Ömer Özkaya
Yazar
TT

Hz. Süleyman ve Hz. İsa ve Hz. USA

"Londra, Berlin, Paris, Moskova  ve Pekin'de ekonomi ve finansla ilgili resmi kurumların hangilerinde ışıklar sabahlara kadar yanıyor ya da bunların bileşenlerinde? George, bu sorunun çok kapsamlı bir yelpazede yanıtlarını bekliyorum" dedi başkan.
George'un aklına çeşitli başkentlerde dikkat edilen parametreler geldi.  Türkiye'de Genelkurmay'ın ışıkları çok geç saatlere kadar yanıyorsa senaryolar havada uçuşurdu.
Çin'de Komünist Partisi'nin, İngiltere'de London City'nin, Paris'te Fransız istihbaratının ekonomik istihbarat birimlerinin, Berlin'de ise dış ticaretle ilgili birimlerin, Moskova'da şimdilerde farklı bir yapıya bürünmüş petrol ve doğalgaz komplekslerinin yönetim katları, Hollanda'da çiçek ihracat şirketleri, Singapur, Hong Kong ve Japonya'da küresel finans sisteminin ana kumanda merkezlerinin ışıklarının ne kadar süre yandığına ilişkin veriler stratejik önem arz ederdi.
Başkanı çok antika bulmasına rağmen, dünyanın önemli ülkelerindeki stratejik kurum ve kişilerin 24 saatleri ve iletişim şemaları ile ilgili stratejik bilgilerin elde edilmesi önemliydi. Derli toplu bir raporu Başkan'a sunuma hazır hale getirdi, Başkan'dan randevu istedi.
"Anlat George!"
"Efendim, tüm önemli ülkelerde ekonomik, finansal kurumlar, stratejik isimler, fosil enerji alanındaki ana aktörler, stratejik askeri birimler beklenildiği gibi alarm durumundalar."
"Ne zamandan beri George?"
Kapsamlı bir küresel siyasal ve ekonomik farkındalık raporunu Başkan'ın dikkatine sundu George.
"Harika" dedi Başkan, "Çin, İngiltere, Almanya ve Rusya dışında herkes derin uykuda."
"Harika iş George" dedi Başkan. "Fakat rehavet yok, bazıları çoktan beri çok uyanıklar."
Çoktan beri  New York’un merkezine, Teksas'a,  Hollywood'a ve çeşitli ABD üniversitelerine yerleşmiş yeni nesil Pentagon ve ABD ordusu çok geç deşifre olmuş, ABD küresel finansal savaşta tüm önemli rakiplerine ve düşmanlarına inanılmaz ekonomik, finansal, hidrokarbonsal, yeni kentsel yerleşim bazlı finansal ve toplumsal, etnik bazlı finansal ve siyasal, teo finansal ve siyasal, kültürel ve en önemlisi bilişsel teknolojik ağır hasarlar vermişti.
George, Başkan'ı eski kulağı kesik, hem alaylı hem de yüksek eğitimli, ağır bir orijinal Delta Force gibi, Seal Savaşçısı gibi değerlendiriyordu hep.
"Hiç bir şey bilmiyorlar George, sen de aynı fikirde misin?"
"Evet efendim. Yeni nesil savaşlarla ilgili hiçbir fikirleri yok. Çok kolay etkileyebiliyoruz, istediğimiz tüm sonuçları da derliyoruz. Çin, Almanya ve Rusya'ya artan oranda dikkat kesilmekle ilgili yeni Başkanlık emrini şimdi daha iyi anlıyorum efendim."
"George, bazı rakip ve düşmanlar da bizim gibi aşırı uyanıklar. Aparatlar asıl aktörleri gizler oldular. İçimizde olup dışımızda  duruyorlar. Hala istenilen eşsiz konumu elde etmiş değiliz."
"Evet efendim."
"Şimdi finansal genelkurmay başkanı ve ekonomik savunma bakanını birlikte dinleyelim George."
Son durum raporunu bir cümle ile anlatmak istiyorum efendim, "Ayının poposunu ısırmak için yarışan vip'lere herkes katılmak üzere."
"Ayrıca doları cephenin en önüne koyduk. En çok savunduğumuz değeri cephenin en önüne sürünce tüm planları alt üst ettik. Para nedir, dolar nasıl bir paradır, sorusunu hâlâ soran olmaması da en büyük zaferimiz."
Başkan, "İnsanların ve önemli kurumların en büyük hatası, birçok sorunun yanıtını bildiklerini sanmaları ve birçok olguyu da kavradıklarını sanmaları değil midir George."
Başkan aforizma üretti mi George bunu not etmekle görevli hissederdi kendini.
Ekonomik savunma bakanı, "Dolar ile ABD ordusu arasındaki kurulan korelasyon ve paradoksun, etkili bir zaaf noktası olarak algılanmasını sağlamak ana hedefimizdi. Birinci önemli zafer noktamız burasıdır."
"FED çalıştıkça ABD ordusunun sahada görünür olması ABD ekonomisinin tüm yaralarını onaracak potansiyele erişti. İkinci zafer noktamızı işaretlemiş olduk."
"Emtia stok analizlerine gelince, orada Almanya, İtalya, Rusya, Fransa, Çin ve bazı küresel elitlerle denk durumdayız."
Başkan, "Yazı tura atılacak olsa paramız hep bizim istediğimiz gibi düşecek, işte bu harika haber."
"Sayın Başkan, dolar-altın standardını yeniden kurmak, nihai zaferi ilan etmek için hazır durumdayız. Yeni bilanço bilim ve teknikleri alanında elde ettiğimiz başarı, ABD ordusunu daha da güçlendirdi. Altın paraya da geçebiliriz yeni dolara da, alan temiz."
Başkan, "FED' in yeni misyonu devam ediyor ve operasyonu henüz yeni başlıyor" dedi ve ekledi: "Zafer ilan etmek ise gereksiz, çünkü bu yeni nesil bir savaştır. Yeni nesil savaş ise daimi nefes almak gibidir, nefes almaya ara veremezsiniz."
"Yeni bir aforizma daha" dedi, George.
Başkan, "En büyük zaferimiz ise ekonomi ve finans bilimini yeniden üretmemizdir. Artık yeni ekonomi ve finans bilimi ile istediğimiz tüm küresel sonuçları elde edebiliriz. Beklenmedik sonuçlar silsilesi elde edebilmektedir askeri, siyasi ve ekonomik güç. Tüm devletleri ve aktörleri ters köşeye yatırabiliyor muyuz? Bunu başarmak ABD'nin yeni beka ve hegemonya stratejisidir."
Finansal genelkurmay başkanı, "Sayın Başkan, Çin, Almanya, Rusya ve bileşenleri de yeni ekonomi ve finansal bilim alanında adımlar atmaktadır. Bu noktada Çin'in yarattığı yeni ekonomik ve finansal ve siyasal atmosferi göz önünde bulundurursak aşırı özgüven koordinatlarında olduğumuz görülecektir. Ayrıca bilişim teknolojileri, kapitalist, liberal sistem ABD'ye yönelik hamleleri bizzat beslememize sebep olmaktadır. Yeni ekonomik ve finansal bilimimiz bu alanda açık veriyor.'
Başkan, "Tanrıya da bir alan bırakmamız gerekmiyor mu? Sovyet sistemi her zerreyi denetlemeyi ve bekayı böyle sağlamayı düşündü ve bunu gerçekleştirmek için harekete geçti. Sonra denetlemek ve kontrol altına almak istediği tüm unsurlar, Komünist
Partisi'nin içine yerleşip Sovyetler'i bloke etti. Eğer diktatörlük işe yarasa idi Sovyetler dünya lideri olurdu."
"Çin'e gelince, Çin de aynı Sovyetler gibi karşı olduğu 'şey'e dönüşmedi mi?
"Küresel güç ya da güç olabilmek için her sesin çıkması ve kendini duyurabilmesi asıl koşuldur. Çıkan her sese akıl ve bilimle yanıt verirsen, gücü elde tutmuş olursun. Yok, bomba ile cevap verirsen, sindirdiğini veya yok ettiğini zannettiğin 'güç', içinde kendine yer bulur. Tanrı şeytanı isterse yok ederdi."
"Fakat Başkan biz Tanrı değiliz!"
"Tabii ki değiliz, fakat Tanrı bile hoşuna gitmeyen varlıklara yaşama şansı vermiştir. Tanrı'nın haklarını ve gücünü gasp edersek Tanrı’nın şimşeklerini üzerimize çekeriz. Tanrı, gücünü nasıl daim kılmaktadır?"
"Sayın Başkan, bu tür teolojik ve etik bir tartışma için bu makam ve ortam hiç uygun değildir. Papa'nın söyleyeceği sözler bunlar. Kutsal Kitap’taki vaiz gibisiniz."
Başkan, "Tam tersi, siyaset ve askeri harekât ve küresel hegemonya konuşuyoruz. Bunun teoloji ve etik olarak algılanması birkaç boyutun eksik kaldığına ilişkin veri olabilir ancak. Unutulmamalıdır ki Papa ve din, yıllarca Batı'nın küresel yerleşiminde bayrak olmadı mı? Daha yenilerde Bush'lar 'Haçlı Seferleri yapıyoruz' demedi mi?"
Başkan'ın bu aforizması da uzun olunca George, "Verimli gün" dedi.
Başkan, "Ayrıca" dedi, "Tanrı'nın tüm vasıfları, belirmesi ve iktidarı, daima asıl olanı arka plana almasında saklı değil mi? Binlerce ton altını ne diye elimizde tutuyoruz?
"Asıl gücümüz altın mı yani?" dedi George.
"Hayır, asıl gücümüz, güç enstrümanları üretebilmektir" dedi Başkan.
Ekonomik savunma bakanı, "Sayın başkan, FED'in yeni misyonunu emisyon hacmini artırmak olarak tanımladınız."
Başkan, "Nuh Tufanı sayın bakan, Nuh Tufanı'nda suyu yükselten, suyun altında kalmadı. Ya suyun altında kalırsak! Nihai tahlilde Tanrı değiliz!"
"Süleyman onca iktidar, onca zenginlik ve bilimle öldü, İsa ise hiç zengin, güçlü ve bilim sahibi değildi."
George atıldı, "Gelmesi yakın mı Sayın Başkan?"
"Tanrı bilir, biz çalışırız."