Şerif Egemen Ahmet
Gazeteci
TT

Libya bölünecek mi?

Libya’da Türkiye’nin askeri desteğiyle Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerinin, General Hafter’in başkent Trablus’a yönelik kuşatmasını kırması bölgedeki tüm dengeleri değiştirdi. Halihazırda iç savaşının başından itibaren çok aktörlü bir denklem şeklinde seyreden çatışmalar, Abdülfettah Sisi’nin UMH’ye karşı Libya’ya müdahale kararıyla başka bir boyuta taşındı. UMH’nin harekat düzenlediği Cufra ve Sirte’yi kırmızı çizgi olarak belirleyen Sisi’nin bahanesi “Mısır’ın batı sınırını terörden korumak”, amacıysa Hafter’i veya Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Agile Salih’i masada tutmak. Mısır’ın hamlesini, Hafter’in baş finansörü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve baş diplomatı Fransa’nın oyuncu değişikliği olarak yorumlamak mümkün. Zira Fransa ve BAE, Mısır ordusunun Türkiye’nin sahadaki varlığını dengeleyebileceğini düşünüyor.
Hafter destekçileri son bir umutla ellerindeki tek nüfuz aracını korumaya çabalarken, Türkiye ise masaya oturmak ile savaşa devam etmek arasında bir tercih yapmaya zorlanıyor. Ankara son günlerde karmaşık bir diplomasi trafiğinin merkezinde yer alıyor. Fransa ile Akdeniz’de yaşanan donanma gerilimi, Rus Dışişleri heyetinin Türkiye seyahatini iptali, NATO Savunma Bakanları Toplantısı, Trablus’a üst düzey ziyaret ve son olarak İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio’nun Ankara’ya teşrifi…. Bu diplomatik temas zincirinde şüphesiz en dikkat çekici olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Libya’ya giderek UMH Başkanı Fayiz Serrac ile gerçekleştirdiği görüşmeydi.
Türk ekonomisinin tepesindeki ismin gelişi pek tabii petrol meselesiyle yakından ilişkili. UMH, sadece birkaç hafta önce Libya’nın petrol endüstrisinin dizginlerini eline aldı. 8 Haziran’da El Fil ve Şerare’deki petrol sahaları üretime yeniden başladı. İlk haftada iki sahada günde 12 bin varil petrol çıkarmayı hesap eden UMH, iki hafta sonra El Fil’de 100 bin varili, Şerare’de ise 300 bin varili hedefliyor. Ankara-Trablus hattında imzalanan yeni anlaşmalar ile birlikte, Türkiye bölgede petrol aramalarına da başlayacak. Tüm bu enerji verileri alt alta yazıldığında bile Bakan Albayrak’ın heyete neden dahil edildiği sorusu da netlik kazanıyor. Fakat “ver SİHA’yı al petrolü” olarak özetlenen durumun Türkiye’nin Libya’ya baskısıyla gerçekleştiğini söylemek güç. Burada daha ziyade UMH, Türkiye’yi savaşa devam etme stratejisine bağlamaya çabalıyor.
Trablus kuşatmasının kırılması üzerine Türkiye, en üst perdeden Hafter’in Libya’nın geleceğinde bir rolü olamayacağını dile getirmişti. Hafter’in yerine kimin getirileceği Abu Dabi’de dahi konuşulurken, herkesin aklında Temsilciler Meclisi Başkanı Agile Salih vardı. Bu konuda Ankara da ikna edilmiş olacak ki Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler yabancı bir basın organına verdiği mülakatta “Salih seçilmiş bir siyasetçi ve müzakereler için uygun bir partner” açıklaması yaptı. Fakat bu söylem Türk heyetinin Trablus seferi sonrası 180 derece değişti. Türkiye-Libya görüşmelerinde petrol meselesi gündeme geldi. Akabinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Salih’in yanında kim kaldı? Onu destekleyen Temsilciler Meclisi vekillerinin çoğu Trablus’un safına geçti” diyerek Salih’in de geçiş sürecinde inisiyatif alacak yetkinliğe sahip olmadığını ifade etti. Parçalar birleştirildiğinde UMH’nin bir teklif sunduğu ve bunun neticesinde Türkiye’nin Salih ismine onay vermekten vazgeçtiği açıkça görülüyor.
Sisi’nin Hafter ve Salih’i korumak için harekete geçtiği, Türkiye’nin de “Sirte’yi alana kadar savaşa devam” dediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Kahire’nin hamlesi Ankara’yı Libya masasına oturtmak adına diplomatik restleşmeyi sürdüren Moskova’nın ekmeğine yağ sürüyor. Sirte’yi deniz üssü yapmak isteyen Kremlin, Sisi’nin gerilimi artırmasından memnun. Dahası, son olarak ABD de Afrika Komutanlığı aracılığıyla Hafter ile Serrac’ı masaya oturtmak için devreye girdi. Washington da tıpkı Moskova gibi tarafların parçalı bir Libya haritasında anlaşmasını destekliyor. Ekonomik buhranın pençesindeki Ankara dışarıdaki askeri hamlelerini petrole çevirerek refah satın alabilecek mi bunu zaman gösterecek. Ancak UMH’nin Sirte harekâtında zafer geciktikçe Libya’nın bölünme senaryoları daha da kuvvetleniyor.