli kanallar ve sonrasında Al Arabiya kanalı, DEAŞ ve Nusra Cephesi liderlerinin ‘Katar'ın bu terörist ağlara yardım sağladığı yönündeki itiraflarını’ belgeledi.
Bu, Katar rejiminin suça karıştığının gözlendiği ilk olay değil. Nitekim Katarlı balıkçılar için ödenen milyonlarca dolar tutarındaki fidyenin çoğunun İran-Irak hattındaki milislere gittiğine ve yine Malula beldesinde kaçırılan rahibeler için ödenen fidyenin ise el-Kaide’nin Suriye’deki kolu olan Nusra Cephesi çıkarına kullanıldığına tanık olduk.
Diğer taraftan sadece Arap listelerinde değil, ABD’nin de aralarında bulunduğu devletlerin listelerinde yer alan Halife Subeyi, Muhammed el-Feci, ünlü çiftliğinde saklanan İçişleri Bakanı Abdullah bin Halid ve 11 Eylül saldırılarının planlayıcılarından olan Halid Şeyh Muhammed gibi teröristler var. Bu kişiler, Katar tarafından da resmi olarak terörist olarak sınıflandırılan isimlerdir. Ancak daha sonra resmi olarak onurlandırıldılar. Bunlardan hangisi saçma?
Katar rejiminin iliklerine kadar ‘terör örgütlerine ev sahipliği yapma, onları destekleme ve fon sağlama’ gibi suçlara karışmasına rağmen özellikle Avrupa ülkeleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve ondan ayrılan kurumlar bunu ‘göz ardı etmeyi’ tercih ediyorlar. Peki neden?!
Bu, Suudi Arabistan, Mısır veya BAE'nin değil, Batı Avrupa araştırmalarının bir sonucu. Ancak ciddi bir tepki yok!
Fransız gazeteciler Christian Chesnot ve Georges Malbrunot tarafından yazılan “Qatar Papers” kitabında Katar kurumlarının ve özellikle de Katar Hayır Kurumu’nun Avrupa'daki İslami çevrelere ve derneklere verdiği fonlara ilişkin bir araştırma var. Araştırmada, Katar Hayır Kurumu ile dernekler arasındaki çok sayıda e-postaya ve karşılıklı gönderilen belgelere dayanılıyor. Bu araştırma, Katar Hayır Kurumu’nun derneklere bağışlarda bulunduğu ve özellikle de bu fonların Müslüman Kardeşler ile ilişkili olduğunu ifade ediliyor. Gazeteciler tarafından kitaba dahil edilen belgeler arasında banka havaleleri de bulunuyor.
Fransız gazeteciler bu belgeleri Arapça asıllarından Fransızcaya çevirdiler. Bununla birlikte araştırmada Fransa İstihbarat Servisi’nden alınan belgelere ve bir dizi Fransız uzmanla yaptıkları röportajlara da yer veriyorlar. Araştırma Avrupa'daki birkaç ülkeyi kapsıyor.
Tüm bunlara ve diğer birçok şeye rağmen Birleşmiş Milletler, uluslararası terörle mücadelede Katar ile işbirliği yapmaya karar verdi ve BM Genel Sekreteri bu işbirliğine ilişkin övgülerini ifade etti. Saçmalık ve mantıksızlık tiyatrosundan bir perde mi izliyoruz?!