Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Batı, Husilerden korkmak yerine onlar için endişelendiğinde

ABD'deki zorlu – halihazırda en hafif bu şekilde tarif edilebilir- iktidar değişimi ışığında, şu heyecan verici haberi aldık; ABD Başkanı Donald Trump yönetimi Yemen’deki Husi milis gücünü terör örgütü ilan etmeye hazırlanıyor.
Bu Amerikan niyetinin doğuşu ve kamuoyunda dillendirilmesi özellikle "Batılı" uluslararası taraflar arasında kargaşaya neden oldu. İşte size örnekleri:
Basında çıkan haberlere göre, diplomatik kaynaklar, BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths'in – sadece heyecan verici başkanlık seçimleri günlerinde değil, Husilere yönelik böyle bir niyetin olduğuna dair işaretlerin görülmeye başlandığı andan itibaren- ABD’ye bundan geri adım atması için baskı yaptığına işaret ettiler. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu etkilemesi çağrısında bulunduğunu kaydettiler.
Griffiths, geçen ay da ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft’ı Husi milislerini terör örgütü ilan etme planlarını yeniden gözden geçirmeye çağırmıştı. Almanya ve İsveç de ABD'ye geri adım atması için baskı yaptı.
Husi milislerinin ABD tarafından terör örgütü olarak tasnif edilmeleri "olasılığı" karşısında gösterilen bu uluslararası panik, Yemen'deki savaşın neden uzadığının önemli bir yönünü ortaya çıkarıyor. Husilerin yenilgisinin "engellenmesinin” sebebini gösteriyor.
Griffiths veya Avrupalı başkentlere, hatta daha sonra Washington’a da neden Husileri terörist ilan etmek istemediklerini sorduğumuzda, kesinlikle Husileri siyasi diyaloga ikna etmek ve bu tür adımlarla onları kışkırtmamak gerektiği gibi (uyuşturucu ve saçma) argümanlar duyacağız.
Bu arada, Husilerin Suudi Arabistan’ın denize açılan kapısı Cidde’deki Aramco Şirketi’ne ait petrol ürünleri dağıtım istasyonuna düzenledikleri son saldırıdan sonra, Yemen’de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu da Kızıldeniz’in güneyinde Husi milisler tarafından yerleştirilen 5 deniz mayınının imha edildiğini duyurdu. İmha edilen mayınların İran yapımı olduğunu ve bölgede şu ana kadar imha edilen mayınların sayısının 163’e ulaştığını da belirtti.
Özetle, Yemen çözümüne ilişkin zararlı uluslararası siyasi yanılsamalar terk edilmeli ve Suudi-Yemen çabalarıyla sahada somut gerçekler dayatılmalıdır. O zaman Yemen dosyası küresel aktörlerin oyuncağı olmaktan kurtulur.