Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Minnet borcu

Her birimiz halihazırda içinde bulunduğumuz kötü duruma yol açan birçok tarihten bahsedebiliriz.
1948 ve 1967 yıllarıyla ilgili olarak neredeyse bir fikir birliği var.
Öte taraftan Irak'ın Kuveyt'i işgali, Mısır'ın Arap Birliği'nden çıkarılması, Lübnan İç Savaşı ve İsrail'in Lübnan'ı işgali var. Bu bağlamda Arapların yenilgilerini, düşmanlıklarını, planlarını ve komplolarını haklı çıkarmamakla birlikte onlar için herhangi bir şekilde savunma teşkil etmeyen pek çok başlık ve tarih zikredebiliriz.
Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Kahire'de 10 Ağustos’ta düzenlenen zirvenin arifesinde şunu söyledi: “Arap zirvesi, karşılıklı suçlamalar ve hakaretlerde bulunmak olmadığı gibi bazılarının giysisini yırtmak da değildir.”
Arap siyasetiyle ilgilenen herkesin Dr. Musa Amr’ın anılarını okuması veya yeniden okuması iyi olur.
Bu kitabı okuduğunuzda korkunç bir hoyratlığın Arap diplomasisini yönettiğini ve bu diplomasinin bir şizofreniye yakalandığını anlayacaksınız.
Hüsnü Mübarek 1990 yılındaki Bağdar zirvesine gittiği sırada Saddam Hüseyin ve yardımcılarının kendisini askeri üniformalarla karşıladığını gördüğünde bunlardan birkaçına dikkat çekti.
Irak, İran'la olan savaşından zafer sarhoşluğuyla çıktı ve Arap ulusunu yöneteceğine karar verdi. Mısır Dışişleri Bakanı İsmet Abdülmecid, 242 sayılı karardan bahsettiği zaman kendisine, Arap ulusunun şu anda Irak'ın liderliğinde olacağı söylendi.
Arap liderler birbirlerini aldatmakta tereddüt etmediler. Cumhurbaşkanı Mübarek, Saddam Hüseyin'e ‘Kuveyt sınırından 90 mil uzaklıkta bulunan askeri güçler hakkında soru sorduğunda’ kendisine, bunun yalnızca askeri bir tatbikat olduğu ve hiçbir şekilde savaş hazırlığı anlamına gelmediği söylendi. Bundan günler sonra Saddam'ın yardımcısı Taha Yasin Ramazan, Kuveyt diye bir yer olmadığını; buranın Irak topraklarının bir parçası olduğunu söyledi. Mübarek, Arap liderlerinin sözlerine inanmaz ve bunların hepsini birer hileden ibaret görürdü.
Amr Musa'nın anılarını okuduğunuz zaman modern Arap tarihine ilişkin önemli bir ders öğreneceksiniz.
Arap liderlerinin yöntemleri ve mizaçları farklı olsa bile Mısır’ın 7 bin yıllık bir ülke olarak davrandığını göreceksiniz.
Her ne kadar Arap dünyasından sürmüş olsalar da bazı devletlerin Mısır’ın geride bıraktığı makamına kurulma arzularını okuyacaksınız. Sadece Prens Suud el-Faysal, Mısır’ın çıkarılması kararına karşı çıktı. Fakat ortalık çok gürültülüydü ve sefil bir görüntü vardı.
Amr Musa’nın anılarında, henüz içerisinden çıkmadığımız tarihsel aşamaya dair gerçekçi ve samimi bir okuma var.
Kitapta Mısır liderlerinin bir analizi ve Enver Sedat’ın Nasırcılarla olan savaşında Müslüman Kardeşler’i nasıl kullandığı yer alıyor.
Enver Sedat, 6 Ekim 1981'de Mısır'ın bağımsızlığının kutlandığı tören sırasında silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü. Sanırım O’na bir minnet borçlarının olduğunu düşünmüşlerdi...