Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Filistin yolu: Devam

Sayın İsmail Heniyye’nin bize Ahmed Şevki’nin “Ateş talep etmeye mi yoksa gelip bir evi ateşe verdiğini görmeye mi geldin?” sözlerini hatırlatan Lübnan ziyaretinden birkaç gün sonra sakin bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Heniyye’nin bir araya geldiği siyasi merciler arasında Sayda milletvekili Behiye Hariri ve Ayn el-Hilve kampı da vardı.
Aslında makul bir adımmış gibi görünen Ayn el-Hilve kampı ziyareti, silahlı bir gösteriye dönüştü. Ziyaret usullerinin çiğnendiği bu temas, Lübnan devleti ve henüz başkent patlaması yasından çıkmamış olan Lübnan vatanının saygınlığına yönelik de apaçık bir ihlaldi. Zira Heniyye, Lübnan’da bulunduğu sırada Tel Aviv’i Tel Aviv ve ötesini yok edecek füzelerle tehdit ederken, Lübnanlılar ise -hala- altında yaşadıkları çatıları kaybeden 300 bin insanın yerle bir olan evlerini ve enkaz altındaki kayıpları arıyorlardı.
Sorun şu ki; “Size Kudüs'ten, Gazze'den, Ramallah'tan geldim” diyen Heniyye ateşli ve gümbürtülü konuşmalarda bulunmadan kısa bir süre önce Gazze’de İsraillilerle ateşkes anlaşmalarına varılmıştı. Kampı ziyareti sırasında keşke -bu onun için çok zor olacak olsa da- Başkan Mahmud Abbas’ın attığı adımları izleseydi de bu tür durumlarda riayet edilen gerekli ilkeleri, görgü kurallarını ve üst düzey ahlakı gözetmiş olsaydı.
Ancak tüm bu kural ve ilkeler, Heniyye’nin ziyareti altında yatan ana amaç ile zaten tutarlı değil. Basit bir dille, bu ziyarette Filistinlilere, Araplara ve tüm dünyaya, liderliğindeki Hamas’ın İran dili ve İran füzeleri ile, bir de İran füze deposundan konuştuğunu göstermek amaçlanmıştı. Maalesef ki Heniyye’nin üslubu, Lübnanlılara kendilerini bilhassa güneyde Filistinlilerle çatışma içerisinde buldukları ya da Yaser Arafat’ın 11 yıl boyunca Lübnan’ı yönettiğini tüm dünyaya iki kez duyurduğu günü hatırlattı. Hâlbuki bu anıları hatırlatmasına gerçekten hiç gerek yoktu.
Duygusal patlamaların misafire sevinçten kaynaklandığını söylemek ise hakaretin katlanmış haliydi. Hem ilişkilere ve duygulara yönelik, hem de pek çok eksiklikten şikayet eden Lübnanlıların zihinlerine yönelik hakaretin.
Ayn el-Hilve ziyaretindeki ateş gösterisi ve ziyaretin gerçekleştiği zaman, misafirin seçtiği üslup kusurunu artırdı. Lübnan Cumhuriyeti, yalnızca birkaç gün önce, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Rusya ve Çin'in de imzalarıyla uluslararası alanda yenilenmesine sevinmişti. Zaten bir hükümete sahip olmayan Lübnan Cumhuriyeti, tarihinde en kötü patlamanın yaşandığı şehre bir Cumhurbaşkanı, bir başbakan, bir bakan ya da mağdurlara başsağlığı dileyen bir cumhurbaşkanlığı sarayı elçisi göndermedi.
Yani yanlış bir zamanlama bayım. Üslup da bir o kadar yanlış. Silahlı gösteri sizin lehinize olmadığı gibi Filistinlilerin de lehine değil. Filistin ile Lübnan arasındaki ilişkinin lehine de değil. Biz de her türlü felaketi tatmış olan felaketzede bir halkız. Öyle ki, liman patlaması bu felaketlerden en zararsız olanıydı.